Cüneyt Arcayürek: Özet!..

Cüneyt Arcayürek-2014-1Seçim kampanyası başlamadan önce, 17 Aralık’ta yolsuzluk ve rüşvet operasyonu başladıktan sonra…
…ortaya saçılan, Başbakan’ın oğlu Bilal’le, bakanların oğullarıyla yaptığı Avro’ları gözden kaçırma görüşmeleriyle…
…Başbakan’ın hiçbir demokratik ülkede rastlanmayan cüretle yargıdan sonra ihalelere bile müdahale ettiğinin kanıtı telefon görüşmelerinin peyderpey ortaya çıktığı günlerde…
…RTE adeta süklüm püklüm, bu gerçeklerin su yüzeyine çıkması sonucu 12 yıllık saltanatını 30 Mart yerel seçimlerinde…
…en keskin taraftarının bile aleyhte oy kullanarak devireceği olasılığı ile yelkenleri suya indirdi…
Bataktan nasıl kurtulacağını bilemeyen insanlara özgü bir ruh haleti içinde konuşuyor, davranıyor iken…
…14’e yakın, suç ortağı sayılabilecek yayın yapan TV’den “Ben masumum, 12 yıl ne istediyse verdiğim Gülen ve cemaatinin iftiraları, kumpasları ve devlet içindeki düzenlemeleriyle şimdi suçlu ilan ediliyorum” diye bağırdı günlerce…
…ve şu günlerde kulağımıza çalınıyor ki, orta sınıfın altında çoğunlukta olan seçmen; şimdi içeriğini muhteremin de yadsıyamadığı para, rüşvet, yolsuzluk, ihalelere müdahale ile ilgili telefon konuşmalarını, montaj, yalan, düzmece diye yorumluyormuş!..
Şayet doğruysa bu toplumsal eğilimi yansıtan bilgiler, hemen her hafta önüne konulan yurt düzeyindeki anketlerde yer alıyorsa…
…RTE dünlere kadar aleyhine esen rüzgârın birden lehine döndüğüne hükmetti ve kaygıyla, korkuyla indirdiği yelkenleri yine fora etti.
***
Eee vallahi her ulus hak ettiği yönetimi ve yöneticiyi bulur diyen klasik atasözü niteliğindeki söylemi gereği halkımız, onca uyarıları 30 Mart’ta da pek kale almayacağını RTE’ye duyurmuş oluyor.
RTE de dikleştikçe dikleşti; önce şayet dedi, birinci parti olmazsam yerel seçimde liderliği de siyaseti de bırakırım! Tabii palavra!
Zaten koltuğun kıçı altında sağlam durma olasılığının arttığını görünce bir adım daha attı:
Haftanın son günü: “Siz ne diyorsunuz be” dedi, gerçekleri halka anlatan CHP’ye, MHP’ye dönerek; “Diktatör diktatör diyorsunuz bana. Diktatör olsam bana böyle saldıramazsınız. Kaçacak delik ararsınız.”
TV’lerde baktım, elde mikrofon dolaştığı miting platformunda birden şöyle uzun boyuna birkaç santim daha ekler gibi, başını da daha dik tutarak, sesini bir iki ton daha yükselterek bir iki saniye durdu ve:
“22 gün sonra sandık ortaya gelecek, (sıkıysa der gibi) buyurun devirin o diktatörü” diye bağırdı.
***
Öyle bir duruş, meydan okuyuştu ki bu; yalnız muhalefet partilerini değil, bilumum yazarlı çizerli muhalefete de “Ne olmuş yani? Evet işte diktatörüm, buyrun devirin beni” demeye geliyor diye, gerçeği bizzat kabul ediyor da böylesine dolaylı yoldan itiraf ediyor gibi bir düşünce izi bırakıyor insanda.
***
Gelmiş geçmiş ne kadar müstebit, zorba, faşist diktatör varsa, hemen hepsi halk oylarıyla bir daha gitmemeyi kurala dönüştürerek iktidara geldiler.
Bu kural bugün de ve bizde de geçerli.
RTE, 2000’lerde millete verdiği sözden vazgeçeceğini gündeme getirmeseydi, önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde ülke demokrasisi rahat bir nefes alacaktı, alabilirdi.
Düşünebiliyor musunuz, 1980 askeri darbesi bile yıllarca süregelen siyasetin müzmin sorunu lider sultasına son verilmesine çare aradı… Ve parlak vaatlerle bütün sorunları çözümleyeceğini vaat ederek 2002’de iktidara gelen RTE, kurduğu partinin tüzüğüne koyduğu bir kuralla lider sultasına son vereceğini ilan etti.
Kim ve ne olursa olsun AKP’de üç dönem vekillik yapan bir kez daha aday olamayacaktı!
Bu kural elbette RTE için de geçerli idi.. Amma velakin, 12 yıl sonra gün geldi kural kapıya dayandı. Tabii parti ve ülke yararlarının bu kuraldan vazgeçmesini gerektirdiğine inanıyor ki, parti sultası yakınmalarını çoktan geride bıraktı. Unutuverdi!..
Otoriter rejime gittiği vurgulamalarını, diktatör olduğunu veya olmaya yöneldiğini…
Aynaya baktı ve.. Benim dışımda, üç koyunu bile güdemeyecek olanlar bu ülkeyi yönetemez, dedi ve üç dönem kuralının tüzükten kaldırılması için düğmeye bastı!..
***
Çankaya’ya çıkamayacağı olasılığını göz önünde tutarak örgütte bu kuralın kaldırılması eğilimlerinin yoğunlaşmasına karşı çıkmıyor artık.
Nereden nereye?
Lider sultasına karşı çıkan demokrasi havariliğinden otoriter rejime doğru…

CUMHURİYET

Leave a Reply

Your email address will not be published.