Cüneyt Arcayürek: Bu Süreç…

Cüneyt Arcayürek-2013-1Biri, Cumhurbaşkanı, önce “Güzel şeyler olacak” dedi.

Baktı ki bir gün, bir hafta, belki de aylar sonra iyi şeyler olacağına işaret eden hava yok hükümette.

Hayda, klasik ne şiş yansın ne kebap üslubuna sığındı.

İyi şeyler nasıl olabilirmiş onu açıkladı…

Sözündeki anlamsızlığın farkına vardığının ertesi günü; canım iyi şeyler olacak dedikse, partiler bir araya gelerek HSYK sorununa çare üretsinler, demek istedik diyerek düştüğü açmazın içinden kurtulacağını sandı.

Bir de parlak bir öneride bulundu.

“Çare” üretilinceye kadar AKP HSYK yasasının Meclis Genel Kurulu’na inmemesini istiyor…

Bu öneride bulunacağı yerde devletin başı olarak üç erkten yargının bağımsızlığının devletin temel taşlarından biri olduğunu öyle anımsatarak değil, doğrudan üstüne giderek yorumlayan bir gerekçeyle ve ancak bu kadarına gücüm yetiyor anlamına gelen bir davranışla …

… yasa Meclis’ten geçer önüne gelirse; ancak veto ederek geri göndermek olacağını da söyleyemiyor.

Kısık sesle bu öneriyi basına açıkladıktan sonra:.

Asıl sorunun yargıya bağımsızlık güvencesinin sağlanmasını, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının önünü kapatan engellere son verilmesini anayasa değişikliği için ön koşul olarak açıklayan ana muhalefetin…

…. bu haklı isteklerine hükümetin karşı çıkmasına, en azından görmezden gelmesine engel olmasını sağlamak olacağı yerde, gerçekleşme olasılığı zayıf önerilerle görevini yerine getirmiş olmanın huzuru içinde cuma namazı için doğru camiye…

***

Diğerinin aynı gün imam hatiplerin 100. yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşma bir Başbakan’ın değil, adeta bir baş imamın konuşması…

Müslüman Müslümana tuzak kurmaz diyor.

Müslümanların diğer bir grup Müslümanla (cemaatle) son 11 yıl içinde yargıdan medyaya, orduya dek hemen her alanda, her devlet kurumunda kurdukları kumpaslardan ve bu kumpasların son bir iki ay içinde ortaya çıkan sonuçlarından söz etmiyor…

Son olayları hükümeti yıkmak için kumpas, darbe ve suikast diye açıklayan bir anlayış biçimi var.

Başbakan nedense darbelerden söz ediyor ama dilinden düşürmediği darbelere neden olan yolsuzluk ve rüşvet olaylarına değinmiyor.

Bu davranışıyla nedeni olmayan darbelerden söz ediyor.

Başbakan’ın mantığı, olayları nalıncı keseri gibi hep kendine yontuyor.

***

HSYK’ye verdiği son biçimle yargıyı avucunun içine aldığı, hukukun üstünlüğüne darbe vurduğu içeriğindeki iç ve dış uyarılara, önerilere kulakları kapalı.

Ayın 21’inde Brüksel’e, Avrupa Birliği’ni resmen ziyaret edecek ve günlerdir AB’den Avrupa Parlamentosu’ndan, ABD’den gelen eleştirileri ya Batı dünyasının bir üyesi olduğunu, olmaya özendiğini anımsatarak yanıtlayacak…

…. ya da? Batılı demokrasilerde HSYK ve benzeri kurumlara üyelerin nasıl seçildiğinden örnekler vererek en mükemmel savunmadır, saldırıdır diyerek HSYK modelinin Türkiye koşullarına uygun olduğunu içeren konuşmalar yapacak.

Ama acaba Başbakan:

AB sözcülerinin açıktan söylemediği, ancak AB’nin görüşlerinin barometresi Batı medyasında, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının hasır altı edildiği bir ülke ile adaylık görüşmelerinin yeniden askıya alınması olasılığından söz edildiğinin..

….farkında mı, yoksa görüyor, biliyor da umursamıyor mu?

***

RTE’nin demokratik kuralları çoğunluğuna dayanarak oligarşik düzene dönüştürmeye yönelik çabalarını dizginleme olasılığının olmadığı bu süreç, bir fıkrayı akla getiriyor…

Bir gazeteci sinir doktoru Ord. Prof. rahmetli Fahrettin Kerim Gökay ile konuşuyordu. Sordu:

“Üstat, dünyanın böylesi birbirini yiyip bitirmesi, yüzyılların ürünü olan medeniyetlerin yakılıp yıkılması bir cinnet değil midir?”

Fahrettin Kerim kısa süre düşündükten sonra:

“Vallahi” dedi: “Bu hususta size cevap veremeyeceğim.”

“Neden?”

“Çünkü şimdilik çoğunluk onlarda!”

Cumhuriyet

Leave a Reply

Your email address will not be published.