ORGAN yetmezliğinden 98 yaşında ölen Kenan Evren’in cenaze töreni için Ankara’da dün hareketli saatler yaşandı.
Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesi ve Evren’in birinci derece aile yakını olan kızları ve damadı, cenaze töreniyle ilgili görüşmelerde bulundu. Dün için planlanan koordinasyon toplantısı bugüne bırakıldı. Evren’in kızları Miray ve Şenay ile damadı Maksut Göksu, yarın devlet töreni yapılmasını istedi.
Resmi cenaze töreninin ise TBMM yerine Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılması ağır basıyor. TBMM’nin kapalı olmasının yanı sıra 12 Eylül darbesinin siyaset kurumunu yerle bir etmesi nedeniyle birçok siyasinin Meclis’te törene sıcak bakmadığı ileri sürüldü. Ailenin de Genelkurmay’da törenden yana olduğu belirtildi.
Cenaze namazının ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yakınındaki protokol camisi olarak tanımlanan Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nde kılınacağı öğrenildi. Evren’in cumhurbaşkanı olması nedeniyle Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Sarayı karşısına denk gelen Devlet Mezarlığı’nda toprağa verilmesi bekleniyor.
Evren’in sağlığının kötüleşmesi üzerine 12 Eylül Girişim Grubu, geçen martta Başbakanlık BİMER’e yazılı olarak başvurmuş, devlet töreni yapılmaması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını talep etmişti. Darbe mağdurları, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na hitaben yazdıkları dilekçede, darbenin mimarı Evren için devlet töreni yapılmasının, darbeyi meşrulaştıracağını ve yaraları kanatacağını savunmuştu. Başvuru reddedilmişti.
DIŞ BASIN: 50 kişiyi astı
KENAN Evren’in ölümü, dış basında da yer buldu. BBC, Evren için ‘eski cumhurbaşkanı ve darbe lideri’ sıfatını kullandı, darbe döneminde 600 bin kişinin tutuklandığını, 50 kişinin asıldığını aktardı. New York Times’ta “Evren, Atatürk ilkelerine bağlı olduğunu söylese de komünizme karşı İslam’ı alternatif olarak gördü” değerlendirmesi yapıldı. AFP’nin haberinde ise “Bazılarınca ulusun kurtarıcısı, bazılarınca eli kanlı bir adam olarak görülen eski cunta lideri Evren öldü” denildi.
***
Genelkurmay Başkanlığı’ndan Kenan Evren açıklaması
Genelkurmay Başkanlığı, Kenan Evren’in vefatıyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada Evren’in cenazesinin yarın Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde kılınacak öğle namazına müteakip Devlet Mezarlığı’nda toprağa verileceği belirtildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın Kenan Evren’in başsağlığı mesajında, kızlarının cep telefonlarını ve adresin açık olarak yazılması ise dikkat çekti.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklama:
1. 7’nci Cumhurbaşkanı ve 17’nci Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Ahmet Kenan EVREN (Top.1938 –50), 09 Mayıs 2015 tarihinde Ankara’da vefat etmiştir.
2. 1918 yılında Manisa/Alaşehir’de doğan Emekli Orgeneral Ahmet Kenan EVREN, 1938 yılında Kara Harp Okulundan mezun olmuştur.
Kenan Evren’in adını anmadı
3. Türk Silahları Kuvvetleri’nin çeşitli kademelerinde birlik komutanlığı ve karargâh subaylığının yanı sıra 17’nci Genelkurmay Başkanlığı görevinde bulunan Emekli Orgeneral Ahmet Kenan EVREN 1963 yılında Tuğgeneralliğe, 1966 yılında Tümgeneralliğe, 1970 yılında Korgeneralliğe, 1974 yılında Orgeneralliğe terfi etmiştir.
4. 1983 yılında Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekliye ayrılan Orgeneral Kenan EVREN 1983 -1989 yılları arasında yedinci Cumhurbaşkanımız olarak görev yapmıştır. Emekli Orgeneral Ahmet Kenan EVREN’in cenazesi; 12 Mayıs 2015 tarihinde Ahmet Hamdi AKSEKİ Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Devlet Mezarlığı’nda toprağa verilecektir.
Genelkurmay Başkanlığı, ‘Vefatlarımız’ bölümünde Kenan Evren için taziye bilgilerinin bulunduğu başsağlığı mesajı da yayınladı. Başsağlığı mesajında, Evren’in kızlarının cep telefonlarının ve adresin açık olarak yazılması dikkat çekti.
***
Hayatını kaybeden devlet adamlarının ardından taziyelerde bulunan başkent protokolü, 7’nci Cumhurbaşkanı ve 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren’in ölümüne sessiz kaldı. Danıştay’ın kuruluş yıldönümü ve Anneler Günü nedeniyle mesajlar yayınlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kenan Evren’in adını anmadı. Başbakan Ahmet Davutoğlu ile muhalefet liderlerinin yanı sıra Genelkurmay Başkanlığı’ndan da taziye mesajı çıkmadı.
DEVLET adamları veya tanınmış isimlerin yaşamını yitirdiği anda başsağlığı ve taziye mesajlarıyla dolan ajans bültenleri, Kenan Evren’in vefatıyla ilgili sessizliğe gömüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Danıştay’ın kuruluş yıldönümü ve Anneler Günü mesajı yayınladı. Cumhurbaşkanlığı, sanatçı Zeki Alasya’nın ölümünün ardından hem aileye başsağlığı mesajı göndermiş hem de internet sitesinden anında yayınlamıştı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve diğer partilerin tavrı da aynı oldu.
İnternet sayfalarının ‘güncel’ duyurular bölümünde sadece Anneler Günü’yle ilgili mesajlar yer aldı. Çoğunlukla bu mesajın hemen altında Zeki Alasya’nın vefatına ilişkin taziye ifadeleri yer buldu. Genelkurmay Başkanlığı da internet sayfasının ‘Güncel duyurular’ bölümüne dün yeni mesajlar ekledi. Ancak arasında eski Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in ölümüne ilişkin bir mesaj yer almadı.
Genelkurmay, bir gün öncesine ait önemli yurtiçi olaylar ve önemli sınır olaylarının ardından Orgeneral Necdet Özel’in Anneler Günü mesajını yayımladı.
DSP KARŞIT MESAJ YAYINLADI
Tek taziye mesajı ise karşıt yaklaşımla DSP’den geldi. DSP Genel Başkan Yardımcısı Önder Aksakal, “ABD Büyükelçiliği’ne taziye mesajım” başlıklı açıklama yaptı: “Sayın Ekselansları; 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren o günkü Türk Silahlı Kuvvetler Komutanı Kenan Evren’in öldüğünü büyük bir ‘üzüntüyle’ öğrenmiş bulunuyoruz. Önemli bir ‘devlet adamını’ kaybetmiş olmanızdan dolayı ABD’ye başsağlığı dileklerimizi sunuyorum. Her ne kadar ‘Bir Kenan gider, bir Kenan gelir’ denilecekse de olsun. Bu ülkede bu gidişle Kenan Evren’ler tükenmez” dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker ise “Biz Müslümanlara düşen şey, biri vefat ettikten sonra ‘Allah rahmet eylesin’ deyip hakkımızı helal etmektir. Kendisine Tanrı’dan rahmet diliyorum. Ama onun fikirlerini, düşüncelerini hayatta kalarak yürütenleri şu anda affedemeyiz.”
12 eylül neydi!
12 Eylül 1980 askeri darbesinin mimarı Kenan Evren’in ölümü, darbe öncesi ve sonrasında yaşanan acıların tazelenmesine neden oldu. Darbe öncesi ‘sağcı-solcu’ çatışmaları yaşanıyor, kahvehaneler, okullar, evler, işyerleri, devlet daireleri taranıyor, hemen her gün onlarca insan ölüyordu. Kurtarılmış mahalleler, sokaklar ilan ediliyor, sağcı solcunun, solcu sağcının bölgesine giremiyordu. Üniversiteler her gün olaylarla sarsılıyor, aileler büyük tedirginlik yaşıyordu. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi ile onlarca aydın suikastlere kurban giderken ülke kargaşa ve kaos ortamı yaşıyordu. Kahramanmaraş ve Çorum’da Alevi vatandaşlara yönelik katliamda çocuklar dahil 200’ün üstünde insanın öldürülmesi Türkiye’yi derinden sarsmıştı. 1 Mayıs 1977’de 37 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Sıkıyönetim nedeniyle askerlerin “İsteselerdi önleyebilirlerdi” eleştirilerine hedef olduğu bu anarşi ortamı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile kuvvet komutanlarının 12 Eylül’deki müdahalesiyle son buluyor ama toplum, nesilleri etkileyecek yeni acı ve travmalarla tanışıyordu.
İDAMLAR, İŞKENCELER, DAVALAR
12 Eylül gecesi siyasi liderler evlerinden alındı. Sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri kapatıldı. 650 bin kişi gözaltına alındı. 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi. 18’i sol görüşlü, 8’i sağ görüşlü, 23’ü adli suçlu, biri Asala militanı 50 kişi idam edildi. 17 yaşındaki Erdal Eren, yaşı büyütülerek asıldı. İdamlar karşısında Evren’in savunması, “Asmayalım da besleyelim mi” sözleriyle tarihe yazıldı. 30 bin kişi ‘sakıncalı’ olduğu gerekçesiyle işten atıldı. 30 bin kişi ‘siyasi mülteci’ olarak yurtdışına gitti. 300 kişi kuşkulu bir şekilde hayatını kaybederken, 171 kişinin işkence sonucu öldüğü belgelendi. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. Kapatma cezaları nedeniyle gazeteler toplamda 300 gün yayın yapamadı. Yüksek tirajlı 13 gazete hakkında 303 dava açıldı. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile sol görüşlü olduğu düşünülen 71 üniversite personeli YÖK tarafından görevlerinden uzaklaştırıldı. İlk uzaklaştırmalar Şubat 1983’te başladı. Genelkurmay’ın açıklamalarına göre toplam 4 bin 891 kamu personeli görevden alındı.