Mustafa Mutlu: Mehmet’in babasının kolları neden yok?

Mustafa Mutlu-1YAZARLAR-Bir süredir sosyal medyada dolaşan bir resim var. Küçük bir çocuğun yaptığı “aile resmi…”
Resim, anne, baba ve üç çocuktan oluşuyor. Çocuklardan biri, Mehmet çizmiş bu resmi.
Görünürde mutlu bir aile tablosu; ama dikkatle bakıldığına babada bir tuhaflık var.

Resim-çocuk-1
Resmi yapan çocuk, babasının kollarını ve ağzını çizmemiş.
Neden; unutmuş mu?
Hayır…
Çünkü babası, annesine küfrediyormuş ve dövüyormuş!
***
Bizim ülkemiz böyle işte; bir yanda küçük bir çocuğun, evde uygulanan şiddeti protesto etmek için çizdiği resim, diğer yanda eşinden şiddet gören kadın milletvekilinin hali.
Gazetelerde okumuşsunuzdur; eşinden şiddet gören Milletvekili Fatma Salman‘ın boşandığı eşi İdris Kotan‘a mahkeme “haksız tahrik indirimi” ve “takdir indirimi” uygulamış…
Bunun nedeni ise; şiddet gören tarafın, yani Fatma Hanım’ın, tartışma sırasında “kırıcı sözler” söyleyerek şiddete zemin hazırlamasıymış…
***
Görüyorsunuz ya; şiddete maruz kalan milletvekilinin bile aciz olduğu bu ülkede sıradan vatandaşlar ne yapabilir?
“Milletin vekili” dayak yerse, “aslı” dayak yemesin de ne yapsın?
Kadına uygulanan şiddette dünyada başı çeken bir ülkede, “kadın milletvekilinin” böyle bir muameleye maruz kalması çok da şaşılacak bir durum değil; ülkede dayak yiyen kadınların da temsil edilmesi gerekiyor Meclis’te.
Fatma Salman şiddet gören kadınların sesi olacağına onların “sureti” olmayı şimdilik başarmış görünüyor; başarılarının devamını dileyemeyeceğim…
***
Adalete gelince; onu da kutlamak gerekiyor. Farklı alanlarda uygulanan çifte standarttan eser yok; sade vatandaş olan bir kadının aleyhine ne karar veriliyorsa milletvekili kadın için de aynı kararlar alınıyor:
“Erkek şiddet uyguluyorsa vardır bir bildiği” denilerek kadınlara her türlü kötü muamele hak görülüyor.
***
Ah Mehmet ah!
Şiddetin resmini yaptığın gibi, “adaletin” de resmini yapsan, ortaya nasıl bir tablo çıkarırdın acaba?
YAZIK!
Hukukçulardan, doktorlardan, sosyal danışmanlardan oluşan bir heyetle Kaz Dağları’nın köylerini dolaştım.
Köylü açlığını, yoksulluğunu, çaresizliğini unutmuş; madenlere peşkeş çekilen ormanların derdine düşmüş…
Kiminle konuşsak, gözyaşları sel oldu.
Yaşı doksana merdiven dayamış bir dede, “Üç oğlum vardı, üçü de öldü. Allah’ın takdiri deyip gözlerime kilit vurdum, bir damla ağlamadım. Ancak benden büyük olan bu ağaçların kesilecek olması Allah’ın takdiri değil ki…” diye isyan ediyordu.
“Allah’ın takdiri değil; ama kul, Allah’tan korkmuyor be dedem” dedim, duymadı bile…
Sadece, “Yazık, çok yazık” deyip duruyordu.
GÜNÜN SORUSU
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, memurlara enflasyonun üzerinde zam yapacaklarını söylemiş…
Hatırlarsınız; Başbakan bir zamanlar ekonomiyi simit fiyatlarıyla anlatıyor ve “Bizim zamanımızda simide zam yapılmadı” diye övünüyordu. Oysa 1 liralık simidin fiyatı bir günde yüzde 40 zamlandı. Sorum Maliye Bakanı’na:
Enflasyonu bırakın, simitteki artışı çalışanların maaşlarına yansıtmaya var mısınız?
Bu onur, hepimizin!
Haziran Direnişi’ni en gerçekçi şekilde yansıtan ve ülkemizde sansüre takılan ve salonlarda gösterilme olanağı bulamayan Başlangıç Belgeseli, vatandaşlarımızın çağrısıyla ABD ve Kanada’daki sinema salonlarında gösterime girecekmiş.
Washington, New York, New Jersey, Houston, Philedelphia, Pensilvanya, Arkansas, Florida, Virginia ve Kaliforniya eyaletlerindeki sinema salonlarında izleyici ile buluşacak olan filmin ilk gösterimine ABD’li senatörler ile Gezi eylemlerine destek veren Alman piyanist Davide Martello da katılacakmış.
Fahrenheit 9/11, Capitalism: A LoveStory gibi eleştirel filmlerin usta yönetmeni Michael Moore da belgeseli izlemek için salonda olacakmış.
İlk gösterimi 7 Aralık’ta Washington D.C.’de gerçekleşecek olan Başlangıç belgeseli için aynı akşam Yönetmen Serkan Koç ve Yardımcı Yönetmen Beste Gül Öneren’in katılacağı bir tanışma toplantısı düzenlenecekmiş.
Beste Gül Öneren bir açıklama yapmış ve “Her belgesel tarihe not düşmek demek. Türk belgesellerinin de dünya salonlarında izlenecek olması çok heyecan verici. Ne mutlu bize ki tüm dünyada yaşadıkları yeri güzelleştirmek isteyenler Başlangıç Belgeseli ile ilk adımlarını atıyorlar; Gezi birleştirmeye devam ediyor” demiş…
Serkan’ın da Beste Gül’ün de ellerine, yüreklerine sağlık ama… Bu filmin kahramanı da yönetmeni de senaristi de makyajcısı da kostümcüsü de canları pahasına bu destanı yazan milyonlarca onurlu vatandaşımız…
Yani bu onur; hepimizin onuru… Kutlu olsun.
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım “Bayburt Üniversitesi‘ndeki konferansta, “Türk diye bir ırk yoktur” diyen AKP yöneticisi Prof. Dr. Yasin Aktay‘a:
Türk diye bir ırk olduğunu yedi düvel biliyor da senin ne olduğunu biz bilmiyoruz!

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.