İnkara ceza kesecekler! | Yusuf Cinal

Bir yılın sonuna gelirken, elbette arkada bıraktığımız günlerin de bir muhasebesini yapmak gerekiyor..
Takvim yapraklarını geriye doğru karıştırdığımız da, gerçekten, ülkemiz için, insanlık için önemli gelişmelerin cereyan ettiğini görmemiz mümkün..
Çok derine gitmeden bazı hususlarda görüşlerimizi sizlerle paylaşmak bizim için çok önemli..
Türkiye, büyük bir deprem vurgunu yedi..Van ve civarındaki o büyük depremi, memleketim Sakarya´da yaşamış biri olarak, Van´daki vatandaşlarımızın yaşadıkları duyguları iyi biliriz..Bir kere Van depreminde ortaya çıkan ´ kardeşlik vurgusu´ çok önemliydi ve gerekliydi de..Bu açıdan verilen sınavı takdir etmemiz gerek..
Fakat, hala çadır yangınlarının, can kayıplarının olması bir başka üzüntü kaynağımızdır..Bunca acılar yaşamış olan insanımız, çoluk-çocuğunu nasıl çadırlarda yalnız bırakır? Bu naylon çadırlarda bu küçücük bebeler nasıl yalnız konur, gidilir? Burada her şeyi devletten beklememek gerekir..En azından çadır içindeki güvenliği tertibatı da aileler sağlamaktan yoksun mudurlar? Bu ne acizlik ve sorumsuzluk örneğidir ki, her çadır yangında bir bebe hayatını kaybediyor!
Herkes sorumluluğunu bilmeli ve en azından aile bireylerinin yaşamını sağlamada bir kusur etmemelidir!
Ne demek ´dışarıdaydım´ cevabı?
Bu küçük yürekler, naylon bir çadırda, yanan bir soba etrafında, nasıl tek başlarına bırakılır?
Bu ölümlerin izahını kim, nasıl verecek?
* * *
Aynı hatalar, Sakarya´da da yaşandı.. Kimse kusura bakmasın! Hasarlı binaların suyunu, elektriğini kesmek ne demek? Bugüne kadar, bu kararı alanların, uygulayıcıların aklı neredeydi?
Kış kapıya dayanmış, insanların hastaları var, yaşlısı var, minik yavruları var, geçim sıkıntısı var, var oğlu var!…
Sen ulu orta çık,´ suyunu kestim, elektriğini kestim´ diye övün!..
Olmadı beyler!
Bu işin elbette yolu var!
Bir kere bir komisyon kurulur, il ve ilçelerde tüm hasarlı, yarı hasarlı binalar tespit edilir.. Yıkılması gerekenler ile ilgili bilgiler, bina sahipleri ve bina içindeki kiracılarla paylaşır, tebligatını yapar, uyarır ve öyle işe başlarsın..
Bu da yetmedi..
Bu insanlar bizim insanlarımız! Uzaydan gelmediler ya! Nereye gidecekler? Nerede kışı geçirecekler? Bunlara yer tahsisi yapar, tazminatını öder, yolluklarını verir, yol gösterirsin, sonra da binalar ile ilgili tasarrufuna bakarsın!
Bu işlemler bu kadar zor mu?
Başbakan bir söz söyledi, birileri harekete geçti!?
İnsanları, mum ışığına, susuzluğa, kimsenin mahkum etme hakkı yok!
Lütfen, çağdaş anlayış neyi gerektiriyorsa, onu yapalım..
Somali´ye ağlarken, insanımıza eziyet etmeyelim!
1999 Deprem yılı..Bugün 2011 bitiyor..
Bugüne kadar neredeydiniz?
* * *
Türkiye ile Fransa yine bir soğuk savaşın eşiğinde.. Sarkozy´li Fransa´nın nedense Recep Tayyip Erdoğan´lı Türkiye ile yıldızı bir türlü barışmadı..
Irak´ta anlaşamadık!..
Lübnan´da anlaşamadık!..
Suriye konusunda keza durum aynı!..
Libya konusunda az kalsın kafa, kafaya geliyorduk!
İran konusunda da Fransızlar ayrı telden çalıp, oynuyor!
Tüm bunların üzerine; Fransa, Mayıs 2011 tarihinde Fransız Senatosu´nun gündeme almayı reddettiği ´Soykırımı İnkâr Yasası´nı yeniden gündeme alarak, temcit pilavı gibi önümüze sürdü..
Türkiye, şimdiden büyükelçisini çekmekten söz ediyor.. Sivil örgütler atağa kalktı..Fransa´ya mesaj üzerine, mesaj gönderiliyor..
´Türkiye-Fransa ilişkilerini zedelemeyin´ diye!
Durum bu cephede, pek iç acıcı değil, aynı şekilde ABD´de hep aynı o plak döndürülür.. Şimdi bu plak Fransa´da dönüyor..Seçimler var ya, söz konusu olan Ermeni kökenlilerin oyları.. Onun için Fransa´da bir kesim, Türkiye ile köprüleri atmaya hazır..
Uzun lafın kısası, teklif yasalaştığı takdirde, İsviçre´de olduğu gibi, ´Ermeni Soykırımı´nı inkâr edenlere, 5 yıla kadar hapis cezası ve yüklü para cezası verilecek. Ayrıca derneklere, yasaya uymayanlar hakkında suç duyurusunda bulunma yetkisi verilecek. Diğer bir deyişle, soykırımı inkâr eden Türklere yaşam hakkı tanınmayacak. Batı´nın her fırsatta savunduğu ifade özgürlüğü ayaklar alınacaktır..´
AB kapısında bekletildiğimiz yetmiyor gibi, bir de dayatmalara ile karşı karşıyayız!..
Türkiye´nin gücünden söz edenler, şu gücü bu Fransızlara nasıl gösterecek merak ediyorum!
* * *
Buna benzer bir yasa tasarısı da Belçika Flaman Parlamentosu´na sunuldu.. Yasa oradan geçtiğinde, doğru federal parlamento ve senatoya postalanacak..
N-VA (Flaman Milliyetçi İttifakı Partisi) senatörleri Karl Van Louwe ve Patrick De Groote´nin birlikte verdikleri bir önerge söz konusu. Bu önergede konu; ´Türkiye Cumhuriyeti ve Kürt Toplumu´nun barışı için, güya verilmiş..´

Leave a Reply

Your email address will not be published.