Sevgili okuyucularım, seçim çalışmaları olanca hızıyla sürüp gidiyor. Liderler yollarda, kürsülerde. Parti örgütleri alanda. Şunun şurasında seçime iki haftadan az bir zaman kaldı.
Seçime girecek partilerden biri de Demokratik Sol Parti… Ecevit Ailesi’nin partisi olan DSP.
Bu partinin siyasette artık hiçbir ağırlığı kalmadı. Bir zamanlar iktidardı, Ecevit’in vefatından sonra tabela partisi oldu. Keşke böyle olmasaydı.
Tayyip pazar günü İzmir’de miting yaptı. Bindirilmiş kıtalar taaa İstanbul’dan, Ankara’dan ve bütün Ege Bölgesi’nden getirtilip miting alanına dolduruldu. Dün okuyucularım o kıtaları taşıyan otobüslerin, minibüslerin fotoğraflarını göndermişti.
İzmir’i almak Tayyip’in bir numaralı hedefi.
Yani İzmir’i alıp CHP’nin kalesini düşürmek!
Atatürkçülerin, laik Cumhuriyet evlatlarının kalesinde, sağ kolu olan Binali Yıldırım’ı boşuna aday göstermedi.
AKP’nin yandaş gazeteleri İzmir mitingi sonrasında dün manşet atmışlardı:
– İzmir coştu. (Akit)
– İzmir ses verdi. (Yeni Şafak)
– İzmir rekoru. (Star)
– İzmir yine küllerinden doğuyor. (Sabah)
* * * *
Evet, İzmir kalesini düşürüp CHP’nin elinden almak AKP’nin bir numaralı hedefi. İzmir’i almak için her türlü fedakarlığı yapacaklarına inanın.
Bu uğurda İstanbul ve Ankara’yı bile feda etmeyi göze alırlar demek belki biraz abartılı olur ama İzmir’i almak pahasına pek çok yerin ellerinden çıkmasına razı olurlar.
Sadece İzmir değil, Ege Bölgesi’nin tamamına yakını AKP’ye karşı. AKP Ege’de hiçbir zaman tutunamadı.
Hemen bir şeyi belirteyim:
İzmir’de oylar bölünmediği sürece AKP nasihat alır, Binali Ankara’ya eli boş olarak döner.
Bunları anlatıp tabloyu çok genel çizgelerle açıkladıktan sonra, gelelim günümüzdeki gelişmelere ve özellikle DSP’nin durumuna!
* * * *
Türkiye’de bugüne kadar görmeye pek alışık olmadığımız bir tablo, bütün haşmetiyle karşımızda duruyor!
DSP, CHP’den aday adayı olup da aday gösterilmeyen kimseleri son anda aday gösterip oy bölücülüğüne soyundu.
Başka yerler de var ama İzmir, Edirne, Ankara, Antalya ve İstanbul bu konuda başı çekiyor.
Bazı arkadaşlar CHP’den aday adayı idi.
Aday gösterilmek için en doğal haklarını kullandılar, büyük çaba harcadılar ama olmadı.
Partilerinin kendileri için verdiği karar belki doğruydu, belki yanlıştı. Üzülmekte, tepki göstermekte kendi açılarından belki haklıydılar. Onları seven insanlar da tepki gösterdi ama ne yapacaksınız ki, sadece bir kişinin aday gösterilmesi gerekiyordu.
* * * *
Adaylar açıklandı. Peki sonrasında ne oldu? Aday gösterilmeyenlerin çoğu içindeki kırgınlık ve kızgınlığı dışarıya vurmadı, partisi için çalışmayı sürdüreceğini açıkladı.
Ama bazıları vardı ki, onlar başka bir yolu tercih ettiler.
CHP’den olamayınca bu kez DSP’den aday oldular!
Ben bu olaya gerek DSP ve gerekse son anda DSP’den aday olmayı içine sindirenler açısından karşıyım.
DSP ne biçim bir parti imiş ki, umudunu CHP’nin küskünlerine bağlamış!
CHP’den bir anda DSP’ye geçen adayların yaptığı da en az DSP’nin yaptığı kadar yakışıksızdır.
Bu olayın en çok yoğunlaştığı yer olarak ne yazık ki İzmir’i görüyoruz.
Bunları söylerken “CHP en iyi adayları seçti” demek istemiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın. Aday seçiminde elbette onların da hataları oldu.
* * * *
İzmir’den sonra sırada Antalya, Edirne, Çankaya ve başka seçim bölgeleri var.
Hepsinde uygulama aynı:
CHP’den aday olamayan küskünleri tek tek toplayıp kendi listesinden aday gösteren bir parti!..
Ve “İlle de ben başkan olmalıydım” diyerek birdenbire DSP’ye transfer olan CHP’li aday adayları…
Ve bunların tamamına yakını, CHP’nin en güçlü olduğu yerlerden aday!
Bazıları geçmişte değerli hizmetler vermiş kimseler. Geçmişte hükümet üyesi, belediye başkanı, sivil toplum kuruluşu başkanı olarak görev yapmış olan siyasetçiler…
Birkaç hafta öncesine kadar -aday gösterilmek için- CHP’de çaba harcayan, kulis yapan arkadaşlar!
Ve DSP’nin oyları bölmesi
Sevgili okuyucularım, bu arkadaşlar en baştan DSP’ye gitmiş olsaydı, saygı duyardım. Hatta bazılarına kendi çapımda destek verirdim.
Ama şimdi o saygıyı duymak mümkün değil.
Bu seçimde en büyük tehlike oyların bölünmesi olacak ve bu takdirde aradan AKP sıyrılacaktır.
Burada çeşitli zamanlarda defalarca yazdım ve seçime kadar da yazmayı sürdüreceğim:
“Şimdi particilik değil hortumculara, rüşvetçilere, vurgunculara karşı güç birliği zamanı. Sağ sol ayırımı yapmayın, oylarınızı bölmeyin ve seçim bölgenizde AKP’ye karşı olan en güçlü partiye oy verin.”
DSP ne yazık ki hiçbir yerde bu konumda değil.
* * * *
Biz bu bölünme olayının acılarını geçmişte çok yaşadık. Özellikle SHP-DSP-CHP arasında.
Aradan hep başkaları fışkırdı.
Örneğin Melih Gökçek, CHP-DSP bölünmesi sayesinde kıl payı başkan seçildi.
Aynı tehlikenin yine kapımızda olması mümkün. Bu söylediklerim, şu anda bütün seçim bölgeleri için geçerlidir.
Oylar bölünüyor, pek çok yerde aradan yüzde 30, yüzde 35 gibi oranlarla AKP çıkıyor!.. Çünkü AKP’nin oylarını bölecek başka bir parti yok!
* * * *
Çankaya’da CHP açısından bir sıkıntı yok. Doğrusunu isterseniz İzmir ve Antalya merkez ilçeleri ile Edirne Büyükşehir’den de sadece ve sadece bölünme açısından endişe ederim.
Tekrar ediyorum, DSP bu seçimde CHP’nin küskünlerini toplayıp aday göstermekle yanlış yaptığı gibi, siyasi açıdan ayıp etmiştir.
Bu yapılan yasal mıdır? Elbette yasaldır ama sadece AKP’ye yarayacaktır.
Son güne kadar CHP’den aday adayı olan ve seçilemeyince başka bir partiden aday olanların yaptığı ise daha beter bir yanlış ve ayıptır. Onların bu tutumu da AKP’ye yarayacaktır.
DSP, Türk siyasi tarihine bu seçimde “Bölücü” olarak geçecektir.
Sözlerimde ısrar ediyorum:
“Oylarınızı bölmeyin. Şimdi hortumculara ve Tayyip’e karşı güç birliği zamanıdır.”
SÖZCÜ