Geçen hafta Brüksel’de gerçekleştirilen zirveden piyasaların bir takım beklentileri vardı.
Avrupa’yı ekonomik krizden kurtarma planı için 27 Birlik üyesi ülke bir araya geldiğinde Piyasalar çıkacak kararları merak içinde beklediler.
Zirvede ilk havlu atan İngiltere oldu.
İngiltere, AB anlaşmasında değişiklik için verilecek teklifleri kabul etmeyeceğini bildirdi.
Birliğin lokomotifleri olan Almanya ve Fransa ise,
sıkı disiplinli bütçe uygulamalarını sağlayacak mali birlik talepleri üzerinde AB üyeleri ile uzlaşma sağladı.
Piyasaların merakla beklediği zirveden ne çıktı?
Uzlaşma! ..
Zirveden çıkan uzlaşma ile kriz çözüldü mü?
Hayır!…
Ne oldu peki?
Zirveden çıka,çıka zırva çıktı…
Beklentilerden uzak kararların alındığı bu zirvede kısa vadede krizle ilgili hiçbir şey başarılamadı.
Piyasalarda durgunluğu hareketlendirmek yerine halen frene basmak,
Euro Bölgesi’nin kurtuluşu için mali birlik planını beklemek,
Kriz ateşini körükleyip durgunluğu derinleştirmekten başka bir işe yaramaz.
Oysa Brüksel zirvesi piyasalar için senenin son günlerinde tünelin sonundaki ışıktı.
Haftanın ilk gününde Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’den, uluslar arası derecelendirme kuruluşları tarafından ‘AAA’olan notun düşürülmesi halinde işlerinin zorlaşacağı açıklaması ardından, ekonomi ve parasal işlerden sorumlu AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Olli Rehn’in;
AB üyesi ülkeleri bütçe disiplinine zorlamak için AB anayasasında yapılmak istenen değişikliği İngiltere’nin veto etmesinden üzüntü duyduğunu belirtmesi,
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P), Avrupa bölümü baş ekonomisti Jean-Michel Six’in ise Euro Bölgesi’ndeki borç krizine çözüm üretmek üzere başka zirveler düzenlenebileceğini ve zamanın tükenmekte olduğunu söyleyerek aba altından sopa göstermesi,
Euro üzerinde dolaşan kara bulutların daha uzun süre dağılmayacağının sinyallerini veriyor.
Erhan Yurdayüksel
12 Ara 2011