Silivri’deki 6 yıllık esaret biter bitmez meydanlara çıkan İşçi Partisi lideri “Mafya-tarikat rejimi çöktü. Şimdi aydınlanmış Türkiye kurulacak” dedi.
Silivri’deki 6 yıllık esaret biter bitmez meydanlara çıkan İşçi Partisi lideri “Mafya-tarikat rejimi çöktü. Şimdi aydınlanmış Türkiye kurulacak” dedi…
Ergenekon davası kapsamında 6 yılı aşkın süre Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalan ve iki hafta önce tahliye edilen İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yaşadıklarını SÖZCÜ’ye anlattı. “İçeride hayat güle oynaya geçti. Nasıl ki Çanakkale, Yemen cephelerinde savaştıysak; biz de bugün Ergenekon cephesinde görev başındaydık” diyen Perinçek bu davaların tek amacının Türkiye’yi bölmek ve cumhuriyet kurumlarını yıkmak olduğunu söyledi.
– Bütün bu tutuklamaların amacı vatansever, aydın kişileri içeri tıkmak mıydı?
Tamamen öyleydi, bunun saptanması çok önemli. Çünkü sanki bireysel suçlar varmış gibi ele alındı. Oysa Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy; TSK ve İşçi Partisi gibi Türkiye aydınlarını hedef alan bu davalarda tek bir amaç vardı; o da Türkiye’yi bölmek ve cumhuriyetin kurumlarını yıkmak. Bunu başarmak için TSK’yı ve İşçi Partisi’ni etkisiz hale getirmeleri gerekiyordu. 7 yıl içinde de görüldüğü gibi kendileri açısından bazı başarılara ulaştılar.
“Cephede görevdeydik”
– Cezaevinde hayat nasıl geçti, sizi en çok neler zorladı?
İçeride hayat güle oynaya geçti. Koğuş arkadaşlarım yaptıkları işin farkında olan insanlardı. Hepimizde şu kavrayış vardı; biz burada bir nöbet tutuyoruz, bir cephedeyiz. Nasıl Galiçya Cephesi’ne, Çanakkale Cephesi’ne, Yemen Cephesi’ne insanlar yollandı ve oralarda görev yaptıysa biz de Ergenekon cephesindeydik ve görev başındaydık. Onun için zorlandığımız bir konu olmadı. Hepimiz görevlerimizi başarıyla yapmaya ve sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalıştık.
– Tutukluyken herhangi bir sağlık sorununuz oluştu mu?
İki defa deterjanla yıkadıktan sonra ayağım kaydı ve diz liflerim koptu. Onun dışında hemen hemen hiç revire gitmedim. Check-up diyorlar orada da gittim kan tahlilleri yaptırdım. Sağlamım yani…
“Bazı depremler olacak”
– Türkiye gündemiyle ilgili düşünceleriniz neler?
Bir kere, Türkiye Atatürk devrimleriyle büyük bir çözüme çıkacak. Kurulu düzen mafya, tarikat rejimi çökmektedir. Bir tek seçenek var, o da Türkiye’nin Atatürk devrimini son hedefine ulaştırmak. Yani çağdaş, bağımsız, özgür halkın Türkiye’si, aydınlanmış Türkiye’yi kurmak… Bazı dalgalanmalar, fırtınalar, depremler olacak ama Türkiye bunu aşacak. Aslanlı Yol’da gözüken manzara yeni Türkiye’nin habercisi, Türk Bayrakları’yla Mustafa Kemal’in askerleri… Zaten Mustafa Kemal’in Askerleri‘yiz sloganı da Atatürk devrimini tamamlama programının ilanıdır. Geleceğe umutla ve güvenle bakıyoruz.
– Gezi Parkı olaylarıyla ortaya çıkan halk hareketlerinin sonu nereye varacak?
Türkiye halkı, Berkin Elvan’ın 269 günlük yaşam mücadelesine yenilmesiyle kendisini ekmek almaya giderken vurulmuş gibi hissetti. Ölüme isyan etti. Berkin’in ölümünü kendi ölümü gibi gördü. Berkin’in yanında dirilen halk hareketi geleceğimiz açısından çok güven verici. Önümüzdeki dönemin iki önemli sorunu, bölgesel özerklik inşası, bölücülük ve derinleşen ekonomik kriz… Bu noktada önümüzde oluşmuş bir Aslanlı Yol Modeli var. Stadyumlarda bile Mustafa Kemal’in Askerleri’yiz deniyor. Nerede bir halk hareketi varsa halk orada Türk Bayrakları altında birleşiyor.
– İşçi Partisi’nin oy böldüğüne yönelik bir kanı var.
Biz İşçi Partisi olarak CHP ve MHP’ye iki yıldır ısrarla bir milli hükümet hedefiyle güç birliği öneriyoruz. Bu basit bir seçim işbirliği ya da sandalyeleri paylaşmak değil. Türkiye’yi bu karanlıklardan kurtarmak. Kurtaracak kuvvetler ne? Milli kuvvetler. Bu kuvvetlerin siyasi düzlemdeki temsilcileri kimler İP, en başta CHP ve MHP’nin tabanı… Taban sözcüklerinin altını çiziyorum. O tabanların yüzü suyu hürmetine bu partilere gelin birlikte seçimlere şu veya bu şekilde anlaşarak girelim. Ve bunu yerel seçimlerde başlatalım yerel seçimleri alalım. AKP’yi bütün belediyelerde yenilgiye uğratalım ve yerel iktidarları milli kuvvetler olarak kazanalım. Arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimini alalım. TBMM seçimlerinde de aynı güçbirliğini sürdürerek Milli Meclis kuracak sonuca ulaşalım.
“Baraj kuvvet oluşmalı”
– Cevap gelmedi mi?
CHP yönetimiyle çeşitli görüşmelerimiz olmasına ve MHP’ye bu önerimizi ulaştırmamıza rağmen olumlu bir tavır görmedik. Milli güç birliğini ve milletin iktidarını tercih etmediler. Şu anda onlar oyları bölüyor. Ayrıca AKP’den bazı milletvekilleri bir geçici hükümet kurmayı planlıyor. Bu var olan hükümetin bir anlamda devam ettirilmesi olacak. Daha önemlisi Türkiye’nin önünde çok derin bir ekonomik kriz var ve PKK açıkça Güneydoğu’da özerklik inşa edeceğini söylüyor. Benim çağrım yerel seçimlerde özerklik inşası projesine ve yaklaşan ekonomik depreme karşı bir baraj kuvvet oluşturalım. İşçi Partisi’ni güçlendirelim ki, Milli Hükümet’in yolu açılsın.
SÖZCÜ