Emin Çölaşan: Bir daha mı, tövbeler tövbesi!..

Emin Çölaşan-2Sevgili okuyucularım, önceki gece ve dün sabah, sadrazam Davutoğlu Ahmet’in bütün vatandaşlara yaptığı çağrı, onun güzel ve etkileyici sesinden kulaklarımda çınlıyordu.
Baktı ki terörün ve bir sürü rezaletin üstesinden gelemiyor, Malatya’da düzmece toplu açılış törenine katıldı, yıllardan beri işleyen tesislerin açılışını bir kez daha yaptı ve otobüsün üzerinden çağrıda bulundu:
“Memleketimiz üzerinde oynanan bu oyunu sadece selamlaşma bozabilir. Bütün komşulara sesleniyorum, birbirinize sarılın!.. Bütün Türkiye’den ricam, yarın herkes komşusuyla kucaklaşsın…”
Çok haklıydı!
Yaşadığımız bu rezaletlerin üstesinden ancak böyle kucaklaşarak gelebilirdik.
Hatta bu kadarla da kalmamış, “Bir hafta boyunca Türkiye’de ‘Selamlaşma haftası’ ilan edebiliriz’ demişti.
Ağzından ne de güzel ve anlamlı sözler dökülmüştü:
“Çok rica ediyorum. Hangi partidensin, Türk müsün, Kürt müsün, Alevi misin, Sünni misin diye sormadan yarın ilk işimiz ‘Esselamu aleykum’ demek olsun. Büyük şehirlerimizde yan yana apartmanlarda yaşayan her bir vatandaşımıza rica ediyorum, yalvarıyorum. Yarın sabah kalkın ve ilk gördüğünüz kardeşinize öylesine sarılın ve öylesine bağrınıza basın ki, kimse bir daha kardeşi kardeşe düşman edemesin.
Onun hangi partiden, hangi mezhepten ve etnik kimlikten olduğunu sormayın. Sadece gözünün içine aşkla, sevdayla, muhabbetle bakın. Hepimiz kardeşiz deyin ve kucaklaşın. Oyunları böyle bozacağız!”

* * * *

Gece boyunca düşündüm, Ahmet çok haklıydı. Düşmanlarımızın oyunu ancak böyle bozulurdu…
Ve karar verdim…
Sabah ilk işim sokakta insanlarla kucaklaşmak olacaktı…
Evden çıktığımda bir baktım ki herkes birbiriyle kucaklaşıyor, “Esselamu aleykum” deyip hal hatır soruyor…
Muhteşem bir görüntü!
Kendi kendime “Devlet adamı dediğin işte böyle olur. Sözü işte böyle dinlenir” dedim ve “Şu gelen iyidir, beni anlar” deyip karşıdan gelmekte olan ilk kadına doğru bir hamle yapıp yolun ortasında güzelce sarıldım.
Onu biliyordum. Bizim apartman komşumuzdu!
Ne yalan söyleyeyim alımlı çarpıcı, çekici biriydi.
Sıkı sıkı yakalamıştım, bırakmak içimden gelmedi.

* * * *

Kadıncağız hiç anlamadığım bir biçimde gereksiz tepki gösterdi:
“Terbiyesiz, ne yaptığını zannediyorsun sen?..”
“Hanımefendi inanın kötü bir niyetim yok… Sayın başbakanımız…”
“Terbiyesiz herif defol git…”
“Ama dinleyin beni, sayın başbakanımız dedi ki…”
“Başlarım sana da sayın başbakanına. Koskoca adamsın, yolun ortasında sarkıntılık etmeye utanmıyor musun?”
“Bakın ben sizin hangi partiden olduğunuzu, Sünni mi, Alevi mi, Türk mü, Kürt mü olduğunuzu soruyor muyum, sadece sarılıyorum. Sizi kardeş olarak gördüm yani!..”
Başımıza kalabalık toplanmıştı, her kafadan bir ses çıkıyordu.
Bazıları beni tanıdı:
“Emin Bey hiç yakıştı mı size böyle bir şey yapmak?”
“Arkadaşlar, sayın başbakanımız dün gece aynen böyle dedi, sarılın dedi. Televizyonda izledim. Bugün gazetelerde de var… İnanmayan okusun.”
Kadın bağırdıkça bağırıyordu:
“Polis çağırın, sapık var…”

* * * *

Tartışma sürerken bir baktım, başımıza toplanmış olanlar da birbirleriyle kucaklaşıyor.
Demek ki bizim sadrazam tarafından yapılan çağrı toplumda tutmuş, birbirini hiç tanımayan insanlar sarılıp kucaklaşmaya başlamıştı.
Paçayı kurtarmak için son bir hamle yaptım:
“Hanımefendi kör müsünüz, bunlar niye sarılıyor başkalarına öyleyse… Sayın başbakanımız Malatya’da toplu açılış töreni yaptı, bu sözleri orada söyledi… Sizi o yüzden kucaklamak zorunda kaldım…”
“Sus terbiyesiz… Git o masalları sayın başbakanına anlat…”
“Yani kader karşıma bir erkek çıkarsaydı onu kucaklayacaktım!”

* * * *

Sonuçta kadın Nuh diyor peygamber demiyordu.
Polisler geldi, karakola gidip ifade verdim.
Kadın benden şikayetçi oldu. Ödün vermiyordu.
Haydi bakalım, oradan savcının karşısına gönderilip bir ifade daha verdim.
Derdimi savcıya anlatmaya çalıştım:
“Efendim ben suçsuzum… Çünkü sayın başbakanımız demişti ki…”
“İyi ama Emin Bey başbakan ne zırvalarsa zırvalasın, o kucaklaşın dedi diye tanımadığınız bir hanımı yolun ortasında kıstırma hakkınız var mı?..”
Orada anladım ki bu savcı paralel devletin, cemaatin adamıdır!
Kimliğim ve ikamet adresim belli olduğundan ifademi imzalatıp serbest bıraktı.

* * * *

Sadrazamın “Kucaklaşın” çağrısını ciddiye almış, yolda önüme çıkan ilk kişiyi “Toplumsal barış” adına sıkı sıkıya kucaklamıştım.
Ne çare ki alımlı ve güzel bir kadındı.
Adliyeden çıkıp gazeteye gelene kadar altı yedi kişiyi daha “Esselamu aleykum” deyip kucakladım.
Ancak bu kez hepsi erkekti.
Gördüm ki Ahmet’in sözlerinden, “Selam haftası” ilan edeceğinden onların haberi yoktur.
Biri “Manyak mısın abi” dedi…
İkisi deli zannetti…
Bazılara dövmeye kalkıştı, ellerinden zor kurtulup kapağı gazeteye attım.
Büyük devlet adamı Sadrazam Ahmet’in çağrılarını bir daha ciddiye almak mı!..
Tövbeler tövbesi!

* * * *

Emin Çölaşan’ın notu: Yalaka-yandaş medyanın satılık, balık beyinli liboşları şimdi bu yazıyı ciddiye alıp “Emin Çölaşan sarkıntılıktan gözaltına alındı” diye cazgırlık yapabilir…
Çünkü onlar şu anlattığım olayın sadece hayali bir kurgu olduğunu anlayacak zeka düzeyinden bile yoksundur.
Yazıda sadece Ahmet’in Malatya’daki sözleri gerçektir.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.