Her sene şu birkaç günde o anıldı…
Salonlar dolup boşaldı…
Söyleşiler, paneller, anılar, konferanslar, törenler…
Söylenmedik söz kalmadı…
*
Onu sevenler her sene bugün toplanıp ağladılar…
İçleri yandı…
Dizlerine vurdular…
*
Ama dönün bakın…
Korktuğu o karşıdevrim gerçekleşti… Mücadele ettiği şeriatçı kafa Türkiye’yi yönetiyor… Üzerine titrediği hukuk devleti yerle bir…
Ve uğruna canını verdiği cumhuriyet bataklık içinde…
İnsanın içi yanar…
*
Niçin?..
Neden kör talih?..
*
Çünkü onun adını en çok kullananlar, o düzenlenen tiyatromsu törenler, o sayfalardaki göstermelik hüzün, o yapmacık konuşmalar…
Salonlardan dışarı çıkmadı…
Beton duvarlara sinip kaldı…
“Uğur Mumcu demişti”den öte gitmeyen bir boşluktu hepsi…
Kimse Mumcu’dan okuduklarını anlamamış, kimse kendine düşeni yapmamıştı…
Görev o törende bitmişti…
Bu kadardı…
*
Miraslarına dönün bakın…
Yüreğindeki cumhuriyet…
Zihnindeki Atatürkçülük…
Üzerine titrediği hukuk devleti…
Kalbindeki yurtseverlik…
Beklediği ilkeli siyaset…
Sevdası; onurlu ve yürekli gazetecilik…
Her birisi tembelliklerin, kaytarıcılıkların, yüreksizliklerin altında ezik…
Hatta utanç içinde…
Mahcup…
*
O yiğit insanı anmak istiyorsan…
Kalk artık…
Adım at…
Silkelen…
Kıpırda…
Anmaya yüzün olsun…
*
Yoksa…
Her anma günü, o biraz daha ölür…
Bir de sen vurma…
Cumhuriyet