Troya Müzesi’nde Atatürk’ün kullandığı cumhuriyet döneminden kalma valizi, ayakkabısı, terliği, yemek yediği çatalı, bıçağı, şekerliği ile gümüş kutusu için konservasyon çalışması yapıldı. Müzeye gelen ziyaretçiler, Atatürk’ün kişisel eşyalarının konservasyon çalışmasını izleme imkanı buldu.
Çanakkale’de 5 bin 600 yıllık geçmişe ışık tutan Troya Ören Yeri girişine, 70 milyon TL harcanarak yapılan Troya Müzesi, 18 Mart 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ziyarete açıldı. 12 bin 750 metrekare kapalı alana sahip müzede, Troya Ören Yeri başta olmak üzere, diğer antik kentlerden çıkan 2 bin eser sergilenmeye başlandı.
5 bin 600 yıllık geçmişe sahip Troya Ören Yeri’nden çıkan eserlerin sergilendiği Troya Müzesi zemin katında 7 ay önce başlatılan Perdeler Açılıyor projesi kapsamında müzedeki 3 restorasyon ve konservasyon laboratuvarında, her çarşamba 11.00 ile 15.00 saatleri arasında perdeler açılıp, yapılan çalışmaların ziyaretçilere izletilmesi fırsatı sunuluyor.
CEP TELEFONU KAMERALARIYLA GÖRÜNTÜ ÇEKTİLER
Troya Müzesi, ‘Perdeler Açılıyor’ projesi kapsamında, özel konservasyon çalışmasına ev sahipliği yaptı. Anıtkabir Müzesinden Çanakkale Müze Müdürlüğüne 1974 yılında devrolan, Atatürk’ün kullandığı Cumhuriyet döneminden kalma valizi, ayakkabısı, terliği, yemek yediği çatalı, bıçağı ile gümüş kutusu için ‘Troya’nın melekleri’ olarak adlandırılan restoratör ve konservatörler Nurver Ferendeci, Betül Özmen ve Gonca Dikenci tarafından konservasyon çalışması gerçekleştirdi. Müzeye ziyarete gelenler, zemin katta Atatürk’ün kişisel eşyaları için yapılan konservasyon çalışmalarını izleyip, bu anları cep telefonu kameralarıyla kaydetti.
‘HEYECAN VERİCİ ESER GRUBUYLA İZLEYİCİLERİMİZİN ÖNÜNE ÇIKTIK’
Troya Müzesi’nde yaklaşık 7 ay önce Perdeler Açılıyor projesine başladıklarını belirten Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, restorasyon ve konservasyon çalışmalarını ziyaretçinin görebileceği şekilde perdeleri açarak uygulamaya başladıklarını söyledi.
Yaptıkları işi şeffaf olarak ziyaretçiyle paylaşmak ve işin kalitesine ne kadar güvendiklerini göstermek istediklerini kaydeden Gölcük, şunları söyledi:
“Restorasyon ve konservasyon alanında iyi işlerin, çalışmaların yapıldığını izleyiciyle paylaşmak istedik. Müzelerde sık sık sergi değişemiyor. Depolarımızdaki eserleri izleyicilere gösterebilmek, onlarla paylaşabilmek için bu uygulamayı fırsat olarak gördük ve 7 ay önce bu projeye başladık. 7 ayın sonunda bugün heyecan verici bir eser grubuyla izleyicilerimizin önüne çıktık. Mustafa Kemal Atatürkün kişisel eşyalarını konservasyon yapmak üzere 3 laboratuvarımıza taşıdık.
Ziyaretçilerimiz, Mustafa Kemal Atatürkün bu kişisel eşyalarını çok yakından görebilecekler, arkadaşlarımıza sorularını iletebilecekler. 1974 yılında Anıtkabir Müzesinden Çanakkale Müze Müdürlüğüne devrolan Atatürkün kişisel eşyalarına, koleksiyona sahibiz. Bugün izleyicilerimiz bunu yakından görebilme fırsatı yakalayacaklar. Mustafa Kemal Atatürkün ayakkabısından tutun, bavuluna, terliğine, kullandığı kaşığına, çatalına, 1921 yılında Sakaryanın hemen ardından kendisine hediye edilen gümüş bir kutuya varıncaya kadar aslında depomuzda olan bu kişisel eşyaları bugün yakından görebilecekler, arkadaşlarımıza merak ettikleri soruları yöneltebilecekler.”
‘KEŞKE BEN DE DOKUNABİLSEM’
Troya Müzesi’ni gezen Mustafa Çetin ise “Bu çalışmayı yapan arkadaşlar, Atatürkün giydiği ayakkabıya dokunabiliyor, çantasının sapını tutabiliyor. Keşke biz de o imkanı sahip olabilsek. Bu camın arkasından izlemektense ben de bir dokunabilsem. Çok arzu ederdim. Gene de buradan seyretmekte çok güzel bir duygu. Çok mutlu olduk” dedi.
Müzeyi gezen Perihan Çetin de Atatürkü görmek isterdim ama bana nasip olmadı. Hiç olmazsa kullandığı eşyaları görmek şu anda kısmet oldu. Çok mutluyum” diye konuştu.