İngiltere AB’nin 26 üyesini karşısına alarak yeni AB anlaşmasını veto edince ülkede şimdi herkes şu soruyu soruyor: 38 yıllık maceranın sonuna mı geldik?
1973 yılında o zamanki adı Avrupa Topluluğu olan AB’ye tam üye olarak katılan İngiltere, Euro krizinden çıkış için Brüksel’de düzenlenen zirvede yeni AB anlaşması öngören kararı veto edince yıllar sonra ‘İngiltere AB’den çıkar mı?’ sorusu ciddi şekilde sorulmaya başlandı.
İngiltere lideri David Cameron, “Önüme bir belge koydular. Ben yazanların ülkemin menfaatine olmadığını düşündüğüm için veto hakkımı kullandım.
Halkımın bana verdiği görevin bu olduğuna inanıyorum” dedikten sonra bunun anlamını soran gazetecilere, “AB üyeliğinin bizim menfaatimize olduğunu düşünüyoruz” diye yanıt vererek bunu bir veda gibi görmemeleri gerektiğini söylemişti.
BYE BYE İNGİLTERE
Ancak Cameron’ın liderlik ettiği Muhafazakar Parti içinde AB üyeliğine karşı olduğu bilinen 80 vekil, şimdiden üyelikten çıkma söylemini gündeme getirmeye başladı.
Ülkede partiye yakınlığıyla bilinen sağ basın da dün Cameron’ı kahraman ilan eden manşetler attı. Reuters ajansı Cameron’ın vetosunu, “Thatcher bile bu kadarına cesaret edememişti” diye yorumlarken, The Sun gazetesi ise Cameron’ı İngiltere’nin efsanevi başbakanı Winston Churchill’e benzeten bir ilüstrasyonla göklere çıkardı.
En sağdaki 2 milyon tirajlı Daily Mail, “Savaş daha yeni başladı” yorumunu yaparken yine onunla aynı çizgideki Express de “İngiltere AB’den çıkmaya yakın” başlığıyla çıktı.
Muhalefetteki İşçi Partisi’nin, “İngiltere süpertankerden inip kayığa bindi” yorumunu veren sol siyasetin güçlü temsilcisi The Independent ise, “Felakete gidiyoruz. AB İngiltere’yi gözden çıkardı” başlığını tercih etti. Veto kararı, İngiltere’deki koalisyon hükümetini de salladı.
Hükümetin küçük ortağı Liberal Demokratlar, “Bugün İngiltere için kara bir gün” diyerek kararı sert şekilde eleştirdi. Cameron’ın karşı karşıya geldiği Almanya ve Fransa’da da gazeteler, “Avrupa’ya hayır diyen adam”, “Bye bye İngiltere”, “27 üyeli Avrupa Birliği’ne elveda” “İngiltere için sonun başlangıcı” manşetleri attı.
– Ne oldu da İngiltere veto etti?
Merkel ve Sarkozy, özellikle euro kullanan ülkeler arasında ve tüm AB’yi kapsayacak şekilde daha sıkı bir mali işbirliği öngören yeni bir AB anlaşması istedi.
İngiltere ise euro kullanmamasına rağmen AB bankalarını kurtarmak için kendi ödeyeceği payın çok yüksek olacağını öne sürerek bu anlaşmadan muaf olmak istedi. Teklifi kabul edilmeyince de anlaşmayı veto etti.
– Peki vetonun etkisi ne olacak?
Geride kalan 26 ülke ortak vergi ve bütçe uygulamasına destek veriyor. Sadece Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve İsveç bazı çekinceleri olduğunu bildirildi.
Bu ülkelerin onayıyla yeni anlaşma Mart ayına kadar hazırlanacak ve onaylanacak. AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, anlaşmaya taraf olacak ülkelerin Uluslararası Para Fonu IMF’ye ihtiyaç duyabilecek ülkeler için 200 milyar Euro ek kaynak sağlayacağını açıkladı.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi de, planlanan anlaşmanın ekonomik siyasetler açısından daha disiplinli olunmasını sağlayacağını belirtti.
– AB çatırdadı mı?
Avrupa Birliği’nin en büyük 3 ülkesi arasında yaşanan bu ayrılık, zaten AB’nin euro ve Schengen vizesi politikalarına katılmayı reddeden İngiltere’yi biraz daha Avrupa Birliği ve Brüksel’den uzaklaştırmış oldu. Dahası, Avrupa’nın bir süper güç olarak ABD’nin karşısında yer alma iddiası da büyük darbe yedi.
AB liderleri bir kez daha Avrupa konusunda siyasi uzlaşma sağlayamadı
Duayen Ekonomist Erhan Yurdayüksel; Almanya şansölyesi Merkel ve Fransa Başkanı Sarkozy tarafından, özellikle euro kullanan ülkeler arasında ve tüm AB’yi kapsayacak şekilde daha sıkı bir mali işbirliği öngören yeni bir AB anlaşması istenmesi ve bunu İngiltere’nin veto etmesi normal karşılanmalı.
Yeni Dünya düzeninde Birleşik Krallık kendi yolunu çiziyor. İngiltere’nin AB’ den ayrılmasına kesin bir ayrılık gözüyle bakmak geleceğe yönelik planları ayrılık üzerine yapmak Avrupa Birliği’nin çıkarlarına uygun olacaktır.
İngiltere AB den ayrılır ve ayrılacaktır.
AB liderleri sıkılaştırılmış mali işbirliği öngören anlaşmanın alt yapısını alternatifsiz euro ve “dijital euro” üzerine hazırlamalıdır.
İngiltere AB’den ilerleyen yıllarda çıkar.
AB’de ekonomik krizden üretimi artırarak ve üretimle birlikte, ‘dijital euro’yu kısa zamanda güçlü değer olarak piyasaya sürerek çıkabilir. Bu ikilemden birinin eksikliği topal ördek yürüyüşünü gündeme getirir.
Dijital dünyaya hazır bir Avrupa Birliği’nin ekonomik alt yapısı için ‘dijital euro’nun önemi ilerleyen yıllarda çok daha iyi anlaşılacaktır.
AB liderleri ekonomik krizin çözümünü klasik anlaşma yöntemleriyle değil, değişen ekonomik değerlere (dijital altın) uygun sistemlerde aramak zorundalar.
AB’nin dışında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler içinde krizden çıkış formülü üretim-dijital değer sistemine uyum olmalıdır” dedi…