Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı: 'Takdiri Türk milletine bırakıyorum'

7 saatlik savcılık ifadesinden sonra Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan Başbuğ “Bu suçu reddediyorum. Suçlama onuruma dokunmaktadır. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı’yım. Böyle bir silahlı terör örgütü üyeliğiyle suçlanmak tirajikomik bir durum. Takdiri Türk milletine bırakıyorum” dedi. Tutuklanan Başbuğ Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
İnternet andıcı soruşturmasında tutuklanan İlker Başbuğ’a, savcılık sorgusunda savcı Cihan Kansız’ın ‘kağıt parçası’ ve ‘boru’ açıklamalarını sorduğu öğrenildi. Başbuğ’un bu soruya, “Ben Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkanıydım. Bu açıklamalarım iyi niyetli açıklamalardır. Başka bir niyet yoktur. Komutan olarak TSK moral vermek niyetinde yapılmış açıklamadır” diye yanıt verdiği öğrenildi.
İnternet andıcı soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ “Örgüt yöneticisi olmak ve darbeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklanarak Silivri cezaevi’ne götürüldü.
“SİTELERİ BEN KAPATTIRDIM. ANDIC BANA ARZ EDİLMEDİ”
Mahkemede ifade veren İlker Başbuğ, İnternet Andıcı davasına konu olan sitelerle ilgili haberlerin ardından araştırma yaptırdığını söylediği öğrenildi. Başbuğ’un sitelerle ilgili, “İlk inceleme sonucunda, şekil ve teknik açısından bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım. Aslanda bana teşekkür edilmesi gerekir ki ben bu siteleri kapattıran kişiyim. Bu andıç bana arz edilmedi, arz edilmiş olsa muhakkak üzerinde imzam ya da parafım olurdu. Bir kişi çıkıp bu andıcın üzerinde komutanın imzası ya da parafını gördüm diyen bir kişi dahi yoktur. Bu durumda devletin aslında bana teşekkür etmesi gerekirken bugün bu konu ile suçlanmam tarihin acı bir cilvesidir. “ diye ifade verdiği belirtildi.
“ARZ EDİLSE İMZA OLUR”
İlker Başbuğ, sorulan bir soru üzerine “2. Başkan tarafından sayın komutana arz diye sunulan bir belge normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Arz edilmiş olsa bir imza, bir paraf mutlaka konulurdu. Bu andıç, 2. başkan tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmıştır. İddialara göre bu andıcın bana 14 Nisan 2009 tarihinde arz edildiği iddia ediliyor. Ancak bu andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargah içinde işleme girdiğini de görüyoruz” dediği belirtildi.
BİZLER GELİP GEÇİCİYİZ
Terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmasının kendisine verilecek en büyük ceza olacağını belirttiği öğrenilen Başbuğ’un, “Bundan daha büyük cezanın olabileceğini ben düşünmüyorum. Takdir mahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz ancak sizler tarihe not düşeceksiniz. diye konuştuğu ifade edildi.
AVUKAT: “YÜCE DİVANDA YARGILANSIN”
Mahkemede söz alan avukat İlkay Sezer ise müvekkiline yönelik suçlamaları reddetti. Özel yetkili mahkemenin dosyaya bakamayacağını belirten avukat Sezer, “Anayasa’da 148. madde değişikliği ile yargılamanın Yüce Divan’da yapılması ve dosyanın bu hali ile derhal oraya gönderilmesi gerektiği kanaatindeyiz.ödiye konuştu.
SAVCI ‘KAĞIT PARÇASI’ VE ‘BORU’ AÇIKLAMALARINI SORDU
Öte yandan savcılık sorgusunda İlker Başbuğ’a ‘kağıt parçası’ ve ‘boru’ açıklamalarının sorulduğu öğrenildi. Başbuğ’a savcı Kansız’ın , ‘Düzenlediğiniz basın toplantısında soruşturmaya ve davaya konu olan olaylarla ilgili, ‘kağıt parçası’ ve ‘boru’ kelimelerini içeren bazı açıklamalar yaptınız. Bu açıklamalardaki amacınız nedir? şeklinde soru yönelttiği belirtildi. Başbuğ’un bu soruya karşılık, “Ben Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkanıydım. Bu açıklamalarım iyi niyetli açıklamalardır. Başka bir niyet yoktur. Komutan olarak TSK moral vermek niyetinde yapılmış açıklamadır” dediği ifade edildi.
AVUKATI GAZETECİLERE AÇIKLAMA YAPTI
İnternet andıcı soruşturma kapsamında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer mahkemenin ardından gazetecilere açıklama yaptı.
YAKLAŞIK 50 SORU SORULDU
Müvekkili Başbuğ’un savcılıkta 50 civarında soruya yaklaşık 25 sayfa ifade verdiğini belirten Sezer, “İnternet siteleri ve basın açıklamalarıyla mı ben bu suçu işledim?’ diye düşünüyor. 700 bin kişilik orduyu komut etmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin 27. genel kurmay başkanı, bu suçlamanın çok ağır bir suçlama olduğunu, yıllarca beraber çalıştığı, kendisini atayan ve normal emeklilik süresine kadar görevde kalmasında bir sakınca görmeyen hükümetin, (yaklaşık 7 yıllık bir çalışma süresi var) çeşitli görevlerde, onların görmediği bir suçu ve eylemi 30 aralık 2011 günü mahkemenin cuma akşamı yapmış olduğu suç duyurusuyla, pazartesinden itibaren 4 gün içinde cumhuriyet savcısının tutuklamayı gerektirir bir soruşturmaya dönüştürmüş olmasını da şaşkınlıkla karşıladık.”dedi.
“K. ARZ BELGESİ SORULDU”
Bir basın mensubunun, “İnternet andıcı belgesiyle ilgili ‘K.arz’ hususu soruldu mu, görmüş mü?” diye sorduğu Sezer, “Tabii, bunlar beklenen şeylerdi zaten. Bu konuda kısıtlama kararı var. Yani bununla ilgili çok net, çok açık sayfalarca süren açıklamalarda bulundu. Ama savcı bey böyle takdir etti” dedi. Avukat İlkay Sezer, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. genelkurmay başkanı, maalesef Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya yönelik suçlamayla ve terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasıyla tutuklanmış bulunmaktadır” dedi.
“İRTİCA İLE MÜCADELE PLANI DA SORULDU”
Bir gazetecinin, “İrtica ile mücadele eylem planı soruldu mu?” sorusunu da yanıtlayan Sezer, şunları söyledi: “Şimdi onun sorulması normaldir. Yani dosyada zaten o var. Ama bunun müvekkille ilişkilendirilebilecek hiç bir tarafı yok. Dava dosyasında da bu yok. En son yapılan 29 Aralık 2011 tarihli duruşma tutanaklarını okursanız, müvekkilin bu belgelerde neresinde imzası var, neresinde onayı var, çok ciddi beyanlar var, beyanlarına itibar edilen ve tutuksuz yargılanan bir binbaşımız var..Kimse ben imzasını gördüm demedi ki. Hatta duruşma savcısı da, ‘ben kendisinin imzasını hiç bir yerde görmedim’ dedi. Bu haldeyken suçlama bu şekilde.”

Leave a Reply

Your email address will not be published.