Covid-19: “Bazı varyantlar aşıların etkinliğini düşürebilir!..”

Covid-19 aşıları dünyanın birçok ülkesinde gevşeme ve normalleşme adımlarını beraberinde getirdi ancak aşıların koruma süresinin ne kadar olduğu ve hatırlatma dozuna ihtiyaç olup olmayacağı da halen netleşmiş değil.

Dünyanın birçok ülkesinde Covid-19’a karşı aşılama halen hızla devam ediyor. Hatta kitle bağışıklığı için önerilen yüzde 70 seviyesine ulaşıp bu kritik eşiği geçen ülkeler bile var. Ancak halen akıllardaki bazı sorular yanıt bulabilmiş değil.

Özellikle aşılama sonrası süreçle ilgili merak edilenlerin sayısı günden güne artıyor. En önemli konu da “booster” ya da “rapel” olarak da karşımıza çıkabilen hatırlatma dozları. Birçok uzman, aşı olanların er ya da geç hatırlatma dozuna ihtiyaç duyacağını düşünüyor ancak bunun zamanlaması konusunda kafalar karışık. Farklı türdeki aşıların koruyuculuk sürelerinin farklı olabileceği, varyantların durumu değiştirebileceği gibi birçok faktöre dair sorular da halen geçerliliğini koruyor.

ABD’de yayımlanan New York Times gazetesi ülkenin önde gelen uzmanlarına hatırlatma dozlarıyla ilgili merak edilenleri sordu. Biz de sizin için hem gazeteye konuşan ABD’li uzmanların görüşlerini özetledik, hem de onların eksik bıraktığı noktaları ülkemizde alanının en önde gelen isimlerinden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Rıdvan Karaali ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı ile konuştuk. İşte 10 soruda bilmeniz gereken detaylar…

ÇOCUKKEN ÇOK AŞI OLDUK AMA HATIRLATMA DOZUNU İLK DEFA DUYUYORUZ. NEDEN?

Hastalık yapıcı mikroorganizmalara kısaca patojen adı veriliyor. Her patojenin bağışıklık sistemimiz üzerindeki etkisi birbirinden farklı. Kızamık gibi bir hastalığı bir kez geçirmek, o hastalığa karşı ömür boyu korunmamız için yeterliyken, bazı hastalıklar karşısında bağışıklık sistemimiz zamanla gücünü kaybediyor. Aşılar vücudumuzda doğal enfeksiyonları taklit ederek bağışıklık sistemini harekete geçirdiklerinden, hasta olmadan o hastalığa karşı korunmuş oluyoruz.

Bu nedenle kızamık aşısının da bir kez yapılması yeterli. Ancak örneğin tetanos aşısının yarattığı savunma yıllar içinde azalabiliyor. Bu nedenle ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, her 10 yılda bir tetanos aşısının tazelenmesini yani hatırlatma dozu uygulanmasını öneriyor.

Diğer yandan bir de grip gibi patojenin sürekli değişime uğradığı hastalıklar var. Bu da her yıl virüsün yeni haline odaklanan yeni bir aşı ihtiyacı doğuruyor. Kısacası hatırlatma dozu birçok başka aşı için de geçerli bir uygulama aslında…

COVID AŞILARININ BİZİ NE KADAR SÜRE KORUYACAĞI BELLİ Mİ?

Maalesef kesin olarak belli değil çünkü Covid aşılarının yaygın kullanımı ancak 5-6 ay önce başladı. ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’nde hatırlatma dozu araştırmasını yürüten Maryland Tıp Fakültesi aşı uzmanı Dr. Kirsten Lyke, “Klinik denemelerde bile aşı bağışıklığı tepkisinin 1 yıl sonra ne noktada olacağını bilemiyoruz” diyor.

Ama bu konuda yavaş yavaş net bir fikir edinmeye başladık. Çünkü araştırmacılar, aşı denemelerine katılan binlerce kişiyi düzenli olarak takip ediyor. Bu kişilerden sık sık kan alınıyor ve vücutlarındaki antikor sayıları ile koronavirüse hedef olan bağışıklık hücrelerinin seviyesi ölçülüyor.

Bu ölçümlerin sonuçlarına göre, aşılamadan belli bir süre sonra antikor seviyeleri düşmeye başlıyor ve zaman içinde kademeli olarak azalıyor. Uzmanlar azalma hızının oldukça düşük olduğunu bunun da aşı sayesinde uzun yıllar korunabileceğimize işaret ettiğini belirtiyor. Dahası hastalığı geçirdikten sonra aşı olanlarda bağışıklık süresi daha bile uzun olabilir.

Wisconsin’de bulunan Marshfield Klinik Araştırmalar Enstitüsü’nden epidemiyoloji uzmanı Dr. Edward Belongia, “Bence virüsün orijinal haline karşı bağışıklığın uzun yıllar devam etmesi büyük bir olasılık” diye konuşuyor. Eğer bu olasılık gerçek olursa hatırlatma dozlarına yıllarca ihtiyaç duymayacağız.

AŞILARIN BAĞIŞIKLIK SÜRELERİ FARKLI OLABİLİR Mİ?

Evet, olabilir. Bilim insanları farklı teknolojilerle (mRNA, adenovirüs vektör ya da inaktif virüs) üretilen aşıların etkinlik seviyelerinin farklı olabileceğine dair çok çeşitli bulgulara ulaştı. Koruyuculuk sürelerinin de etkinlik oranına bağlı olarak düşebileceği tahmin ediliyor.

Genel olarak mRNA teknolojisiyle üretilen Pfizer/BioNTech ve Moderna gibi aşıların hem etkinlik oranı hem de koruyuculuk süresi anlamında inaktif aşılara kıyasla daha avantajlı olduğu düşünülüyor. Nisan ayının başında bu iki şirketten yapılan açıklamalarda da ikinci dozun uygulanmasının üzerinden geçen 6 ayın sonunda, aşının koruyuculuğunun kısmen azaldığı ancak yine de yüzde 90’ın üzerinde olduğu açıklandı ve ilerleyen dönemde çalışmalar sürdükçe bu oranların güncelleneceği belirtildi.

Diğer yandan Çin’de üretilen ve inaktif virüs teknolojisini kullanan bir aşı olan Sinopharm’ı kullanan Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn gibi ülkeler ise şimdiden vatandaşlarına hatırlatma dozu yapmaya başladı bile…

Aşı olanlar merak ediyor: Beni ne kadar süre koruyacak 7 soruda açıklıyoruzAşı olanlar merak ediyor: Beni ne kadar süre koruyacak? 7 soruda açıklıyoruz.

TÜRKİYE’DE UYGULANAN AŞILARDA DURUM NE?

Türkiye’de halihazırda yukarıda adı geçen Pfizer/BioNTech aşısı ve Çinli Sinovac şirketinin ürettiği CoronaVac aşısı aktif kullanımda.

Doç. Dr. Ümit Savaşçı, “BioNTech ve Moderna gibi mRNA aşılarında ise 9-12 ay beklenebileceğine dair bilimsel anlamda görüşler var. Yayınlar ve öngörüler bu şekilde” derken CoronaVac gibi inaktif aşılarda üçüncü dozun altıncı aydan sonra gerekebileceğini söylüyor.

Nitekim Sinovac şirketinin CEO’su da Mart ayında yaptığı açıklamada aşının koruyuculuğunun iki aylık sürenin ardından azalmaya başladığını ve üçüncü dozun koruma seviyesini artırıp artırmayacağını araştırdıklarını belirtmişti.

Dr. Rıdvan Karaali ise hatırlatma dozunun gerekli olup olmadığıyla ilgili çalışmaların halen devam ettiğini belirterek, “Bilimsel olarak elimizde aşılama sonrası hastalığı önleyici koruyuculuğun tam olarak ne kadar sürdüğüne dair net bir veri yok. Salgının şiddeti ve dünya üzerindeki yaygınlığı göz önüne alındığında daha önceki aşılardan da tecrübe ettiğimiz üzere aşılamadan 6 ay sonra koruyuculuğun bir miktar düştüğü yönünde. Altıncı aydan sonra özelikle çok daha yüksek riskli kesimi de dikkate alarak hatırlatıcı dozda aşıyı tekrarlamakta fayda var” diyor.

Süreç uzadıkça, bilimsel veriler güncellendikçe ve koruyuculuk süresi netleştikçe aşılama planlarının da güncelleneceğini belirten Karaali, “Şu anki öngörü salgın devam ettiği sürece altıncı aydan sonra özellikle yüksek riskli gruplardan başlanarak hatırlatma dozu yapılmasının uygun olacağı yönünde” ifadelerini kullanıyor.

AŞILARIN ETKİSİNİ KAYBETMEYE BAŞLADIĞINI NASIL ANLAYACAĞIZ?

Bilim insanları, şu an, bir aşının vücudumuzu koronavirüse karşı savunamayacak kadar zayıfladığını gösteren bazı biyolojik işaretler peşinde. Bazı erken dönem araştırmalar, koruma bağıntısı ya da bağışıklık bağıntısı adı verilen bu işaretlerin Covid-19 aşıları için de geçerli olduğuna işaret ediyor. Özellikle antikor sayılarının belli bir seviyenin altına düşmesinin bu konuda önemli bir gösterge olabileceği belirtiliyor. Eğer yapılan kan testlerinden elde edilen sonuçlar o seviyenin üzerindeyse sorun yok ancak test sonuçları bu seviyenin altına düşen bireylerde ise enfeksiyon riski artıyor.

Koruma bağıntılarıyla ilgili olarak ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nün klinik araştırmalar ve özel projeler direktör yardımcısı Dr. Clifford Lane, “Bunlardan öğrenecek çok şeyimiz var” diyor.

Ancak bu noktada Karaali’nin dikkat çektiği önemli bir sorun var: Koruyucu antikor düzeyinin henüz tam olarak netleşmemiş olması. Aşı olanların akıllarında “Benim antikor seviyem 40, aşı beni koruyor mu? Benimki 300, daha mı iyi korunuyorum?” gibi sorular oluştuğunu ifade eden Karaali, “Koruyucu düzeyin netleşmemiş olması sebebiyle her iki aşı için de salgın tamamen kontrol altına alınana kadar geçen sürede üçüncü hatırlatma dozunun gerekli olacağı yönünde bir görüş var” diye konuşuyor.

Savaşçı da üçüncü doz ihtiyacının salgının gidişatıyla yakından ilişkili olduğunu belirterek, “Genel olarak toplumsal tarama gibi herhangi bir antikor bakılması söz konusu değil. Korona geçirenlerde antikorun ne kadar süre koruyacağı da bilimsel olarak çok izafi bir gerçeklik olur” yorumunu yapıyor.

PEKİ YA HASTALIĞI GEÇİRENLER? ONLARDA DA GELECEKTE YENİDEN AŞILAMAYA İHTİYAÇ VAR MI?

Hastalığı geçirmek doğal yolla bağışıklık kazanmak anlamına geliyor. Covid-19 olup iyileşenler bu süreçte antikor ürettiklerinden hastalığı geçirenler için tek doz aşı uygulaması şimdilik yeterli görülüyor.

Karaali, “Erken dönem çalışmalarında hastalığı geçirenlerde, hastalığı geçirmeyen ve aşı olan kişilere göre daha yüksek antikor düzeyleri saptandı. Burada da hastalığı önleyici net antikor düzeyi bilinmediği ve elimizde bu kişilere ait altıncı ay, dokuzuncu ay birinci yıl verileri olmadığı için hastalığı geçiren ve tek doz aşı olanlarda da hatırlatma dozunun yapılması yönünde bir eğilim var” diyor.

Karaali, özellikle yüksek riskli gruplar için eldeki imkanlar dahilinde 6 ay geçtikten sonra hatırlatıcı aşının yapılmasının salgının kontrolü açısından uygun görüldüğünü vurguluyor.

VARYANTLARA KARŞI YENİDEN AŞI OLMAMIZ GEREKECEK Mİ?

Son aylarda ortaya çıkan Covid-19 virüsü varyantları, hatırlatma dozuyla ilgili araştırmaların da hız kazanmasını sağladı. Bazı varyantlar geçirdikleri mutasyonlar nedeniyle daha hızlı bulaşıyor. Bazı varyantların da aşıların etkinliğini düşürebilecek yeni özellikler kazandığı düşünülüyor. Ancak halihazırda eldeki ipuçları oldukça kısıtlı.

Örneğin Katar’da yapılan ve sonuçları geçtiğimiz ay yayımlanan bir araştırmada Aralık 2020-Mart 2021 döneminde Pfizer/BioNTech aşısı olan 250 binden fazla kişiyle ilgili veriler paylaşıldı. Buna göre, aşı virüsün orijinal haline karşı yüzde 95, İngiltere’de ortaya çıkan Alfa varyantına karşı yüzde 89,5, Güney Afrika’da ortaya çıkan Beta varyantına karşı ise yüzde 75 oranında etkili ancak her iki varyant bağlamında da ağır, kritik ya da ölümcül vakaları yüzde 100 önlüyor.

Diğer yandan varyantın aşının etkinliğini azaltması geniş çaplı bir problem yaşanacağı anlamına da gelmiyor. Örneğin aşılamanın yaygın olduğu İsrail, İngiltere, ABD gibi ülkelerde Beta varyantı oldukça nadir görüldü. Bu da çok fazla tehdit yaratmayacağı anlamına geliyor.

Ancak virüsün halen değişip gelişebileceği çok fazla alan var. Bu nedenle bilim insanları önümüzdeki aylarda daha hızlı bulaşan ve aşıya daha dayanıklı varyantlar çıkabileceği ihtimalini de yadsımıyor.

Stanford Çocuk Hastanesi’nin inovasyon ve bulaşıcı hastalıklar biriminin direktörü Dr. Grace Lee, “Varyantların kaçınılmaz olduğu ortada. Bence ne kadar etkili olacaklarını sorgulamalıyız” diye konuşuyor.

MADEM VARYANTLARIN ÖZELLİKLERİ BİRBİRİNDEN FARKLI, HER VARYANT İÇİN AYRI AŞI MI OLACAĞIZ?

Bu sorunun yanıtı da netleşmiş değil. Bazı bilim insanları virüsün orijinal haline karşı güçlü bir bağışıklık geliştirmenin bizi varyantlara karşı da koruyacağını düşünüyor, bazıları ise aşıların belli varyant türlerinin özellikleri dikkate alınarak güncellenmesi gerektiğini savunuyor.

Pfizer, iki seçeneği de test etmeye başladı. Araştırma kapsamında iki doz aşısını da olmuş gönüllülerin bir kısmına hatırlatma dozu olarak aşının orijinal hali uygulanırken, bir kısmına Beta varyantı üzerinden geliştirilmiş güncellenmiş versiyon uygulanıyor.

Pfizer’in küresel medya ilişkileri direktörü Jerica Pitts, “Şu ana kadar öğrendiklerimiz üzerinden konuşuyorum: SARS-CoV-2’nin yayılmasında ve Covid-19 hastalığında bir azalma görene kadar, 12 ay içinde yapılacak bir üçüncü dozun, Covid-19’a karşı korumayı artırmak için gerekli olacağını düşünüyoruz” diyor.

HATIRLATMA DOZUNU BAŞKA MARKA AŞIYLA OLABİLİR MİYİZ?

Olabiliriz, hatta belki de olmalıyız. Geçmişte birçok hastalığın aşısıyla ilgili yapılan araştırmalar, farklı bir aşı kullanmanın hatırlatma dozunun gücünü artırdığını gösteriyor. Dr. Lyke, “Bu Covid’den önce denenmiş ve kanıtlanmış bir kavram” diyor.

Hatta kendisi ve ekibi de yeni bir deneme kapsamında aşıları karıştırmayı deniyor. Araştırma kapsamında, ABD’de uygulanan üç aşıdan herhangi biriyle tam olarak aşılanmış gönüllülere hatırlatma dozu olarak Moderna aşısı uygulanıyor. Önümüzdeki dönemde gönüllülerin bağışıklık tepkilerinin ne kadar güçlü olduğuna bakılacak ve araştırmanın sonuçları birkaç hafta içinde açıklanacak.

Dr. Lyke, eğer önümüzdeki kış aşıların etkisinin azalması ve yeni varyantlar sonucu vaka sayılarında yeniden artış olursa, buna hazırlıklı olmak istediklerini belirtiyor. “Bizim için en yakın zamanda bir sonuç almak çok önemli. Geniş zaman lüksüne sahip değiliz” diye konuşuyor.

Uzmanlar, halen klinik deneme aşamasında olan Novavax, Sanofi gibi aşıların hatırlatma etkisinin daha da yüksek olacağına inanıyor. Dr. Lyke, ilerleyen dönemde araştırma kapsamını yeni aşılarla genişleteceklerini, Pfizer/BioNTech’in geliştirdiği varyantlara özel aşıların da denemelere dahil edilebileceğini belirtiyor.

Benzer bir araştırma da İngiltere’de yürütülüyor. Bilim insanları aşı olmuş kişilere hatırlatma dozu olarak AstraZeneca, CureVac, Johnson & Johnson, Moderna, Novavax, Pfizer/BioNTech ve Valneva aşıları veriliyor. Güney Afrika’da Immunity Bio, aşısını Johnson & Johnson aşısına hatırlatma dozu olarak test ederken Sanofi de kendi aşısını birçok farklı aşının hatırlatma dozu olarak denemeye hazırlanıyor.

Türkiye’de de hatırlatma dozu uygulamalarının Erciyes Üniversitesi tarafından geliştirilen ERUVAC aşısıyla yapılabileceği konuşuluyor. Örneğin Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “Erciyes Üniversitesi’nde geliştirilen aşımız Çin aşısı ile aynı teknolojiye sahip, yani inaktif aşı. Dolayısıyla Çin aşısı olan vatandaşlarımız üçüncü doz olarak Erciyes Üniversitesi’nde üretilen aşımızı yaptırabilir” diye konuşmuştu.

Aşıda hatırlatma dozu dönemi… Sağlık çalışanlarına ve 65 yaş üstüne ne zaman uygulanacakAşıda hatırlatma dozu dönemi… Sağlık çalışanlarına ve 65 yaş üstüne ne zaman uygulanacak?

İLK DOZ AŞILAMA MI DAHA ÖNCELİKLİ OLMALI YOKSA HATIRLATMA DOZU MU?

Bir tarafta aşılandıktan sonra etkinliğini uzun süre korumak için hatırlatma dozu uygulaması tartışılırken diğer tarafta halen ilk dozunu olmamış milyonlarca insan var. Bu durumda hangisine öncelik verilmesi gerektiği konusu da akıllarda bir soru olarak beliriyor. Dr. Hensley, ihtiyacı olanlara hatırlatma dozu uygulamasıyla ilgili hazırlık yapılmasının şart olduğunu, ama bunun dünya genelinde halen aşı olmamış milyarlarca kişinin aşıya duyduğu ihtiyacı görünmez kılmaması gerektiğini belirtiyor.

Hensley, “Eğer daha fazla insan en yakın zamanda korunursa, virüsün enfekte edebileceği konak sayısı ve yeni varyantların ortaya çıkma fırsatı azalır” diyor ve ekliyor:

“Aşıların küresel olarak dağıldığını görmek istiyorum çünkü dünyanın her yerindeki insanları korumak istiyorum. Ama sadece kendini düşünen bir kişi bile olsanız bu çabaya destek vermeniz gerek çünkü pandemiyi sonlandırıp varyantların ortaya çıkma potansiyelini sınırlandırmanın tek yolu bu.”