MSB: ABD’nin Dedeağaç üssünü yakından takip ediyoruz

Milli Savunma Bakanlığı, ABD’nin Dedeağaç üssüne askeri yığınak yapmasına ilişkin açıklama yaptı: ABD’nin söz konusu sevkiyatları Atlantic Resolve Harekatı kapsamında yapılan faaliyetlerdir. Bu kapsamda çok büyük bir yığınaklama söz konusu değil. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Plan Subayı Hava Muhabere Binbaşı Pınar Kara, bakanlıkta düzenlediği bilgilendirme toplantısında , başta ABD’nin Dedeağaç üssüne askeri yığınak yapması ve F-35 kriziyle ilgili açıklamalarda bulundu.

ABD ve Türkiye heyetleri, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasından kaynaklanan anlaşmazlıkları görüşmek üzere son olarak 16-17 Kasım 2021’de ABD’de bir araya gelmişlerdi. İkinci toplantı 2022 yılının başında ABD’de yapılacağı öğrenildi.

ABD’den F-16 tedariki konusunun Kongre’ye gittiği yönündeki bilgilerle ilgili olarak ise “Talebimizi ABD tarafına ulaştırdık. Onlar değerlendirme aşamasında. Bu konunun Kongre’ye gittiğinde nasıl sonuçlanacağını hep birlikte göreceğiz” dedi.

Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde, Türkiye’nin Edirne sınırına 40 kilometre mesafedeki Dedeağaç’ta son dönemde ABD’de tarafından yapılan yığınak çalışmasına ilişkin soru üzerine, şu ifadeleri kullandı:

2014’TEN BERİ YAPILIYOR

– ABD’nin söz konusu sevkiyatları Atlantic Resolve Harekatı kapsamında yapılan faaliyetlerdir. Bu faaliyetler 2014 yılından itibaren yapılıyor. Stratejik intikal, lojistik faaliyetleri olarak icra edilen faaliyetlerdir. Daha önce Baltık üzerinden yapılan faaliyetler son dönemde Dedeağaç üzerinden gerçekleştiriliyor.

GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ

– Bunlar ABD’nin Avrupa güvenliğine katkı sağlamak üzere kendi lojistik ve muharip unsurlarını rotasyonel olarak Avrupa’ya getirip, belli bir müddet onlara buralarda eğitim verip daha sonra geri intikalini kapsayan rotasyonel faaliyetler. Bu kapsamda çok büyük bir yığınaklama söz konusu değil. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Toplantıda basın mensupları ile şu bilgiler paylaşıldı:

KASIM AYINDA 169 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Millî Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için üzerine düşen tüm görevleri azim ve kararlılıkla yerine getirmeye devam etmektedir.

Bu kapsamda; Türk Silahlı Kuvvetlerimiz terörle mücadelenin yanı sıra mavi vatanımızda ve semalarımızda hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta, ayrıca dünyanın birçok coğrafyasında bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamayı sürdürmektedir.

FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadelemiz artan bir şiddet ve tempoda, terörü ve teröristleri kaynağında etkisiz hâle getirme anlayışı ile devam etmektedir.

Bu kapsamda;

– 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil toplam 33.005,

– Bu yılın başından itibaren ise 2.529 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.

– Kasım ayında ise 17’si büyük, 44’ü orta çaplı olmak üzere 61 operasyon icra edilmiş ve 169 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.

Ülkemize yönelik terör tehdidine karşı icra ettiğimiz tüm operasyonlarımız, uluslararası hukuka uygun, başta Irak olmak üzere tüm komşularımızın sınırlarına ve toprak bütünlüğüne saygılı, meşru müdafaa hakkı kapsamında ve sadece bölgedeki terörist unsurlar hedef alınarak yapılmaktadır.

Sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliğine değil, aynı zamanda bölgede yaşayan masum insanlar ile tüm dini ve etnik grupların güvenliğine de büyük önem verilmektedir. Operasyonlarımızda tarihî ve kültürel dokular başta olmak üzere çevrenin korunmasına da azami dikkat ve hassasiyet gösterilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz için sivil halk, çevre, tarihî, dini ve kültürel yapılar dokunulmazdır. Tek hedefimiz teröristlerdir. Bizim için terörist neredeyse hedef orasıdır.

Asil milletimizden aldığımız güçle ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadelemiz, en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.

2021 YILINDA İRAN HUDUDUNDA 92 BİN 521 ŞAHIS ENGELLENDİ

Hudutlarımızda kaçakçılığın, yasa dışı ve düzensiz göçmen akınının engellenmesi, teröristle mücadelede etkinliğin artırılması kapsamında;

– Sınırlarımızda teknolojik vasıtalarla desteklenmiş fiziki güvenlik sistemleri tesis edilmekte,

– Hudut birliklerimizin imkân ve kabiliyetleri sürekli geliştirilerek sınır güvenliğinde etkin tedbirler alınmaktadır.

Hudutlarımız, cumhuriyet tarihimizin en yoğun tedbirleriyle korunmaktadır.

İçinde bulunduğumuz 2021 yılında İran sınırında 92.521 şahıs engellenmiş, 2.134 şahıs yakalanmıştır.

Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde Kasım ayında, tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 756 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 18’i FETÖ mensubu olmak üzere 51’i teröristtir. 24.118 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir.

Yine bu dönemde icra edilen operasyonlarda; 372 kilogram uyuşturucu, 1000 paket sigara, 186 adet muhtelif silah ve 164 adet cep telefonu ele geçirilmiştir.

Sınırlarımızın güvenliği ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak her türlü zorlu iklim ve arazi şartlarına rağmen 7 gün 24 saat kesintisiz olarak sağlanmaktadır.

Sınırlarımızda görev yapan bütün personelimiz yüksek moral ve motivasyonun yanı sıra büyük bir kahramanlık ve fedakârlıkla kendine verilen görevleri başarıyla yerine getirmektedir.

PKK/YPG’Lİ TERÖRİSTLER SURİYE’DE MASUM SİVİLLERİ HEDEF ALIYOR

Hudutlarımızın ve asil milletimizin güvenliğini sağlamak maksadıyla icra edilen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekâtları ile Suriye’nin kuzeyinde yaratılan terör oluşumları daha büyük sıkıntılara mahal vermeden engellenmiş ve engellenmeye devam edilmektedir. Bu harekâtlar ile bölge halkının huzur ve güvenliği de sağlanmıştır.

Bölgede hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerimiz ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile koordineli olarak yürütülmektedir. Bu faaliyetlerimiz sonucunda; yaklaşık 470 bini İdlib’e olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyeli evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönmüştür.

Ayrıca, 14 hastanede yaklaşık 3 milyon kişiye sağlık hizmeti verilmiş, terör örgütünün zarar vererek kapattığı ve Türkiye tarafından yeniden eğitim ve öğretime açılan 1.325 okulda 300 binden fazla öğrenciye eğitim desteği sağlanmış, 500’den fazla cami ve kilise onarılarak hizmete açılmıştır. Suriye’de istikrarın bir an önce sağlanması, insani trajedilerin son bulması için her türlü gayret gösterilmektedir.

Ancak terör örgütlerinin; başta Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat’ın doğusu olmak üzere diğer bölgelerden de sivillere ve birliklerimize saldırı arayışları sürmekte, söz konusu terörist faaliyetlere kahraman komandolarımız tarafından anında müdahale edilmektedir.

Kasım ayı içerisinde harekât bölgelerimize terör örgütü tarafından 16 taciz ve saldırı gerçekleştirilmiştir.

19 Kasım 2021 tarihinde hain terör örgütü tarafından Afrin şehir merkezine yapılan roket saldırısı sonucu 4 masum sivil hayatını kaybederken 17 sivil ise yaralanmıştır. Söz konusu saldırıların sonlandırılması için belirlenen hedefler derhâl ateş altına alınarak imha edilmekte, birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü tedbir alınmaktadır.

Saldırılara verilen karşılıklar ve bölgede yürütülen teröristle mücadele operasyonları neticesinde Kasım ayında 22 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Suriye’nin kuzeyindeki harekât bölgelerinde yapmış olduğumuz mutabakatlara uyuyor, muhataplarımızdan da uymalarını bekliyoruz.

DEAŞ’la mücadele adı altında uluslararası kamuoyunda kendini meşrulaştırmaya çalışan eli kanlı PKK/YPG terör örgütü başta olmak üzere, bölgede sağlanan barış ve istikrarı bozmak maksadıyla sivillerin yaşam hakkını ellerinden alanlara karşı, masum ve mazlumları gözeterek Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğimizi, dünyanın da bu insanlık suçuna sessiz kalmaması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

AZERBAYCAN’IN MAYIN/EYP ARAMA VE İMHA FAALİYETLERİNE DESTEK VERİYORUZ

Azerbaycan, 30 yıldır işgal altındaki öz topraklarını, 44 gün süren “Tek Vatan Harekâtı” ile Ermenistan işgalinden kurtarmıştır. Bu süreçte Türkiye de, haklı davasında Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer almıştır.

Harekâtın ardından imzalanan ateşkes kapsamında kurulan Ortak Merkezde, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ve Rus askeri birlikte görev yapmakta, ateşkesin kalıcı olması ve istikrar için gayret sarf etmektedir. “08 Kasım Zafer Günü” münasebetiyle Haydar Aliyev Kültür Merkezi’ndeki kutlama programına katılan Sayın Bakanımız, Türkiye ve Azerbaycan’ın ilelebet “tek millet, iki devlet” anlayışı ile bir ve beraber olmaya devam edeceğini vurgulayan bir konuşma yapmış ve bu konuşma tüm Azerbaycanlı kardeşlerimiz tarafından büyük bir mutluluk ve coşkuyla karşılanmıştır.

Hâlihazırda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Azerbaycan ordusunun modernizasyon ve eğitim faaliyetleri ile Ermenistan işgalinden kurtarılan bölgelerde mayın/EYP arama ve imha faaliyetlerine destek vermeye devam etmektedir.

Bugüne kadar birliklerimiz ve Azerbaycan unsurları tarafından 128 kilometrekarelik alan temizlenmiştir. Ayrıca, mayın ve EYP temizliği kapsamında 1.025 Azerbaycan personeline eğitim verilmiştir. “İki devlet, tek millet” anlayışıyla kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davalarında, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm imkânlarımızla yanlarında olmaya devam edeceğimizi bir kere daha vurguluyoruz.

LİBYALI KARDEŞLERİMİZE DESTEĞİMİZ DEVAM EDİYOR

500 yıllık tarihî kardeşlik bağlarımız olan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükûmetin daveti ile ikili anlaşmalarımız ve TBMM’nin onayına istinaden bulunduğumuz Libya’da askerî eğitim, yardım, iş birliği ve danışmanlık faaliyetlerimiz devam etmektedir. Libya’da ve Türkiye’de bugüne kadar 6 bin 799 Libya Silahlı Kuvvetleri personeline eğitim verilmiş, 974 Libya Silahlı Kuvvetleri personelinin eğitimi ise devam etmektedir.

Libya halkının huzur ve güvenliğine katkı sağlanması amacıyla bugüne kadar 5 bin 43 Mayın/EYP ve patlamamış mühimmat tespit edilerek etkisiz hâle getirilmiştir.

Ayrıca Trablus’ta faaliyete geçirdiğimiz hastane ile bugüne kadar yaklaşık 20 bin Libyalı kardeşimize sağlık desteği verilmiştir. Her platformda vurguladığımız gibi; Türkiye Libya’da yabancı güç değildir. Şu anda Libya’da istikrar adına bir gelişme varsa ve siyasi süreç başlamışsa bu Türkiye’nin katkılarıyla mümkün olmuştur. Libyalı yöneticiler de bu gerçeği ifade etmektedir.

Libya’daki temel sorun Hafter grubu ve onu destekleyenlerdir. Libya’da çözüme ulaşılamamasındaki asıl neden buradan kaynaklanmaktadır. Türkiye; Libya halkının hak ettiği refaha ve demokrasiye ulaşmasını arzu etmekte ve 24 Aralık’ta yapılması planlanan başkanlık seçimlerinin huzur içinde yapılabilmesi için elinden gelen desteği vermektedir.

Her zaman ifade ettiğimiz gibi amacımız “Libya, Libyalılarındır.” anlayışıyla toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış, barış ve istikrar içerisinde yaşayan bir Libya’nın oluşumuna katkıda bulunmaktır. Bu kapsamda Libyalı kardeşlerimizin haklı davasına desteğimiz devam edecektir.

YUNANİSTAN YILBAŞINDAN BU YANA 2 BİN 321 İHLAL GERÇEKLEŞTİRDİ

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Ege’de, Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam etmektedir. Tüm sorunlarımızın uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümü için büyük çaba harcanmaktadır.

Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkileri ve müttefiklik ruhu içindeki tüm iyi niyetli ve samimi yaklaşımlarına rağmen Yunanistan gerginliği tırmandırıcı, saldırgan söylem, tahrik ve hukuk tanımaz eylemlerine maalesef devam etmekte, yaptığımız tüm diyalog ve görüşme çağrılarımızın karşılığında Türkiye’ye karşı yönelttiği temelsiz suçlamalarını sürdürmektedir. Yunanistan, 2021 yılı başından itibaren askerî deniz ve hava araçları ile Gayri Askerî Statüdeki Adalara yönelik 2 bin 321 ihlal gerçekleştirmiştir.

Yunanistan provokatif tutumunu gereksiz NAVTEX/NOTAM/NOTMAR ilanlarıyla da sürdürmektedir. 1988 tarihli Türk-Yunan Atina Mutabakat Muhtırası ile bayram / tatil dönemlerinde tatbikat-eğitim faaliyetlerinden kaçınılmasını kapsayan Moratoryum periyodunu 59 kez ihlal etmiştir.

Yunanistan ayrıca, sahte tehdit algısı yaratarak, caydırıcılık sağladığı gerekçesiyle, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de bölge dışı ülkeleri de dâhil ederek tatbikatlar düzenlemeye devam etmektedir.

Yunanistanlı yöneticilerin hukuka aykırı, provokatif ve saldırgan tutumuna karşı diplomatik kanallardan gerekli girişimlerde bulunulmakta, mütekabiliyet kapsamında sahada gerekli karşılık verilmektedir.

Yunanistan;

– Her türlü gerçeği çarpıtarak mağdur bir ülke olduğu imajını vermeye,

– Avrupa Birliği üyeliğine sığınarak hukuk dışı ve saldırgan eylemlerini örtbas etmeye,

– Suni bir tehdit algısı oluşturarak bazı ülkelerle ittifak kurmaya çalışmaktadır.

Bu “ittifak içinde ittifak” girişimleri, hem NATO dayanışmasına hem de ikili ilişkilere zarar vermektedir.

Bütün bunlar; bölgesel istikrar ve güvenliğe katkı sağlamayan, aksine gerginliği tırmandıran, müttefiklik ruhuna aykırı eylemlerdir. Ayrıca Yunanistan, bazı ülkelerin teşvik ve kışkırtmalarıyla da provokatif silahlanma faaliyetlerini sürdürmektedir. Yunanistanlı yöneticilerin bu yaklaşımının beyhude bir çaba olduğunu bizimle birlikte kendi akademisyenleri, bazı diplomatları ve komutanları da açık yüreklilikle ifade etmektedirler.

Tüm bunların yanı sıra Yunanistan, göçmenlere karşı Avrupa Birliği’nin savunduğunu iddia ettiği ortak değerlere ve evrensel ilkelere aykırı ve insanlık dışı uygulamalar sergilemektedir.

Ege Denizi’nde kadın ve çocuklar da dâhil olmak üzere göçmenleri acımasız bir şekilde geri itmeye devam etmektedir. Geri ittiği göçmenlerin görüntülerini sildirmekten, delilleri yok etmekten de çekinmemekte ve yaptığı hukuksuzluğu gizlemeye çalışmaktadır.

Yunanistan’dan beklentimiz, diyalog ve görüşme için koşullar öne sürmek yerine;

– Uzlaşmaz, hukuk tanımaz tutumundan ve üçüncü tarafları sorunlara dâhil etme çabalarından vazgeçmesi,

– Uluslararası hukuk zemininde, iyi komşuluk ilişkilerine dayalı diyalog ve barışçıl yöntemlerle sorunların çözümüne yönelik samimi gayret göstermesidir.

Bu çerçevede, Güven Arttırıcı Önlemlere ilişkin görüşmelerin 4. turu için davet ettiğimiz Yunanistan Savunma Bakanlığı heyetini Ankara’ya beklediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Defalarca ifade ettiğimiz gibi Türkiye hiç kimse için tehdit değildir. Aksine dost ve ortakları için güçlü, etkin ve güvenilir bir müttefiktir.

Temennimiz;

– Türk ve Yunan halklarının bölge zenginliklerinden de adil bir şekilde istifade ederek barış, refah ve güven içinde yaşaması,

– Ege Denizi’nin Türkiye ve Yunanistan arasında dostluk denizi olmasıdır.

KIBRIS MİLLİ MESELEMİZDİR

Bir diğer önemli husus da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ada’daki durumudur. Bugüne kadar denenmiş ve bir sonuç alınamayacağı tüm taraflarca görülmüş yöntemlerle bir çözümün mümkün olmadığı ve Kıbrıs’ta eşit, egemen ve bağımsız iki devletin bulunduğu kabul edilmeden müzakerelerin ilerleyemeyeceği açıkça görülmelidir.

Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan ve iş birliği içinde olan iki devlet tek çözümdür. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de bu çözüm yolunu benimsemesi Ada’nın huzur ve refahı için faydalı olacaktır. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanımız 28 Kasım 2021 tarihinde yaptığı bir konuşmasında; “Kıbrıs meselesinde Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve uluslararası statüsünün tescil edilmesi, çözümün anahtarıdır. Tüm dost ve kardeş ülkelerin KKTC’nin çözüm vizyonunu ön yargısız bir şekilde değerlendirmesi” gerektiğini ifade etmiştir.

Bir kez daha vurgulamak isteriz ki Kıbrıs bizim millî meselemizdir. Garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Türkiye garantör devlet olarak uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklar çerçevesinde Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir.

NATO’DAKİ FAALİYETLERİMİZ

2023’te NATO’nun Muharip Kolordu görevini üstlenecek 3’üncü Kolordu (HRF) Komutanlığını muharebe harekâtı görevine hazırlamak maksadıyla On Guard-2021 (Tetikte-21) Tatbikatı icra edilmiştir.

Tatbikatın “Seçkin Gözlemci Günü”ne katılan Sayın Bakanımız tarafından;

– NATO’nun, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Avrupa’nın güvenliğinin temelini oluşturan tarihteki en başarılı ittifak olduğuna ve her zaman olduğu gibi canlılığını ve etkinliğini koruduğuna ilişkin inancı dile getirilmiş,

– NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip, İttifak’ın yükünü ve tüm değerlerini paylaşan ülkemizin, NATO’yu kendi güvenliğinin merkezine koyduğu ve aynı zamanda NATO’nun güvenliğinin merkezinde yer aldığı vurgulanmış,

Ayrıca;

– Türkiye’nin bu sene NATO’nun Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Gücünün Kara Unsur Komutanlığı görevini başarıyla yerine getirdiği,

– 2022 yılı başından itibaren ise tam harekât kabiliyetine ulaşacak TURMARFOR ile 2023 ve 2028 yılında NATO’nun deniz unsur komutanlığı görevini üstleneceği,

-Müşterek Hava Unsur Komutanlığı yeteneği kazanmış bir müttefik olarak, 2025 Hava Unsur Kuvveti Komutanlığını yerine getireceği ve,

– İstanbul’da konuşlu olan Çok Uluslu Müşterek Harp Merkezi Komutanlığının da gerek coğrafi konumu gerekse teknolojik ve operasyonel altyapısı ile NATO ve NATO üyesi ülkelerin JACKAL serisi ve buna bağlı tatbikatlarına ev sahipliği yapabilecek şekilde dizayn edildiği ifade edilmiştir.

KASIM AYINDA TOPLAM 14 TATBİKAT İCRA EDİLDİ

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, tüm dünyayı etkisi altına alan salgına rağmen harekât, tatbikat ve eğitim faaliyetlerini aralıksız sürdürmektedir. Ayrıca Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve AGİT görevleri ve ikili anlaşmalar kapsamında Libya’dan Kosova’ya, Azerbaycan’dan Bosna Hersek’e, Katar’dan Somali’ye kadar birçok coğrafyada toplam 15 farklı görev ile dünya barışına katkıda bulunmaktadır.

Bu kapsamda;

Kasım ayı içerisinde 4’ü millî, 4’ü NATO, 1’i özel ve 5’i davet olmak üzere toplam 14 tatbikat icra edilmiştir.

Ayrıca Aralık ayında;

– NATO ve üye ülkeler arasında siber savunma alanında çalışma ve iş birliği imkânlarını geliştirmek maksadıyla,

29 NATO ülkesinin katılımı ile Siber Koalisyon-2021 Tatbikatı,

– Herhangi bir kriz durumunda NATO ülkeleri arasında birlikte çalışılabilirliği geliştirmek maksadıyla, Norveç, İtalya, Fransa ve Türkiye’nin katılımı ile Steadfast Jackal Tatbikatı,

– Türkiye ve Pakistan arasında askerî alanda iş birliğini geliştirmek maksadıyla, Ayyıldız 2021 Tatbikatı,

– Türkiye-Özbekistan-Pakistan Özel Kuvvetler Tatbikatı,

– KBRN ve Komuta-Kontrol yetenek ve usullerini denemek maksadıyla, Steadfast Number I Tatbikatı,

– Türkiye-Ürdün Bilgisayar Destekli Tabur Görev Kuvveti Komuta Yeri Tatbikatı,

– Deniz Güvenliği Tatbikatı,

– Müşterek bir harekâtta Hava Sahası Kontrol ve Yönetimi usullerini denemek ve problem sahalarını tespit etmek masadıyla, Kaplan Pençesi Tatbikatı,

– Personel, istihbarat, harekât, lojistik ve MEBS fonksiyon alanlarındaki eğitim seviyesini tespit etmek maksadıyla, Tufan Tatbikatı,

– İkaz ihbar sistemleri ve pasif hava savunma tedbirlerinin işlerliğini gözlemlemek maksadıyla, Çelik Miğfer Tatbikatının icra edilmesi planlanmaktadır.

Gelecek dönemde de harekât, tatbikat ve eğitim faaliyetlerimiz ile bölgesel ve küresel barışın desteklenmesine ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin harbe hazırlığının en üst seviyede tutulmasına devam edilecektir.

İNSANSIZ KARA ARACI ACROB ENVANTERE GİRDİ

Türk Silahlı Kuvvetleri olarak; İnsansız hava araçlarında sağlanan başarıyla beraber kara ve deniz, hatta deniz altı araçlarında da benzer sistemleri envanterimize katma yönündeki çalışmalarımız sonucunda; yakın zamanda küçük sınıf İnsansız Kara Araçlarından olan ACROB, Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterine dâhil edilmiş ve birliklerimizce icra edilen eğitim ve operasyon görevlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca, orta ve büyük sınıf İnsansız Kara Araçlarının temini ve envantere alınması için çalışmalar hız kesmeden devam etmektedir.

Envantere giren İnsansız Kara Araçları;

-Yüksek manevra kabiliyetine sahip dayanıklı araç platformu üzerine entegre edilmiş,

-Zorlu arazi ve hava koşullarında keşif, gözetleme ve hedef tespiti görevlerini icra edebilen,

-Otonom veya uzaktan komuta edilebilen,

-Sulardan geçiş imkân, kabiliyetine sahip,

-Üzerine entegre edilebilen keşif ve gözetleme sistemleri olan üstün teknolojiye sahip araçlardır.

Üstün nitelikli personeli ve sahip olduğu teknolojik harp, silah ve araç-gereçleri ile bölgesinde ve dünyada “Etkin, Caydırıcı ve Saygın” silahlı kuvvetlerimiz, dün olduğu gibi bugün de teknolojideki son gelişmeleri yakından takip etmekte, kazandığı imkân ve kabiliyetler ile gücüne güç katmaktadır.

FETÖ İLE MÜCADELEDE 24 BİN 253 PERSONEL İHRAÇ EDİLDİ

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında; yurt içi ve sınır ötesinde düzenlenen harekâtlar ile sayısı ve çapı giderek artan büyük tatbikatlarda elde edilen başarılar, FETÖ’den temizlendikçe daha da güçlendiğimizin en açık göstergesidir.

Bakanlığımızın tüm birimleri gerekli hassasiyeti göstererek yeni bilgi, belge ve veriler ışığında FETÖ ile mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam etmektedir. 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 24.253 personel ihraç edilmiş, 1201 personel hakkında ise idari süreç devam etmektedir.

1 Ocak –30 Kasım 2021 tarihleri arasında;

– 3.608 personel kamu görevinden çıkarılmış,

– 663 emekli personelin rütbesi geri alınmış,

– 196 personel göreve iade edilmiş,

– 22 emekli personelin rütbesi/unvanı iade edilmiştir.

Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde FETÖ ile iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.

KORONAVİRÜS İLE MÜCADELEYİ TİTİZLİKLE SÜRDÜRÜYORUZ

Koronavirüs ile mücadelemizi titizlikle ve yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Bu konuda dünyada en başarılı olan ordulardan biriyiz. İlk vakanın görüldüğü günden itibaren Bakanlığımız bünyesinde 7 gün 24 saat esası ile görev yapan “Koronavirüs ile Mücadele Merkezi – KOMMER” vasıtasıyla hem bireysel hem de kurumsal önleyici, koruyucu tedbirler hayata geçirilmiştir.

Başta operasyon bölgeleri olmak üzere tüm birlik ve kurumlarımızdaki faaliyetler salgın şartlarına rağmen hiçbir aksaklığa meydan verilmeden planlandığı şekilde devam etmektedir. Muvazzaf ve yükümlü personelin %98’inin aşılama faaliyeti tamamlanmıştır. Aynı zamanda Bakanlık olarak salgınla mücadeleye çeşitli sağlık malzemelerinin üretilmesi ile yurt içi ve dışına ulaştırılması yönünde de katkı sağlanmaktadır.

Sonuç olarak; aynı anda birden fazla harekât alanında mücadele eden, dünyanın birçok bölgesinde barış ve istikrarın sağlanmasında görev alan başta Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere Millî Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları; binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerlerinden aldığı ilhamla asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı için üstün bir gayret içerisinde, kendisine tevdi edilen her türlü görevi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da başarma azim ve kararlılığındadır.