Anekder: Susuzluk ve Kuraklık Tehlikesi!..

NASA, resmi internet sitesi üzerinden Türkiye’nin yer altı sularının durumuyla ilgili bir harita paylaştı ve durumu değerlendirdi. Yayınlanan haritaya göre Türkiye’deki yer altı suları ortalama seviyenin ciddi derecede altına inmiş durumda.

NASA’nın Türkiye’nin yer altı sularına dair paylaştığı harita, Türkiye’deki kuralık tehdidini gözler önüne serdi. Yayınlanan haritaya göre Türkiye’nin büyük bir bölümünde yer altı suları ciddi derecede düşük seviyelerde.

Gravity Recovery and Climate Experiment Follow On (GRACE-FO) uydularıyla hesaplanan yeraltı suları haritasında mavi kısımlar, normalden fazla su olan bölgeleri, kırmızı ve turuncu renkteki kısımlar ise normalden az su olan bölgeleri göstermekte.

TEHLİKE SADECE BARAJLARDAKİ DÜŞÜŞ DEĞİLMİŞ

Son aylarda Türkiye’de yağış oranları neredeyse her ay ortalamanın altında kaldı, İstanbul’da barajların doluluk oranı son 15 yılın en düşük seviyesine ulaştı.

Son yağışlarla barajlardaki doluluk oranı artışa geçse de NASA’nın yayınladığı haritayla tek sorunun barajlardaki su oranı olmadığı gözler önüne serildi.

Yer altı sularının yenilenmesi için yağışların düzenli ve sürekli bir şekilde de gerçekleşmesi gerekiyor.

“Anekder” Anadolu Ekoloji ve Kalkınma derneği Basın ve Halkla ilişkiler sorumlusu Ayşe Pınar;

“Küresel ısınma arttıkça ormanların yok olma süreci hızlanacaktır.

Bunun sonucunda;

Doğal dengenin bozulup, yaşam alanlarının daralması, çok sayıda hayvan ve bitki türünün yok olması, sel baskınları ve erozyonla verimli toprakların taşınıp gitmesi, su kaynaklarının yok olması, bir yanda şiddetli yağışlar ve sel baskınları görülürken, diğer yanda uzun süren kuraklık ve çölleşme gibi olumsuzluklar kaçınılmaz olacaktır.

Bundan dolayıdır ki, ormanlara zarar vermeden doğal ortamı bozmayan sürdürülebilir bir yönetim gerçekleştirilmesi büyük önem arz etmektedir.

Bunun gerçekleşmesi için bilinçli bir siyasi kararlılık, sivil toplum örgütleri ve halkın desteği şarttır. Çevremizin, doğal yaşam alanlarının ve yeşil dokunun korunması artık sıradan bir söylem olmaktan çok yaşamsal bir önem arz etmektedir.

Geleceğimiz için bu düşüncenin, toplumun tüm kesimlerince benimsenmesi kaçınılmazdır.

Ancak, bir yandan ‘ağaçlandırma seferberliği’ ilan ederken, diğer yandan “2b” ve benzeri çalışmaların yapılması, yaşam hakkımız olan suyumuzun ticarileştirilmesi, su üretim kaynaklarının bilinçsizce tüketilmesi, Biyo çeşitliliğin korunması kanun tasarısıyla, doğal varlıkları ve tabiatı koruma kurullarının yapısının değiştirilmek istenmesi,

tek su üretim ekosistemi olan ormanlarımızın imara açılması, ormanların yağmalanmasına davetiye niteliğinde olup, ulusal ormancılık politikamızla çelişmektedir.

Koronovirüs salgını boyunca yasaklı günlerde evlere kapanıyoruz.

Bizler evdeyken doğa kendine geldi, hava temizlendi, şehir merkezinde bile kuş cıvıltılarıyla uyanmaya başladık, denizlerimiz turkuaz rengine büründü. Doğadaki canlılar şaşırdı nerede bu insanlar diye, sonra da sevindiler, burası zaten bizim evimizdi dediler. Karantinada hoyratça davranılan, katledilen doğanın kıymetini anladık.

NASA Türkiye’yi yer altı suları haritasıyla uyardı.

Susuzluk ve kuraklığın, gerekli önlemler alınmadığı taktirde yarından da yakın olduğunu, ‘Anekder’ Anadolu Ekoloji ve Kalkınma Derneği olarak kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.” Dedi.