Paris İklim Anlaşması nedir ve ABD’nin anlaşmaya dönmesi neden önemli?
ABD Başkanı Joe Biden’ın Beyaz Saray’daki ilk icraatlarından biri, Paris İklim Anlaşması’na geri dönme sürecini başlatmak oldu. ABD bugün Birleşmiş Milletler’i bilgilendirerek resmen anlaşmaya döndü. Biden’ın selefi Donald Trump anlaşmadan çekilme kararı almıştı.
2016’da yürürlüğe giren anlaşma, iklim değişikliğiyle mücadelede yaklaşık 200 ülkeyi bir araya getirmişti.
Paris İklim Anlaşması, küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönemdekine kıyasla 2 derecenin altında tutulmasını, tercihen 1,5 derecenin hedeflenmesini öngörüyor.
Anlaşmayla her ülke karbon emisyonlarını azaltma hedeflerini kendisi belirliyor. Niyet edilen ulusal katkı (NDC) olarak adlandırılan bu hedeflerin, beş yılda bir gözden geçirilmesi planlanıyor.
Zengin ülkelerin, iklim değişikliğine uyum sağlayabilmeleri ve yenilenebilir enerjiye geçmeleri için yoksul ülkelere yardım etmesi öngörülüyor.
Birleşmiş Milletler uzmanları, sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlamanın, küçük ada devletlerinin sular altında kalmasını önleyebileceğini söylüyor. Uzmanlar ayrıca bunun milyonlarca insanın aşırı hava olaylarına maruz kalmasını önleyebileceğini ve Kuzey Kutbu’nda yazın buzların erimesini sınırlayacağını belirtiyor.
Paris İklim Anlaşması’yla ilgili müzakereler 2015’te başarıyla sonuçlanmıştı
ABD, neden çekildi?
Eski ABD Başkanı Donald Trump, anlaşmadan çekilme niyetini 2017’de açıklamıştı.
Trump, Hindistan ve Çin gibi ülkeler fosil yakıtlar kullanırken ABD’nin karbon salımlarını sınırlamasının adil olmayacağını söylemişti.
ABD, 4 Kasım 2020’de anlaşmadan resmen çekildi.
Atmosfere en fazla sera gazı salan ülke olan ABD, anlaşmadan çekilen tek ülke oldu.
ABD anlaşmaya nasıl dönecek?
Yeni yönetim, anlaşmanın koşullarını kabul ettiğine ilişkin bir belge imzaladı.
Birleşmiş Milletler’e gönderilen belgeyle ABD, 30 gün içinde anlaşmaya yeniden dahil olmuş olacak.
Başkan Biden, seçim kampanyası döneminde iklim değişikliğiyle mücadele ve anlaşmaya dönüşün ana öncelikleri olacağını açıklamıştı.
Biden’ın iklim değişikliği konularındaki özel temsilcisi John Kerry, Twitter mesajında “Biden Amerika’nın itibarını ve kararlılığını yeniden tesis ediyor” dedi ve dünyanın küresel ısınmayla mücadele hedefini büyütmesi çağrısında bulundu.
ABD, Paris Anlaşması için neden önemli?
ABD’nin sürece dahil olması, Kasım’da Glasgow’da yapılacak iklim zirvesinin başarısı için yaşamsal önemde görülüyor.
Zirvede Paris Anlaşması’nın gelecekte nasıl uygulanacağına ilişkin kurallara son şeklinin verilmesi bekleniyor.
İklim zirvesinde ayrıca taraf ülkelerin 2015’teki karbon emisyonlarını azaltma taahhütlerini güncelleyeceği belirtiliyor.
Gözlemciler, iklim değişikliğiyle mücadele çabalarından bu kadar uzun bir süre uzak duran ABD’nin güvenilirliğini tesis etmek zorunda kalacağına dikkat çekiyor.
Bu çabalar, büyük oranda Washington’ın Trump döneminde alınan kararları tersine çevirmesine bağlı olacak.
Joe Biden, iklim krizinin çözümü için ne planlıyor?
ABD Başkanı Joe Biden’ın iklim değişikliğiyle mücadele için iddialı hedefleri var:
Bunlar arasında ABD’nin karbon salımlarını 2050’ye kadar sıfırlaması da var. Bilim insanları bunun küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması hedefine önemli katkı sağlayacağını söylüyor.
Biden yönetimi ayrıca iklim değişikliğiyle mücadelede ABD’yi yeniden lider ülke olarak konumlandırmak istiyor.
Biden, eski dışişleri bakanlarından John Kerry’yi özel temsilci olarak atadı.
Joe Biden ayrıca Kanada’nın Alberta eyaletinden ABD’nin Nebraska eyaletine petrol taşıyacak yaklaşık 1900 kilometrelik tartışmalı Keystone XL boru hattı projesini iptal etti.
Biden’ın adımları dünyada nasıl değerlendiriliyor?
KR Vakfı Başkanı ve Avrupa Komisyonu’nun iklim değişikliğiyle mücadeleden sorumlu eski üyesi Connie Hedegaard, ABD’nin Paris Anlaşması’na geri dönüşünün iyimserliği artırdığını belirterek “Şimdi küresel iklim değişikliği gündemini yeniden başlatmak için gerçek bir fırsat var” dedi.
Marshall Adaları’nın iklim değişikliğiyle mücadele temsilcisi Tina Eonemto Stege de, anlaşmanın yeniden canlandırılması için dünyanın gözlerinin Biden yönetimine çevrildiğini söyledi.
Tege bununla birlikte şimdiye kadar sadece 45 ülkenin karbon azaltma hedeflerini BM’ye sunduğuna dikkat çekerek “Arayı kapatmaya çalışıyoruz. Derin bir çukurdayız” diye konuştu.
‘Anekder’ Anadolu Ekoloji ve Kalkınma derneği adına Av. Kıymet Can Tümüç, Belgotürk Gazetesi’ne ‘Paris İklim Anlaşması’nı anlattı:
“Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliği problemine odaklanan, yasal olarak bağlayıcılığı olan uluslararası bir anlaşmadır. Paris’deki Birleşmiş Milletler 21. Taraflar Konferansı’nda 196 ülkenin katılımıyla 12 Aralık 2015 tarihinde kabul edilmiş ve 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Paris İklim Anlaşması’nın öncelikli hedefi, sanayi devrimi öncesi seviyeye kıyasla, küresel ısınmayı kontrol altına alarak 1,5 derece Celcius’un altında tutmaktır. Söz konusu uzun vadeli sıcaklık hedefine ulaşmak amacıyla, anlaşmaya taraf olan tüm ülkeler sera gazı emisyonlarını, iklim nötr bir dünya
yaratmak için yüzyıl ortasına kadar kontrol altına almayı hedeflemişlerdir.
Paris İklim Anlaşması, bu noktada, iklim değişikliği süreci için çok taraflı bir anlaşma
olarak bir dönüm noktası olmuştur;
Çünkü ilk defa, bağlayıcılığı olan bir anlaşma neredeyse tüm devletleri iklim değişikliği gibi küresel bir meseleye çözüm bulmak için bir araya getirdi.
Peki, Paris İklim Anlaşması nasıl bir mekanizma ile çalışmaktadır? Paris İklim Anlaşmasının uygulanması için, mümkün olan en iyi bilimsel altyapı kullanılarak, planlanan sosyal ve ekonomik transformasyonun gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.
Taraf ülkelerin 5 yılda bir hazırlanacak iklim eylem planı ile bu sürece dahil olması beklenmiştir. Paris İklim Anlaşması’nın en önemli eylem planlarından biri ise “Ulusal Katkılar”dır.
Söz konusu Ulusal Katkılar ile ülkeler sera gazı emisyonlarını düşürmek için taahhüt ettikleri eylem planlarını açıklamakta ve artmakta olan küresel ısınma problemi için ortak bir direnç
mekanizması geliştirmeyi hedeflemektedir.
Ulusal Katkıların yanında azaltım, uyum, finansman, teknoloji geliştirme ve teknoloji transferi, kapasite geliştirme, şeffaflık ve durum değerlendirmesi konularına ilişkin uygulama şekilleri
belirlenmek üzere de bir çerçeve geliştirilmiştir.
İklim değişikliği gibi küresel bir krize, küresel bir eylem gerekmektedir. Paris İklim Anlaşması yerel idareler, sivil toplum örgütleri, özel sektör ve diğertüm ilgili aktörleri tanıdığı; yani taraf olmayan paydaşlara da önem verdiği için kapsayıcı ve bütünleştirici bir yöntem izlemektedir.
Anadolu Ekoloji ve Kalkınma Derneği olarak iklim değişikliği konusundaki hassasiyetimizi bir kez
daha belirterek, Paris İklim Anlaşması’nın önemini bizler de hatırlamak istiyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.