Necati Doğru: Allah’ın tokadı!

Necati DOĞRU-1İki emekli general; Hilmi Özkök ile Aytaç Yalman 6 yıl sustular. Dile getiremedikleri; “Bu bir pusu davasıdır” gerçeğini 6 yıl sonra nihayet söyleyebildiler.
Bir gazete.
Bir bavul.
Bir bavulcu.
Bunlarla başlamıştı.
Gazete eski solcular, yeni liberaller, taze İslamcılar, çapsız romancılar, kocası CIA ajanı yazarlarla dolu olarak yayın hayatına “yüksek demokrasi ve şeffaflık uğruna kalem mücadelesini” yükseltmek(!) için çıkmıştı.
Bu gazeteye bavul geldi.
Yapılmamış darbe davası.
Bu bavulla başlatıldı.

* * * *

O yıllarda başbakan Tayyip Erdoğan ve paralel destekçisi Fethullah Gülen, yapılmamış darbe davasının (Balyoz- Ergenekon ve diğerleri) savcıları oldular. Özel yetkili mahkemeler de, mahkeme değil, vicdansız birer pusucu kesildiler. Pusu Orduya kurulmuştu.
Sakın unutmayın.
Aklınızdan çıkarmayın.
Bu pusu olmasaydı.
Bölücülük palazlanamazdı.
Kürt Koridoru açılamazdı.
Türkiye üzerinden peşmerge geçirilirken onlara el sallayıp, “Biji Serok Obama” diye bağıranlar da olmaz, ABD’yi gözlemci yapalım diyenler de çıkamazdı.
Türkiye bölünmezdi.

* * * *

O günleri hatırlayın:
Sadece tutuklanan ordu mensubu subaylara “darbeci” demekle kalmıyorlar fakat “kim susmuyorsa” ona da “darbeci yaftası” yapıştırıyorlardı.
Kim iktidarı eleştiriyor.
İşte o darbeci.
Kim eğilmiyor.
İşte o da darbeci.
Kim adalet arıyor.
O da darbeci.
Kim bölünmezliği savunuyor.
O da darbeci.
Medyadaki Tayyip Erdoğan tetikçileri ile Fethullah Gülen tetikçileri o yıllarda sarmaş dolaş ve beraber; “itibar katilliği ve haysiyet caniliğini” birlikte yapıyorlardı.

* * * *

Yalan üretim merkezleri kurulmuştu.
Kanıtların sağlamlığına bakılmıyor, şahitlerin doğruluğu ciddiye alınmıyor, yargılamanın hukukla uyumlu olması ilkesine hiç uyulmuyordu.
O, iki general de biliyordu.
Bu pusu davasıydı.
6 yıl sustular. Niçin?
Şaşırtıcı olan şuydu:
Mahkemenin hakimleri ile davanın yargıçları; dosyalar dolusu sahte bilgi, sonradan yerleştirilmiş dünya kadar sahte CD, kurulmamış şirketler, yapılmamış oteller, söylenmemiş sözleri gerçek belge ve bilgi olarak kabul ediyor fakat avukatların “dinlenmesini istediği şahitleri” dinlemek için çağırmıyordu.

* * * *

2 General konuştu.
Pusu davası çöktü.
Pusucu, paralelini iktidar treninden attı ve pusu kapanını şimdi eski ortağını bitirmeye göre kurdu.
Türkiye’de bugün savcı ve hakim kadroları, adaletin tavanı ile tabanı buna göre yenileniyor. Hayat, “pusucu Tayyip ile pusucu Fethullah’a birbirine karşı itibar celladı ve haysiyet katili olma rolü” verdi.
Allah’ın tokadı!

Bir başka boyutu da var!

Sadece imar ruhsatı yönünden değil ödenek yönünden de kaçak. Yasalara göre tutarı 250 milyon TL’yi geçen yatırımlar, Bakanlar Kurulu onayı alınıp, proje numarasıyla Resmi Gazete’de yayınlanmasını gerektiriyor. 1 milyar 370 milyon harcanan Cumhurbaşkanı yeni sarayı için Bakanlar Kurulu onayı alınmamış. 2014 yılı bütçe açığının yüzde 7’si kadar olan ve yüksek faiz ödenerek alınan iç borçla yaptırılan bu kamu binası, bir kişinin (Tayyip Erdoğan) otoriter emrine, arzusuna, isteğine, keyfine göre dikildi. Ona en yakışan isim Soygun Sarayı. Soygun Sarayı yapılmasaydı, Hazine’nin yüksek faizle yıllık borçlanması daha az olacaktı.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.