Emniyet’te 3 bine yakın polis görevinden alındı.
Emniyet müdürleri, kimi valiler ya merkeze ya da başka illere gönderildi.
Medya haberlerine göre sıra hâkimlerde.
Haftalardır Başbakan, yargıda Emniyet’te, hatta bürokraside estirdiği fırtanın nedenini açıklıyor:
Devlet içinde devlet olan, paralel devletin bütün marifetlerini gösteren; savcılara, Emniyet’e, hatta Ergenekon, Balyoz gibi davalara bakan hâkimlere direktif vererek yüzlerce masum insanı yıllardır haksız yere hapishanelerde yatmasına…
….bir türlü adını, liderini açıklayamadığı devlet içinde yuvalanmış “bir örgütün, bir çetenin” neden olduğunu söylüyor.
***
Bu filmin bir benzerini yıllarca önce izledik ve bugünlere geldik.
Başbakan RTE, yıllarca adını dilinden düşürmediği, darbe yapmakla suçladığı Ergenekon adında bir örgüt olup olmadığını, davayı gören Silivri özel mahkemesi İçişleri Bakanlığı’na sordu.
Bakanlık, mahkemeye devletin kayıtlarında bu isimde bir örgüt olmadığını bildirdi.
Ama Başbakan Nuh dedi peygamber demedi.
Ergenekon adında bir örgütün var olduğunu savundu.
Ancak şimdi durum farklı. Ad vermeden bir örgütün, çetenin hükümeti devirmek için harekete geçtiğini yineleyip duruyor ama…
…. din kardeşi olduğu, yıllarca el ele gönül birliğiyle devletin temel kurumlarında kurulan kumpaslara göz yumduğu resmen… …bir örgüt, bir çete yok ama…:
…Başbakan, suçladığı örgüt, cemaat ve çete reisini de, saygılarını iletmekten yorgun düştüğü Fethullah Gülen’i…
….neden isimleriyle açıklamaktan, yargıya teslim etmekten çekiniyor?
Zira RTE için öncelikle seçimlerde oy sorunu ön planda.
Paralel çete, cemaatin önderlerini, liderini hukuk devleti olmanın gereği yargıya teslim etmek, elbette işine gelmiyor.
***
Doğal olarak devlet içinde gerçekten paralel devlet yok mu, sorusu akla geliyor.
Bu soruyu yanıtlayacak olaylar Güneydoğu’da yaşandı, yaşanıyor.
Daha önce bir TIR ve iki otobüste silah ve mühimmat ele geçirildi.
Hatay’da da bir TIR.
Daha sonra durdurulan 4 TIR’dan 3’ünde savcının emriyle jandarmanın araştırma yapmasına izin verilmedi.
Zira TIR’lar MİT’e aitti.
Şu gerçek ortaya çıktı:
Böylece: MİT, yasayla devlet içinde devlet olan bir örgüt!
MİT Yasası’nın galiba 26’ncı maddesi Başbakan’ın izni olmadan MİT TIR’larında devletin savcılıları emriyle devletin jandarmasının araştırma yapmasına izin yok!
***
Başbakan, silah ve mühimmat yakalanan TIR’ların Suriye’de Türkmenlere yiyecek götürdüğünü söyledi. Türkmen örgütleri, bu açıklamanın mürekkebi kurumadan Başbakan’ı yalanladı.
Ne var ki, AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, MİT TIR’larında araştırma yapılamayacağını öylesine savundu ki, böylece devlet örgütünün devlet içinde devlet olduğunu kanıtladı…
H. Çelik, TIR’lara arama emrini vererek durduran savcı ile herhalde bu emre uyarak araştırma yapmaya girişen jandarmayı “haddini bilmezlikle” suçlayarak…
***
Devlet içinde, üstelik yasayla devlet olan bir örgüt… bir de örgüt kanalıyla Suriye’ye gönderdiği silahlarla yüz binlerce insanın katledilmesine yardımcı olan, ne var ki devlet içinde devlet olan bir örgütten ve çeteden yakınan bir hükümet var önümüzde…
Yasayla paralel devlet konumuna gelen MİT’in TIR’larında değil araştırma yapmak…
…yolundan alıkoyarak durduranların hadlerini bilmediklerini parti sözcüsüne söyleterek aşağılatıyor, suçluyor.
Cumhuriyet