Not indirimleri süprizmiş gibi,
Aralık ayında not indirimi
bildirilmemişcesine,
Dünden habersiz,
Çözüm üretmekten aciz,
Bulunduğu makamın hakkını veremeyen,
yıllarca uğraşıp,
anca Belçika’daki taksilere dama çektirebilen…
Öte yandan,
« Çocuklar annelerinin soy ismini de alabilmeli »
diye yasa teklifi hazırlayan
Fransa gibi özgürlüklerin beşiği sayılan bir ülkede
Fikrini açıklayanı hapse atacak adımları atan,
Almanya’dan bu teklifin aynısını uygulamak istediklerini duyuran,
Ölmüş insanların üzerine işeyen askerlerle
demokrasi dağıtmaya soyunup,
Baharı bekleyenleri kan gölünde yüzdüren,
İflasın eşiğinde bile heron pazarlığı yapmaktan çekinmeyip,
Sınırlarına tank tuzakları kazdırarak çit çektiren,
Aynı dümensiz geminin yarınlarına
umutla bakmak isteyen yolcularına,
Gelecek umudunu çok gören kaptanları…
Deflasyon ve deprem sonrası
ülke ekonomisinin yeniden inşası ile
zor bir dönemden geçen Japonya
yüzde 1.8 büyüme kaydetti.
Ekonomistler Japonya’nın bu durumunda bile,
Avrupa’daki ekonomilerin önüne
geçebileceğini düşünüyorlar.
IMF’e para lazım,
Japonya, Avrupa için para verme
teklifinde bulunuyor.
Diğer taraftan Çin,
Hemen ardından Hindistan,
Meksika ve Arjantini
geçecek olan Brezilya,
Bu ülkelerin kaptanları
tribünlere oynamıyor.
Ürettiriyor, çalışıyor, çalıştırıyor.
Diğer yandan,
ülkemizde din kisvesi altında oynanan oyunlar,
Zulüm gören aydınlar,
Makarna, bulgur, kömür torbalarına
talim ettirilen zavallılar…
Yeşil kart da gitti elden,
Ancak paran varsa sağlık yardımı var.
Yoksa ‘Allah sağlık sorunu vermesin’
Harcamalarına göre değerlendirilip
teste tutulacaksın.
Sosyal sorumluluk danışmanın da oldu artık,…
Ev imamı, hane hekimi derken,
Evinde neyin var neyin yok tespitini
yapacak olan bir danışmanın eksikti!…
“Sultan Süleyman’a bile kalmadı” kavramı,
Yer etmedikçe kafalarda,
Küçük bir azınlık sefa sürerken,
Cefa hak veya müstehak görülür çoğunluğa…
“Yürümeyi unuttular, çıkamıyorlar meydanlara” derken,
On binler çıktı sokaklara Hrant için.
Netekim ise 95 yaşından sonra yasaklı oldu,
geç de olsa anladık gerçekleri,
Bir ona, bir buna, her gelene “evet” diyenler
Sanki başkalarıymış gibi…
Yine de,
ortak bir derdi paylaşmak,
Günü geldiğinde Taksim’de haykırmak,
Gücünü Paris’te gösterip,
Senatonun ayıbını yüzüne vurmak,
Tek yürek tek vücut olmak,
Yürümekle aşınmayan yolların kaderini anlamak,
Baş olan ayaklara birer falakadır aslında!…
Erhan Yurdayüksel
21.01.2012