Yapışıp kalkamadığı koltukta değişen ve gelişen insanlara özgü davranışları hâlâ sergileyemiyor.
Berkin Elvan eylemleriyle bir kez daha yüzeye çıktık ki; yalnız ülkesinde değil, dünyanın bütün demokrat kurumlarının aleyhine sıraladıkları eleştirilerden ders çıkarmak nerede, RTE nerede…
Hâlâ olan bitenleri vurdumduymaz doğası gereği sindiremediğini kanıtlayan açıklamalar yapıyor.
Berkin’in yüz binleri sokağa çıkarmasından çok evvel mi? Ya da İçişleri Bakanı’na Gezi eylemlerini engellemek için derhal, polisin gaddar silahlarıyla halka saldırmasını emrettiği günlerde mi?
Yok, ne münasebet efendim. Hayır!
İnsanlarımızın içlerine hapsettikleri nefreti sokağa döktükleri önceki o muhteşem gün ve gecesi yaptığı konuşma ve açıklamaları bir yığın torba laf arasına sıkıştırarak yayımlayan gazetelerdeki haberleri dikkatle bir kez daha okuyunuz lütfen…
Berkin’in cenazesi arkasında yüz binlerin anlamlı sessizlikle yürümesindeki açık anlamı, verdikleri mesajı hâlâ anlayamadığını hayretle, şaşkınlıkla göreceksiniz.
Kafa dün neyse bugün de aynı kafa.
İktidarının ilk zamanlarında ufak tefek eylemleri nasıl yorumluyorsa… Bugün de yüz binlerin katıldığı, doğrudan kendisini ve hükümetini hedef alan eylemleri aynı kafayla yorumluyor.
***
Oysa devir de, dönem de değişiyor. O, olduğu yerde sayıyor!
RTE iktidarına karşı yüz binlerin sözün bittiğine artık inanarak sokaklara dökülmesini aynı kalıp irdelemelerle yorumluyor.
Berkin eylemlerinin hâlâ sokaklarda izlerini muhafaza ettiği, ama yine polisinin öfkeli insanların; örneğin Taksim Alanı’na, örneğin başkentte Kızılay Güvenpark’ta toplanmasına tazyikli su, biber gazı, gaz kapsülleriyle saldırdığı saatlerde..
…yalaka bir TV’de, tabii yalaka bir gazeteciye bir yığın başka konularda, artık başkalarınca fazla değeri olmayan görüşleri arasında Berkin eylemlerini amaçlayan, “bir başbakan bu değerlendirmeyi nasıl yapar” dedirten şu cümlesi kulaklara çarptı:
“Ama (bu da demedi) bir rüzgâr gibi gelir geçer” dedi.
***
Bu kadarla kalmadı. Aynı gün bir meydan konuşmasında; ülkenin yüksek yararlarını sanki ondan başka düşünen, koruyan yokmuş gibi, yine Gezi’de olduğu gibi (dün Hürriyet’teki haberden aynen alıyorum)..
…“Berkin’in ölümünün ardından yaşananlara kimsenin ilgi duymamasını” istedi ve “Bunlar ülkemize, ülkemizin görüntüsüne zarar veriyor” dedi.
Bu toplumu ve tepkilerini hâlâ gerektiği gibi değerlendiremediğini kanıtlayan şu sözlerle devam etti:
“Bireysel olaylar toplumsal olaylara dönüştürülmek suretiyle milletimizin geleceği karartılmak isteniliyor!”
Bu cümlenin sözcükleri altında yatan yorum, değerlendirme ne olabilir?
Berkin’in ardından yüz binlerle ifade edilen eylemleri bireysel eylemler diye niteliyor ve bunlar toplumsal olaylara dönüştürülüyor diye yine toplumu, yüz binlerce eylemciyi suçluyan bir değerlendirme yapıyor. Nuh Nebi’den kalma bir mantık, bir değerlendirme!
***
Bilmem dikkatinizi çekti mi?
İktidara yalakalığa özenen kimi TV’ler var ya… Hani, Gezi eylemlerini canlı nakledeceği yerde penguen belgesi yayınlamakla ünlenen TV’ler… Onlar da Okmeydanı’ndan yollara, caddelere taşan insanları ekranlarına sığdırmaya çalıştılar önceki gün.
Bir başsağlığını esirgeyen AKP’lilerin Başbakanı ise yine meydan konuşmalarından birini yaparken..
…Başbakan yardımcılarıyla bazı bakanları, Başbakanlarının Gezi olaylarındaki tavrının toplumda ve dünya kamuoyunda nasıl ters teptiğinden aldıkları dersle… TV’lerden bütün ulusun Berkin’in ardından mateme girdiğini söylemezler mi?
Aman ha yüz binler, Türk halkı; bu kez bizi Gezi eylemleri sırasında olduğu gibi toplumsal tepkilere karşı sanmayın der gibi açıklamalar yaptılar…
***
Hey gidi dünya hey!
Hatta içlerinden biri, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; emrindeki radyolara musiki yayını yapmayın diye talimat verdiğini de açıkladı.
Ve tabii Berkin eylemlerinden sonra, örneğin önde giden niteliği şarkıcı olan Sezen Aksu da ülkenin bugünü ve geleceğini tanımlayan görüşler açıklama fırsatı yakaladı…
Cenazesinin görkemli biçimde kaldırıldığı sırada, Berkin’e sesleniyor, “Görüyor musun; sen bizi birleştiriyorsun şu an” diyordu.
Oysa, RTE’nin izlediği politikaları destekleyen Aksu’nun bu saptamasını Başbakanı meydan meydan gezerek yaptığı konuşmalarla yalanlıyor.
On iki yılda ülkeyi laikler-karşıtları, dinciler -dinsizler, benden olanlar – olmayanlar diye böldüğü yetmiyormuş gibi; üstelik demokrasiden nasibini almadığını bir kez daha kanıtlamak istercesine RTE..
…bu seçimlerde de ülkeyi, CHP-MHP-BDP ve direktif aldıkları Pensilvanya ile AKP diye ikiye böldü.
Tabii yalakalarına göre değil, bize göre; siyasal davranış ve eylemleriyle hayırlara vesile olmayan bir dünyada yaşıyor adeta.
***
Dileriz milli irade, hiçbir siyaset adamını RTE gibi şımartmasın!
CUMHURİYET