30 Mart Seçimleri’ne doğru siyasi parti liderleri bugün de meydanlarda.Kılıçdaroğlu, Kırklareli’nde halka sesleniyor.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları:
Ben kendim için çalışmayacağım, çocuklarım için değil sizin için çalışacağım. Van’da Hakkari’de Diyarbakır’da işsiz bir çocuğumuz varsa önce ona iş bulacağız. Herkes barış içinde yaşayacak.
Size üç ayrı hikaye anlatacağım. Birincisi yırtık ayakkabıyla siyasete girip dünyanın en zengin başbakanı olan bir adamın hikayesi. 17 Aralık’ta bir operasyon yapıldı. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu. Polis arkadaşlarımız gelmişler, büyük ihtimalle başçalanın talimatıyla. Buradan polis kardeşlerime sesleniyorum. Siz halkın polisisiniz, bir hırsızın polisi olamazsınız.
Devleti soyanın polisi olmaz. Polis yolsuzlukla mücadele eder. Ne var bu konuşmalarda? Bu konuşmalarda bir kişinin devleti nasıl soyduğu var. Kendi söylüyor. Sabahın köründe açıyor telefonu, oğlum diyor şunların şunların evinde arama yapılıyor diyor. Bilal oğlan uyanmamış babacığım tekrar eder misin diyor. Evdekiler sıfırlayın diyor. Kardeşini gönderiyorum, diğer kardeşini de ara diyor. Dayını çağır amcanı çağır diyor. Beraber bu paraları sıfırlayın diyor.
ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN: BU KİŞİYE NE DENİR?
Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren saygı değer yurttaşlarım, elinizi vicdanınıza koyun. Bir başbakan çıkıp elinde milyon dolar tutarsa, paraları sıfırlayın diye talimat verirse, bu kişiye ne denir? Elinizi vicdanınıza koyun öyle konuşun. Siz bunu başbakan olarak getirdiniz, eyvallah demokrasiye saygımız var. o oylar sizin ananızın ak sütü gibi helaldir. Ama harama asla ortak olmayın. Çünkü getirdiğiniz adam önce sizi soydu.
Yetmedi bu adamın hikayesi. Bu adam aynı zamanda ‘Milyonali’ diye bir adamı tuttu. Havuzbaşının görevlisi yaptı. Kendi medyası için salma salıyor, ihale verdiği müteahhitlere salma salıyor. 630 milyon dolarlık salmayı gerçekleştirdiler ve kendi yandaş medyalarına para aktardılar bununla. Bunu da Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren yurttaşlarıma havale ediyorum. bunun gerekçesi şudur, o parayı verenler zaten devletten çıkaracaklar bunu. Nitekim bunlardan birisi, ihale aldıktan sorna o kadar keyifleniyor ki, yaptığı telefon konuşmasında biz bu milletin anasını belleyeceğiz diyor. Orada söylediğini ben söyleyemiyorum. Ama bu millete açıkça küfür ediyor. Öğrendik ki bu adam aynı zamanda bir komisyoncuymuş.
Yetiyor mu hayır. Bir banka müdürünün evinde, tüccarın esnafın değil. bir kamu devlet bankasının genel müdürünün evinde ayakkabı kutusundan 4,5 milyon dolar para çıkıyor. Bu genel müdürüne kefil olan kim? Başçalan. O zaman Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren yurttaşlarıma bir kez daha sesleniyorum. 4,5 milyon doları saklayan genel müdüre, kefil olan bir başbakana siz kefil olmaya devam edecek misiniz?
BAŞÇALAN’IN VİLLA HASTALIĞI VAR
Bu başçalanın bir özelliği daha var. Villa hastalığı var bunda. Urla’da birinci derecede sit alanının üzerine villa yaptırıyor. Efendim vali tabi devletin valisi, diyor ki birinci derece sit alanına inşaat yapılmaz. Hemen adamı başçalana telefon ediyor. Efendim diyor bu vali biz mi yapacağımız villaları yıkacak. Valiyi ne yaptılar? İki villaya bu valiyi sattı ve Diyarbakır’a sürdü. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum, siz oy verdiniz diye bu kişi devletin valisini iki villaya sattı. Hala oy verecek misiniz bu kişiye?