30 Ağustos Zaferi’nin üzerinden 99 yıl geçti. Tarihçi Sarıhan, iktidarın zaferin ardından yapılan reformlarla kavgalı olduğunu belirtti. İktidarın Kurtuluş Savaşı’nı reddettiğine dikkat çeken Tarihçi Sinan Meydan ise “Cumhuriyetin bütün değerleri tehdit altındadır” dedi.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 30 Ağustos 1922’de gerçekleştirilen Büyük Taarruz zaferinin üzerinden tam 99 yıl geçti. Cumhuriyetin ve ülkenin yeniden kuruluşuna giden yolda en büyük adımlarından biri olan 30 Ağustos zaferi, emperyalizme karşı mücadelenin en büyük sembollerinden.
Tarihçi Zeki Sarıhan, zaferin, Türkiye’nin başka ülkelerin emrinde yaşamayacağının bir göstergesi olduğuna dikkat çekerken Tarihçi Sinan Meydan ise Cumhuriyet değerlerinin AKP iktidarıyla tehdit altında olduğunu belirtti.
SÖMÜRGEYE KARŞI BAŞKALDIRIŞ
30 Ağustos Zaferi’nin ortak mücadeleyle kazanıldığına dikkat çeken Tarihçi Zeki Sarıhan, “600 yıl imparatorluk yönetmiş olan bir ülkeyi, sömürge olarak elde tutmanın mümkün olmadığı görüldü. Türk milleti bu bakımdan başka esir milletlere de cesaret verdi. 30 Ağustos Zaferi uzun bir aralıktan sonra Sakarya ve İnönü Savaşları gibi çarpışmalardan sonra gerçekleşti ve bu zaferde bütün sınıfların ve grupların payı vardı. Askerlerin yanında cepheyi ve orduyu oluşturan köylüler, gençler ve kadınlar elinden gelen mücadeleyi bu zaferin gerçekleşmesi için verdi” ifadelerini kullandı.
Sovyet Devrimi’nin bütün dünyada ‘devrim ateşi’ yaktığına ve ülkelerin bundan etkilendiğine dikkat çeken Sarıhan, “30 Ağustos Zaferi milletlerin uyanış çağına denk geldi. Özellikle 1917 Sovyet Devrimi bütün dünyada devrim ateşini yaktı, bu devrim ateşi millete cesaret verdi” dedi.
Afganistan ve Türkiye karşılaştırması yapan Sarıhan, “Şimdi gündem, Afganistan’daki durumla Kurtuluş Savaşı karşılaştırması… Burada bu iki hareketin birbirine benzemediğini vurgulamak gereklidir. Çünkü Afganistan’da Taliban yönetimi bir cephe savaşı sonucunda kazanılmadı, Amerika Taliban’a Afganistan’ı terk edeceğini ve yönetimi alması gerektiğini söyledi. Bir nevi ABD ile Taliban arasında devir teslim töreni yapıldı. Kurtuluş Savaşı’nda ise zaferin ardından zorlu diplomatik çabalarla sonuç alınmıştı. Bu bakımdan ikisini karşılaştırmak mümkün değil” diye konuştu.
AKP REFORMLARLA KAVGALI
AKP yönetiminin 30 Ağustos Zaferi’nin ardından yapılan reformlarla kavgalı olduğunu belirten Sarıhan şu ifadeleri kullandı: “İktidar Kurtuluş Savaşı’nı reddediyor. Bunun nedeni Türkiye’nin düşman toprakları altında kalmasını istediği için değil. AKP’nin derdi bu savaşa önderlik eden insanların savaştan sonra yaptığı reformlardır. AKP de antiemperyalist bir politika yürütmüyor. Amerika ile ilişkilerine baktığımızda görüyoruz, Türkiye’de Mustafa Kemal’den sonra gelen Amerika’ya kafa tutan bir insan Erdoğan’ı örnek gösterenler var. Ancak bu tutum çok hatalıdır. Erdoğan’ın rejimi emperyalistler gibi başka ülkelerde hakimiyet kurmak, onları kendisine bağlamak üzerine kuruludur. Bütün dünyaya bağımsızlığı özendiren 30 Ağustos’tan bugüne, AKP zihniyetinin böyle bir çabası yoktur. Onun için çevre ülkelere müdahalelerde bulunuyor ve çeşitli ülkelerde üs açmaya çalışıyor. Aynı zamanda da Ortaçağ’a dayalı bir gerici zihniyeti yönetim yapmaya çalıyor.”
HER ŞEYİ BU ZAFERE BORÇLUYUZ
30 Ağustos’ta kazanılan büyük zaferi ‘vatanı kurtaran zafer’ olarak değerlendiren Tarihçi Sinan Meydan, “30 Ağustos bu toprakların yeniden vatan olmasını sağlamıştır. 30 Ağustos Zaferi batının Türkleri Anadolu’dan atma planı olan Sevr Anlaşması’nı boşa çıkarmıştır ve bu plana son vermiştir. Bu zafer millet için her şeyin kurtuluşudur. Vatanın kurtulmasını, bağımsızlığın, özgürlüğün sağlanmasını ve Cumhuriyet’in kuruluşunu 30 Ağustos zaferine borçlu olduğumuzu unutmamak gerekir” ifadelerini kullandı.
ZAFER, AYDINLANMAYA TAMAMLANDI
30 Ağustos’un emperyalizme karşı verilen bir bağımsızlık savaşı olduğuna değinen Meydan, Cumhuriyet’in kazanımlarına dikkat çekti: “Batı emperyalizminden kurtulup bir bağımsızlık kazandık ancak 30 Ağustos Zaferi tek başına bir anlam taşımaz, zafere anlam katan Cumhuriyetin ilan edilmesi ve sonrasında yapılan akıl, bilim eksenli çağdaş devrimlerdir. 30 Ağustos’un bağımsızlığını sağlayan yönü Cumhuriyetin ilanından sonra aydınlanma devrimiyle tamamlanmıştır. Dolayısıyla 30 Ağustos’un açtığı yoldan Türkiye çağdaşlığa yürümüştür. Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimlerle, ulus egemenliği sağlanmış, saltanat ve hilafet kaldırılmış, Cumhuriyet kurulmuştur. Halk kendi kendini yönetmeye başlamıştır ve ümmetten ulus topluma geçilmiştir. Ancak bugün geldiğimiz noktada mevcut iktidarla bütün değerler tehdit altındadır. 30 Ağustos’u yeniden yaşarken ve kutlarken bu gerçekleri bilmek gerekir.”
Zaferin bugün için hayati değer taşıdığını belirten Meydan, sözlerini şöyle noktaladı: “30 Ağustos ruhuna bugün sımsıkı sarılmaya ve yeniden ayağa kalkmaya ihtiyaç vardır. Emperyalizme karşı tam bağımsızlık, sultana karşı ulus egemenliği, gericiliğe karşı akıl ve bilimle çağdaş uygarlığa geçişe ihtiyaç vardır.”
Pandemiye rağmen coşkuyla kutlanıyor
30 Ağustos Zafer Bayramı ülkenin dört bir tarafında coşkuyla kutlanacak.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bayramını Yenikapı Meydanı’nda gün boyu sürecek etkinliklerle kutlayacak.
• İzmir ‘de 30 Ağustos coşkusu sokaklara taşınıyor. Kültürpark Atlas Pavyonu’nda “Büyük Zaferin 100. Yılına Doğru İstiklal Sergisi” açılacak. Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda Nebil Özgentürk’ün belgesel sunumuyla Anadolu Ateşi Dans Gösterisi izlenecek.
• Ankara’da “Kırmızı Beyaz Giy Gel. Zafere Ortak Ol” çağrısıyla düzenlenen kutlama Gençlik Parkı’nda saat 19.00’da gerçekleştirilecek. Onur Akın, Buray, Koray Avcı, Agora Senfoni Orkestrası ve Sabahat Akkiraz gibi isimler sahne alacak.
• Mersin Büyükşehir Belediyesi 3 günlük bir konser organizasyonu yaptı. Önceki gün Çamlıyayla, Silifke ve Erdemli’de başlayan ilk gün konserleri dün Toroslar ve Silifke ilçelerinde devam etti. 30 Ağustos’ta Silifke, Yenişehir, Tarsus, Mezitli, Mut ve Anamur’da yapılacak konserlerle kentin dört bir yanında şarkılar Zafer Bayramı için seslendirilecek.