Hırvatistan için tarihi an

AB üyesi hükümetler yarın Hırvatistan için imza atıyor.
Avrupa Birliği hükümetleri, Hırvatistan’ın Temmuz 2013 itibarıyla birliğe katılımını garantileyecek üyelik antlaşmasını yarın Brüksel’de düzenlenecek AB zirvesinde imzalamaya hazırlanıyor.
Bu antlaşma üyelik müzakerelerine Türkiye’yle aynı gün başlayan Hırvatistan için tarihi bir dönüm noktası olacak. Ancak euro bölgesinde yaşanan borç krizi dolayısıyla zor günler yaşayan AB için Hırvatistan’ın üyeliği o kadar da büyük bir gelişme olarak görülmüyor.
Birliğe üye ülkeler, uzun vadede, Hırvatistan’ın üyelik kriterlerine uyumdaki başarısının diğer Balkan ülkelerini de cesaretlendireceğini umuyor. Ancak borç krizinin ağırlığının hissedildiği bu dönemde birçok Avrupa ülkesi, genişleme politikalarına bir süreliğine de olsa ara verilmesi gerektiğine inanıyor.
Yine de 4.3 milyonluk nüfusuyla Avrupa Birliği’nin yüzde 1’inden daha küçük olan Hırvatistan’ın AB ekonomisi üzerinde çok büyük bir etki yapması beklenmiyor.
10 YILLIK ÇABANIN KARŞILIĞI
Hırvatistan, 10 yıldan fazla süredir devam eden bir üyelik süreci yaşadı. Bu yıl başlarına kadar, reformlardaki ilerlemenin yavaşlığı ve AB üyesi ülkelerin çoğunluğunun genişlemeye karşı olması nedeniyle süreçte aksamalar gözleniyordu.
Brüksel’den bir diplomat, “Genişleme konusundaki rahatsızlık büyüyor” derken, AB’nin siyasi ve coğrafi sınırlarının genişlemesinin yarattığı tartışmalara dikkat çekti.
Ancak Hırvatlar Yugoslavya’dan geriye kalan sosyalist mirası unutup AB’ye girmek konusunda çok hevesli.
Üyeliğinin kesinleşmesiyle, Hırvatistan AB’ye katılan ikinci eski Yugoslavya ülkesi olacak. Daha önce Hırvatistan’ın küçük kuzey komşusu Slovenya birliğin bir parçası olarak kabul edilmişti.
HEM UMUT HEM KORKU
Birçok Hırvatistanlı, iç politikaların Avrupa denetimine girmesinin, ülkede ihtiyaç duyulan demokratik reformların gerçekleşmesini ve neredeyse bütün devlet kurumlarına sirayet etmiş durumdaki yolsuzluklara bir çözüm bulunmasını sağlayacağına inanıyor.
Ancak aynı zamanda son onyılda AB’ye giren birçok Doğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi, Hırvatistan’da da daha gelişmiş ekonomilerle rekabet edememe korkusu çok yaygın.
Hırvatistan, AB’den yeşil ışığı görebilmek için kapsamlı demokratik ve ekonomik reformları hayata geçirmek zorunda kaldı. Hırvat siyasetçiler, yolsuzlukla mücadelede kararlı olduklarını göstermiş olsalar da Avrupa’da yaşanan mali kriz Hırvatistan’ı da vurdu.
Başbakan Jadranka Kosor’un adı yolsuzluk skandallarına karışan partisi, Pazar günü düzenlenen seçimlerde ağır bir yenilgi aldı. Bu durumda skandallar kadar seçmenlerin ekonomik korkuları ile ülkedeki yabancı yatırımların azalmasının da etkili olduğu belirtiliyor.
KRİTİK 18 AY
Hırvatistan, önümüzdeki 18 ayda çok yoğun bir denetim altında olacak çünkü AB yolsuzlukla mücadele adımlarının gereken hızda atıldığından emin olmak istiyor. Reformlarda yaşanacak bir gecikme üyelik antlaşmasının üye ülkelerin parlamentolarında kabul edilmesini de geciktirebilir.
Hırvatistan Avrupa Birliği yolunda hızla ilerleyen tek Balkan ülkesi değil.
Karadağ ile Sırbistan’ın adaylık statüsünün de yarın Brüksel’de resmen açıklanması bekleniyor. Ancak Sırbistan ile Kosova arasında yaşanan son gerginlik Belgrad’ın yoluna taş koyabilir.
Öte yandan Arnavutluk ve Bosna Hersek de siyasi reformları başlatarak AB’nin radarına girmek istiyor.
Makedonya’nın ise Yunanistan’la isim sorununu çözmeden AB’ye üye olması mümkün görünmüyor. Ancak Uluslararası Adalet Divanı’nın önceki gün Yunanistan’ın Makedonya’nın NATO üyeliğini engellemesinin uluslararası anlaşmalara aykırı olduğuna kanaat getirmesi, Üsküp hükümetinde bir umut yarattı.

Leave a Reply

Your email address will not be published.