Depresyon riski…

Melissa Rummells-Su-Plaj-2014-8Kadınlar depresyonlarını ulu orta yaşayabilme cesaretini hatta kullandıkları ilaçları birbirlerine anlatırken, erkekler içlerine kapanıp, herkesten gizliyor ve riski seçiyor

Depresyona girenlerin cinsiyetlerine göre farklı davranış sergilediği, erkeklerin bu konuda karşı cinse göre içine kapanık olduğu belirtildi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, yaptığı açıklamada, depresyonun erkeklerde kadınlardan daha sık görüldüğünü söyledi.

Depresyona giren erkeklerin sadece “belirti vermediğini” ifade eden Ersanlı, şöyle konuştu:

Depresyon-alkol-2014-1“Kendini güçlü hissetmek isteyen erkekler problemleri reddetme eğiliminde oldukları için depresyonu fark edemeyebiliyor. Kadınlar bu süreci ağlayarak geçirirken erkekler çok daha tehlikeli yollara başvuruyor. Kadınlar depresyonlarını ulu orta yaşayabilme cesaretini hatta kullandıkları ilaçları birbirlerine anlatırken, erkekler içlerine kapanıp, herkesten gizliyor ve riski seçiyor. Depresyona giren erkek ya alkole yöneliyor ya da işkolik oluyor.”

Ersanlı, toplumda depresyonun zayıflık göstergesi gibi algılandığını, erkeklerin bunu zayıflık olarak gördüğünü ve kendilerine yakıştırmadığını vurguladı.

Toplumda yaygın olan olarak benimsenen “erkek adam ağlamaz, erkek adam üzülmez” gibi dayatmaların erkeklerin depresyondan kurtulmasına engel olduğunu dile getiren Ersanlı, şöyle devam etti:

“Depresyon ve stres, modern hayatın doğal bir parçası olarak yaşamımıza hükmetmekte ancak pek çok erkeğin depresyonda olduğunu anlamak neredeyse imkansız. Erkekler bu durumun altından kalkabilmek için bazı sağlıksız baş etme mekanizmaları geliştiriyor. Özellikle toplumumuzun erkeklere yüklediği acımasız roller, yakın çevresinin beklentileri ve kendisine ait beklentiler sebebiyle erkekler duygularını göstermeyi bir zayıflık belirtisi, başarısızlık sayıyor ve tüm bunları hissetmeye haklarının olmadığını düşünüyorlar.”

“Depresyon bir kadın hastalığı olarak düşünülür”

Prof. Dr. Ersanlı, depresyonun erkekler tarafından bir kadın hastalığı olarak düşünüldüğüne değinerek, şunları kaydetti:

“Oysa erkeklerde depresyon, farkına varıldığında daha yaygın olabilir. Pek çok erkek karamsarlığı erkekliğine yakıştıramadığı için durumunu gizlemeye çalışır. Depresyon belirtileri erkekte farklı şekilde görülebiliyor. Erkek kendini kötü ya da güvensiz hissettiği zaman yine aynı dayatmalar nedeniyle etrafından yardım istemiyor. Bunun yerine etrafına öfke gösteriyor.

Erkeklerde depresyon, daha çok kendini içe kapama, sebepsiz veya abartılı öfke patlamaları, kontrol edilemeyen şiddet eğilimi, eşe, çocuklara ve iş arkadaşlarına yönelen tahammülsüzlük, etrafındakilere veya kendine yöneltilmiş acımasız eleştiriler, sürekli riskli spor yapmak, kumar oynamak, alkol kullanımının artması, cinsel isteksizlik ve benzeri davranışlar gösterir. Bu nedenle depresyonda olan bir kişi mutlaka psikiyatrist, psikolog, sosyal görevlisi veya sağlık danışmanları gibi uzman kişilere görünmelidir.”

Tekrarlanan depresyonun, beyinde “zehir etkisine” yol açtığı belirlendi.

depresyonFransız bilim adamlarının araştırması, birçok kez depresyona giren kişilerin bazı beyin faaliyetlerinin değiştiğini, bu durumun konsantrasyon, hız ve dikkati etkilediğini gösterdi. Bilim adamları hayatı boyunca 1-5 kez depresyona giren 2 bin kişininin bilişsel becerilerini inceledi. Rakamların aralarını doldurmaya yönelik “iz sürme testine” tabi tutulan katılımcıların becerileri önce depresyondayken daha sonra hastalar iyileştiğinde değerlendirildi.

2 KEZ DEPRESYON KÖTÜ 3 VE FAZLASI KORKUTUCU

İlk ve ikinci depresyon sürecinden hemen sonra testin yapılmasının 35 saniye aldığı görüldü. Ancak 3 ya da daha fazla kez depresyona yakalananların testi bitirme süresinin 80 saniyeye kadar uzadığı saptandı. Depresyonun, tedavi edilmemesi halinde beyinde doku bozulmalarının meydana geldiğini belirten bilim adamları, birçok kez depresyona girenlerin bu hastalığa tekrar yakalanma riskinin de bu nedenle arttığını vurguladı.

Bilim adamları, şizofreni ve bağımlılık tedavisinde sıkça uygulanan “bilişsel tedavi”nin depresyonda da kullanılabileceğine dikkati çekti. Depresyonun zamanla kötüleşen bir hastalık olduğuna açıklık getiren araştırmanın sonuçları “European Neuropsychopharmacology” dergisinde yayımlandı.

Leave a Reply

Your email address will not be published.