Geçen ay dünyanın dört bir yanından 700 milyon Linkedln kullanıcısının veri tabanını “eğlence olsun diye” toplayan ve kendisine ‘Tom Liner’ lakabını takan bir bilgisayar korsanı gündeme oturmuştu. Bu verileri daha sonra yaklaşık 5 biner dolara sattı.
Sosyal medya profil sayfanızda hangi kişisel bilgilerinizi paylaşıyorsunuz? İsminiz, yaşadığınız, yer ya da yaşınızı mı? Yoksa işiniz, medeni durumunuz ve profil fotoğrafınızı mı?
Kullanıcıların paylaşma konusunda rahat hissettiği özel bilgiler, kişiden kişiye değişiyor. Çoğu insan, herkese açık olan profil sayfalarının aynı zamanda kamu malı sayıldığını kabul etmiş durumda.
Peki bütün bilgilerinizin bir hacker ya da bilgisayar korsanı tarafından listelenerek milyonlarca kullanıcının verilerinden oluşan devasa bir veri tabanına konduğunu, ardından en çok para ödemeyi kabul eden siber suçluya satıldığını öğrenseniz ne hissederdiniz?
Bu ve benzer olaylara, sosyal medyada ‘veri kazıma’ adı veriliyor.
BBC Türkçe’de yer alan haberde, kamuya açık olarak paylaştığımız profillerimizdeki temel bilgilerin daha iyi korunmasının gerekip gerekmediği konusu da ateşli bir tartışmaya yol açtı.