Gebelik sırasında maruz kalınan endüstriyel kimyasalların erkek üreme sistemini etkileyerek küçük penis boyuna, düşük sperm sayısına ve sertleşme sorununa yol açabileceği iddia ediliyor. Üstelik bu kimyasalların doğacak bebekte yaratacağı sorunlar maalesef sadece penis boyu ile de sınırlı değil.
Son yıllarda değişen yaşam koşulları hayatımızın her alanında çeşitli olumsuzluklara neden oluyor.
Çevre kirliliği, gıdalarımızdaki katkı maddeleri, sigara kullanımı, cep telefonları, stres, obezite ve hareketsiz yaşam gibi birçok faktör sağlığımızı belirgin biçimde bozuyor. Üroloji ve Androloji Uzmanı Prof. Dr. Ege Can Şerefoğlu tüm bu faktörlerin sperm sayısı ve kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin sayısız çalışmanın olduğunu ancak geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir kitabın değişen yaşam koşullarının “erkek sağlığı” açısından barındırdığı tehlikelerin boyutuna dair çarpıcı iddialarda bulunduğunu söylüyor.
2045’TE SPERM SAYISI SIFIR OLACAK
Tanınmış bir Çevre ve Üreme Epidemiolojisi Uzmanı olan Dr. Shanna H. Swan tarafından kaleme alınan “Geri Sayım” adlı bu kitap, endüstriyel kimyasalların neden olduğu sağlık sorunlarına ilişkin önemli veriler sunuyor. Oyuncaklarda, parfümlerde, plastik poşetlerde hatta diş macunlarında bile bulunan endüstriyel kimyasalların erkek üreme sistemini etkileyerek küçük penis boyuna, düşük sperm sayısına ve sertleşme sorununa yol açabileceği iddia ediliyor. Swan, artan kirlilik nedeniyle insanlığın doğurganlık oranlarında “varoluşsal bir kriz” ile karşı karşıya olunduğunu gözler önüne seriyor. Swan’ın tahminlerine göre sperm sayısı 2045’e kadar sıfıra ulaşacak.
Çevre kirliliğinin ve gebelik sırasında maruz kalınan kimyasalların üreme organları üzerine etkisini, doğacak bebekte yaratabileceği diğer sağlık sorunlarını, anne adaylarının gebelik sırasında dikkat etmesi gereken detayları Üroloji ve Androloji Uzmanı Prof. Dr. Ege Can Şerefoğlu ve Kadın Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Ekiz’den öğreniyoruz
ERKEKLERİN SPERM SAYILARI YÜZDE 59 AZALDI
Çevre kirliliğinin penis ve testis boyutlarında azalmaya yol açtığına dair pek çok araştırma var. Dr. Shanna H. Swan’ın çalışmasına göre çevresel faktörler erkek üreme sağlığını nasıl etkiliyor?
Prof. Dr. Ege Can Şerefoğlu: Tüm dünyada yankı bulan bu çalışmada erkeklerin sperm sayılarının 1973 yılından 2011 yılına kadar yüzde 59 oranında azaldığını saptayan Dr. Swan, değişen yaşam şekillerinin hormonal dengemizi bozarak cinsel hayatımızı ve üreme sağlığımızı etkilediğini öne sürüyor. Son yıllarda çevre kirliliğinin penis ve testis boyutlarında azalmaya da yol açtığını kaydeden Dr. Swan, bu durumun ileriki yıllarda insan neslinin devamı için tehlike arz edebileceğini kaydediyor.
Uzmanlar uyarıyor: Çevre kirliliği penis boyunu küçültüyor
Çevre kirliliğinin ve değişen yaşam koşullarının erkeklerin penis boyunu nasıl kısalttığı tam olarak bilinmiyor. Özellikle plastik ürünlerin içerisinde sıklıkla rastlanan ‘fitalat’ adlı maddenin, gebelik sırasında erkek bebeklerin cinsel organlarının gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceği ve testosteron seviyelerini düşürebileceği kaydediliyor. Anne rahmindeki bir ceninin penisinin gelişimini sağlayan ve “erkeklik hormonu” olarak bilinen testosteronun seviyelerindeki düşüklüğün penis kısalığı, sperm azlığı veya testis küçülmesi gibi olumsuzluklara yol açabileceği belirtiliyor.
Gebelik sırasında maruz kalınan endüstriyel kimyasalların doğacak bebekte yaratacağı sorunlar maalesef penis boyu ile sınırlı değil. Erken doğumdan düşük IQ seviyesine, obeziteden karaciğer hastalıklarına kadar birçok rahatsızlığa yol açabilen ‘fitalat’ maddesinden özellikle gebelik sırasında uzak durulması öneriliyor. Bu maddenin ayrıca kadın cinsel isteğini ve cinsel tatminini de azaltabileceği biliniyor.
CİNSİYET GELİŞİMİNDEKİ EN KRİTİK BASAMAK
Fitalat maddesi nelerde bulunur? Gebelik sırasında nasıl önlem alınmalı? Anne adayları nelere dikkat etmeli?
Doç. Dr. Ali Ekiz: Fitalat maddesi plastiğin daha esnek hale gelmesini sağladığı için plastik ürünlerde yaygın olarak kullanılan bir kimyasaldır. Besinlerin paketleri, yağmurluklar, plastik duş perdelerinde, plastik içecek kutularında, kozmetik ürünlerde (parfüm, şampuan, sabun gibi) bulunabilir. Bu nedenle gebelik dönemindeki anne adaylarının plastik ürünlerle çok haşır neşir olmaması, plastik maruziyetini minimuma indirmesi gerekir.
Cinsiyet organlarının oluşumu gebeliğin hangi haftalarında gerçekleşir?
Doç. Dr. Ali Ekiz: Bebeğin cinsiyet organlarının oluşumu, gebeliğin 6-7’inci haftalarında başlar ve 12-14’üncü haftalarda tamamlanır. Gebeliğin 14’üncü haftasından sonra, bebek bu cinsiyetin getirdiği dış görünüm halini de almış olur. Cinsiyet gelişiminde kritik basamak, erkekte testosteron denen erkeklik hormonunun üretilmesidir. Eğer erkekte testosteron hormonunun üretiminde ya da hormonun diğer organlara etki etmesinde bir bozukluk ya da eksiklik varsa o zaman genetik cinsiyeti erkek olduğu halde cinsiyet erkek yönünde gelişmeyebilir ya da yetersiz bir şekilde erkek gelişimi olabilir.
Diğer taraftan cinsiyet hormonlarından erkek için salgılanan testosteron sadece erkek genital organlarında değil, böbrek üstü bezlerinde de salgılanır ve bazı böbrek üstü bezi hastalıklarında erkek cinsiyet hormonu biraz fazla salgılanabilir. Cinsiyet erkekse çok ciddi bir etkilenmeye sebep olmayacaktır ancak cinsiyeti kız olan bir bebekte fazla testosteron salınımı bebeğin cinsiyetinin erkek yönüne doğru değişmesini sağlayabilir ya da belirsiz genitalya denilen cinsiyette belirsizlik problemi meydana gelebilir.
ANNE ADAYINDAKİ YUMURTA SAYISINI VE KALİTESİNİ DE AZALTIYOR
Gebelik sırasında maruz kalınan endüstriyel kimyasallar bebekte başka hangi problemlere neden olabilir?
Doç. Dr. Ali Ekiz: Gebelikte çevresel olarak maruz kalınan etmenler sadece cinsiyet gelişiminin etkilenmesine neden olmaz aynı zamanda gebelik komplikasyonlarını, özellikle düşük, erken doğum, düşük kilolu doğum gibi birçok komplikasyonu da artırabilecek özelliğe sahiptirler. Çevresel faktörlerin içerisinde özellikle kurşun, cıva, arsenik gibi ağır metallerin maruziyeti diğer yandan pestisitler denilen böceklerle mücadelede kullanılan kimyasallar, hava kirliliğinin etkileri ve özellikle plastiklerin içerisinde bulunan fitalatlara maruz kalmak, çevresel maruziyetler arasında sayılabilir.
Tüp bebek tedavisi alan hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada, fitalat maruziyetinin artmasının anne adayındaki yumurta sayısını ve kalitesini azalttığına, gebelik kaybına, gebelikte düşük oranının artmasına aynı zamanda da erken doğum riskinin artmasına neden olduğu saptanmıştır. Anne karnında fitalat maruziyetinin, aynı zamanda dil gelişimi üzerinde negatif anlamda etkisinin olabileceğini öne süren çalışmalar da vardır.
ERKEKLER DİKKAT! CEP TELEFONUNUZU ÖN CEBİNİZE KOYMAYIN
Erkeklerin cep telefonlarını yan cepte taşımaları sperm sayılarının azalmasına ya da penis/testis hacminin küçülmesine neden olur mu?
Ege Can Şerefoğlu: Cep telefonları son 30 yıldır hayatımızda ve bu teknolojinin vücudumuzda bir çok sistem üzerindeki olumsuz etkileri artık biliniyor. Sinir hücrelerimizi, karaciğerimizi, kemik-kıkırdak dokularımızı bile etkileyen cep telefonlarının vücudun en hassas hücrelerinden oluşan üreme sistemimizi etkilemesi çok doğal. Yapılan birçok klinik araştırma cep telefonu kullanımının sperm sayı ve kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerini belirgin biçimde gösteriyor.
Erkeklerin cep telefonlarını pantolonlarının ön ceplerinde tutulmaları testislerde ısı artışı ve zararlı elektromanyetik radyasyon maruziyeti meydana gelir. Spermlerin kaliteli ve yeterli üretilmesi için testislerin vücut sıcaklığından 2 derece daha serin olması ve zararlı elektromanyetik radyasyondan korunması gerekir.
Cep telefonlarından yayılan ve sürekli maruz kalınan dalgalarının yarattığı radyasyon, sperm kalitesini bozarak testosteron üreten leydig hücrelerinin DNA’sını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle cep telefonlarının testislere yakın bölgelerde tutulmaması gerekir.
Her ne kadar gebelik sırasında fazla cep telefonu maruziyetinin embriyolarda gelişim geriliği ve hatta düşük ile sonlanabileceğine dair veriler mevcutsa da, cep telefonlarının erkek bebeklerin genital organlarının gelişimi üzerindeki etkileri henüz net değil. Ancak büyüme sırasında hızla bölünen hücrelerin DNA yapılarında kırılmalara yol açabilen cep telefonu dalgalarının, anne karnındaki erkek bebeklerde testis ve penis gelişimini bozarak ileriki yaşamda penis kısalığı veya kısırlık gibi sorunlara yol açabilmeleri muhtemel. Bu nedenle gebelerin cep telefonu kullanımını kısıtlamaları öneriliyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı üreme sağlığımız için yaşam koşullarımızın yeniden sağlıklı hale getirmek her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Doğal ve sağlıklı ürünlerle beslenmek, mümkün olduğunca doğada zaman geçirmek, sigara ve kimyasallardan uzak durmak ilk başta uygulanabilecek basit önlemler arasında yer alıyor. Daha kalıcı çözümler için ise tüm dünyadaki sağlık otoritelerinin bir an önce harekete geçmesi gerekiyor.