MHP Lideri Devlet Bahçeli Ordu’da yaptığı konuşmada “Sokaklar karanlıktır, kirlidir. Sokaklar kanlıdır, kim kimdir bilinmez. Buralarda her türlü sapıklığa yönelmiş, sağlığını kaybetmiş vatan evlatları bulunur. Buralara sizi çekmek isteyenler dost değildir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal hareketliliğe dikkat çekerken, “Sandıkla sokak arasında gençlerimizi bir sarkaç gibi sallamaya hiç gerek yoktur. Doğru da değildir. Türkiye bu aşamaları aşmalıdır ve etrafını da iyi görmelidir” dedi.
Devlet Bahçeli, bugün karayoluyla Ordu’ya geldi ve il sınırında partililer tarafından karşılandı. Konvoy eşliğinde İkizce İlçesi’ne giden Bahçeli ilçe meydanında düzenlenen mitingde ’Devletin başına devlet gelecek’ sloganları arasında konuştu.
17 Aralık’ta yapılan ve 4 bakanın istifasına yol açan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili sürecin devam ettiğini belirten Devlet Bahçeli, şunları söyledi:
“Bu süreç hala tartışılıyor. Sayın Başbakan her yerde bunu reddediyor ama gerekli tedbirleri de almak istemiyor. İki kelime üzerinde bir savunma kurmuş. Bu bana komplodur, montajdır. Peki bunun aslı nedir Sayın Recep Tayyip Erdoğan? 92 günden bu yana muhalefeti, iktidarı Türkiye’yi tek gündem haline getirmiş bunu tartışıyor. Sana Başbakan olarak düşen görev nedir? Bunları kalkıp halk arasında tartışacağın yerde, ’Aziz milletim ben Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurdum, bunun kısaltılmışı AKP olacağı yerde biraz daha ileri gidip aynı zamanda bir konuya söz vererek adını Ak yaptım. Ama şimdi ülkemde bir yolsuzluk ve rüşvet yaygınlaşmış. Halkımızın arasında sürekli tartışılıyor. Öyleyse bana düşen görev milletime güvenerek bütün savcıları, kolluk kuvvetlerini yargıyı harekete geçirerek suretiyle nerede yolsuzluk varsa kökünü kazıyacağım’ diyerek hayırlı bir adım atacağın yerde, savcılara kıyıyorsun, 8 bin polisimi darmadağın ediyorsun. 28 valimizi yer değiştiriyorsun veya merkeze alıyorsun. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu zaten sen kurdun. Eksikliklerini şimdi tamamlayarak kendini aklaştırmanın yolun arıyorsun.”
SORUNUN ÇÖZÜMÜ DEMOKRASİ İÇİNDE
Devlet Bahçeli bu sorunu demokrasi içerisinde çözmeye ve çözümü milli irade ile yapmaya gerek olduğunu, başka yol aranmaması gerektiğini söyledi. Bahçeli, şöyle dedi:
“Bunun dışındaki noktalar sosyal hareketlilikler, sandıkla sokak arasında gençlerimizi bir sarkaç gibi sallamaya hiç gerek yoktur. Doğru da değildir. Türkiye bu aşamaları aşmalıdır ve etrafını da iyi görmelidir. Burayı tahrik eden teşvik eden bazı ülkeleri, özellikle de Arap baharı gelip de şimdi zehirli bahara dönüşmüş olan Tunus’u, Mısır’ı incelemeli, Suriye’yi, Ukrayna’yı incelemelerinde yarar vardır. Orada sosyal hareketlilikler başladı. Sonuçlarını görüyorsunuz. Türkiye böyle gelişmeler layık bir ülke değildir. Türkiye birlik, dirlik içerisinde daha önümüzde ne risklerle karşılaşacağımız onu da dikkate alın.”
“İRADEMİZİ ORTAYA KOYALIM”
Hükümetin başlattığı ’çözüm süreci’ ve ’demokratik açılım’ın 2014 yılında Güneydoğu’da özerk yılı olarak söylendiğine değinen Bahçeli, “Bunun 30 Marttan sonra da hayata geçirileceğini düşündüğünüz vakit daha ne büyük tehdit, tehlikeler ve risk altında kalacağımız bellidir. Sizden demokrasi içerisinde milli iradenizi ortaya koyarak sorunları çözebilecek bir çabayı göstermenizi bekliyoruz. Demokrasi içerisinde bu seçim demektir” dedi.
Bahçeli, 30 Mart seçiminde iktidarın değişmeyeceğini, ancak değişeceğinin işaretinin verileceğini belirtirken de şunları söyledi:
“Bu da Adalet ve Kalkınma Partisi’ne önemli bir sayıda oy kaybını ortaya koymakla olabilir. Böyle bir durum karşısında sonuç ne olur. Eğer Recep Tayyip Erdoğan neden oy kaybettiğini çok yönlü inceleyebilirse o zaman kendisine çeki düzen verecek 3-5 danışmanının tahrikine, aklı uçuk bu insanların tahrikine kapılmayarak milletle tekrara buluşup kendisine yeni bir hizmet alanı, yeni bir siyasi çizgi ortaya koyabilir. Hayır ’Ben bunu yapmam, ben şuyum buyum, ben diktatörüm. Tek adamım’ bundan vazgeç Recep Ağa. Böyleleri ne geldi ne de geçti. Türkiye aklı başında bir devlettir. Geleneği olan bir devlettir. Sessiz kalır, soğukkanlı olur ama netice itibariyle bir günde ayranı kabarırsa karşısında kimse duramaz.”