Dünyanın en uzun mağaralarından biri olarak kabul edilen ve şu ana kadar 8 kilometrelik bölümüne ulaşılabilen Trabzon’daki Çal Mağarası’nın gizemi çözülemedi.
Düzköy ilçesi Çal beldesinde, deniz seviyesinden 1050 metre yükseklikte yer alan, içindeki muhteşem sarkıt ve dikitleri, deresi, göletleri ve şelaleleri ile göz kamaştıran doğal güzellikler sunan Çal Mağarası, yıllar önce Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden (KTÜ) bir heyetin, mağaranın gizemini çözmek için yaptığı araştırmasının ardından Trabzon İl Özel İdaresince ahşap yürüyüş yolu ve ışıklandırma yapılarak 2003’te hizmete açıldı.
Bu dönemden itibaren yerli yabancı on binlerce turistin ziyaret ettiği, giriş kısmı oldukça geniş olan mağara, girişinden 200 metre sonra iki kola ayrılıyor. Sol kolunda 150, sağ kolunda ise 400 metrelik ahşaptan yürüyüş yolu yapılan ve bu bölümleri ışıklandırılan mağaranın, tavan kısmında net olarak görülen fay hattı, yarıklar ile yürüyüş yollarından sonraki bölümlerinin birçok kısmının gizemi ise halen tam olarak ortaya çıkarılamadı.
Çatlaklar sayesinde dış ortam ile rahat bir hava hareketi bulunan ve yer altında yürünmesine rağmen insana bir vadide yürüyormuş hissi veren mağaranın, ziyarete kapalı olan bölümleri ise ışıklandırma ve yürüyüş yolu bulunmaması yüzünden gezilemiyor.
Kireç taşları içindeki çatlak ile halen gözle net şekilde görülebilen faya bağlı olarak 8 milyon yılda oluştuğu sanılan Çal Mağarası’nın gizemini çözmek için el fenerleri ile mağarada 16 saat yürüyen mağaranın işletmecisi Nedim Şener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mağara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün girişimleri sonucu İl Özel İdaresince yörenin gelir düzeyini yükseltmek için hizmete açıldığını söyledi.
Mağaranın yaklaşık 1 kilometrelik bölümünün yürüyüş yolu ve ışıklandırma yapılarak ziyarete açılabildiğini belirten Şener, “Hizmete açılan alanı 1,5 kilometreye çıkarmak istiyorum. Çünkü ziyarete kapalı bölümde muazzam yerler var. Biz mağaranın uzunluğunu tespit etmek için 16 saat yürüdük ve mağaranın 8. kilometresine kadar gittik. Bu bölümde rahat yürüyemiyorsun. Mağaranın ziyarete kapalı kısmında göller, şelaleler, uçurumlar, yarasalar var. Yürürken geri dönmek için iz bırakmanız gerekiyor” diye konuştu.
Şener, mağaranın yerin 300-400 metre altında olduğunu, yazın serin kışın ise sıcak olduğunu ifade ederek, “Buranın havasının güzel olmasının nedeni, üniversitenin yaptığı araştırmaya göre içerideki çatlaklar yer yüzüne çıkıyor. Mağaranın belli bölgelerindeki çatlaklardan sular akıyor. Hava akımını onlar sağlıyor. Mağara su kanalıdır ve yaşı 8 milyon yıl” dedi.
Mağaranın gizemli bölümlerinin turizme kazandırılması için yürüyüş yolunun uzatılması, ışıklandırmanın çoğaltılması gerektiğini ve bunun için çalıştığını anlatan Şener, yöredeki turizmin geliştirilmesi için de konaklama sorununun en kısa sürede çözülmesi gerektiğine dikkati çekti.
Mağaranın sonu henüz bulunamadı
İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız, Çal Mağarası’nı on binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiğini belirterek, “Yolu gayet düzgündür. Mağaranın sonu henüz bulunamamıştır. Mağaranın mevcut durumunu muhafaza etmek ve doğal güzelliklerin bozulmaması için bu haliyle turizme açılmasında yarar görüyoruz” dedi.
Mağaranın içindeki doğal yapıya kesinlikle dokunmadıklarını, sadece yürüyüş yollarında, seyir teraslarında ve ışıklandırmasında iyileştirme yaptıklarını anlatan Kansız, “Bu iyileştirmeler de ziyaretçilerin daha rahat hareket edebilmeleri adına yapılıyor” ifadesini kullandı.