Sevgili okuyucularım, iki gün önce düşündüm!.. “Yaa arkadaş, sen kendi kendine bir söyleşi yapıp bazı şeyleri açıklasana” dedim!
Her söyleşi gerçek olmak zorunda değil, benimki de tamamen kafadan uydurma olacak…
Cemaatten, kaset olaylarını iyi bilen biri!..
Sakın ola ki yazdıklarıma inanmayın!
– Merhaba, size şu kasetlerle ilgili birkaç şey sorsam… Madem çok şey biliyorsunuz…
– Buyurun sorun, bildiğim kadarıyla cevap vermeye çalışırım.
– Cemaatin ve kasetlerin içinden birisiniz. Bu kasetleri gerçekten siz mi piyasaya sürüyorsunuz?
– Bakın, bu devletin içinde bize yakın insanlar olduğu gibi, çok uzak duranlar da vardır. Kasetlerin piyasaya sürülmesi işini bütün kesimler elbirliği ile götürmüştür.
– Şunun için soruyorum. Örneğin ilk görüntülü kaset bana gelmişti. Hatta ben “Kaseti gördüm” diye bir yazı yazdım ve Fethullah Gülen hiç ilgisi olmadığı halde beni savcılığa şikayet edip hakkımda ceza davası açılmasını istedi. (27 Kasım 2013 tarihli yazım.)
O kasette Tayyip’in bir yakınının yatak sahneleri vardı. Açık söyleyeyim, postayla gönderilen o kaseti yayınlamaktan korktum. Zaten görüntülü idi, gazetede kullanılması mümkün değildi.
Piyasaya sürülen ilk kasetti. Tahmin ediyorum ki o kaseti bana cemaat göndermemişti. Cemaat bu iş için niye beni seçsin ki…
– Dediğiniz doğrudur. O kaseti size kimin gönderdiğini bilemem ama bizim göndermediğimizin kesin olduğunu düşünüyorum. Yani devletin içinde sadece biz yokuz. Hatta daha açık söyleyeyim, bu vurgunlardan ve rüşvetlerden tiksinen başka önemli kesimler var. Bazılarını onlar servis etmiş olabilir ki, onlarla bizim fazla bir yakınlığımız yoktur.
– Sizin kesim?.. Sizin kesimin bu işin içinde olmadığını söylemiyorsunuz herhalde!
– Bizim kesim de girmiş olabilir tabii!
– Tayyip bildiğim kadarıyla sadece ilk kaseti inkar etti ve montaj olduğunu söyledi. Ama sonra inkar edemez duruma geldi.
– Evet, o bir aldatmaca idi. Toplumu kandırmaya kalkıştı ama bu yalanı uzun süre götürmesi zaten mümkün değildi.
– Tamamı gerçek mi o ses kayıtlarının?
– Tamamı gerçek.
– Peki bunca konuşma nasıl kayda alındı?
– Onu alanlara soracaksınız!
– Kimler yapıyor bu işleri?
– Tahminime göre bunları kayda alanlar arasında polis var, MİT var, jandarma var, savcıların talebi var. Herkes kulaklarını hırsızlığa ve rüşvete göre ayarlamış ve ne konuşulduysa tutanağa geçirilmiş!
– Böyle kaç kaset var?
– Bunu hiç kimse bilemez. Ama tahminime göre 200 bin dolaylarında vardır.
– 200 bin kaset!.. Korkunç bir rakam.
– Belki daha da fazladır. Çünkü dinlenen sadece başbakan değil ki. Çevresi, yakınları, soyu sülalesi, o rüşvetçi bakanlar, başkaları, gereken bazıları dinlenmiş.
– Bu dinlemeler yasal mı?
– Çok önemli bir bölümü yasal. Mahkeme kararlarıyla dinleme yapıldı. Ama yasal olmayanlar da olabilir.
– Size bir şey söyleyeyim, böylesine bir vurgun düzeninde yasal olup olmaması benim için hiç önemli değil. Önemli olan bu pisliklerin topluma aktarılmış olmasıdır. Ne zaman başladı bu dinlemeler?
– 2012 sonlarında diyebilirim. Zaten birileri dinlenip de pislikler ortaya saçılmaya başladığında, tahmin ediyorum ki devletin yurtsever görevlileri bu işi hızlandırmaya karar verdiler.
– Epeyce bir süre gizli tutuldu. Sonra haberimiz oldu.
– Her şeyin bir zamanı vardır. Yeri ve zamanı gelince açıklanmaya başlandı.
– Artık açıklanması gerekirdi diyorsunuz.
– Evet, çünkü bunlar 30 Mart seçimlerinde milleti yine yalanlarla, din iman edebiyatı ile kandıracaklardı. Kasetler bunu önledi. Bunların kim olduğu ve nasıl götürdüğü böylece ortaya çıkarıldı.
– Anladığım kadarıyla siz bu işin sadece cemaat tarafından yapılmadığını savunuyorsunuz.
– Hayır, cemaatin devlet içinde öyle bir gücü yoktu. Evet belli yerler cemaatin eline verilmişti ve bunlar önemli yerlerdi. Polis, yargı falan… Ama oralarda bile cemaatçi olmayan başka yurtsever devlet görevlileri vardı. Tahmin ediyorum onların da bu olayda önemli katkısı var.
– Şimdi bu örgütlenmede çok önemli bir husus var. Bu kasetler her gün internet sitelerinde yayınlanıyor. Hükümetin Ulaştırma Bakanı bu yayınların ABD üzerinden olduğunu söyledi. Bu örgütlenme nasıl gerçekleşiyor?
– O sistemi bilemiyorum! Ama dinlemeleri yapanlar herhalde iyi örgütlenmiş ki, bu binlerce kaseti belli yerlerden devreye sokuyor!
– Sitelerin adı da ilginç. Biri Haramzadeler, öteki Başçalan…
– O isimler bile neler olduğunu yeterince anlatmıyor mu?
– Sizce en çok hangi kasetler ses getirdi?
– Her kaset ses getirdi. Başbakan, Muammer Güler ve son olarak Egemen Bağış. Ben muhalefet partilerinin yerinde olsam hele son Egemen Bağış kasetini bütün Türkiye’ye mitinglerde falan dinletirim. Adam Kuran’la alay ediyor, Bakara suresi için makara diyor. Bu sözleri bir CHP’li söylemiş olsaydı kıyameti koparırlardı.
– Dediğiniz çok doğru. Ben birkaç yıl önce Önder Sav’ın hacca gidecek bir partiliye söylediği sözleri hatırlıyorum. “Hacca gidip paranı Araplara kaptırma” demişti de yer yerinden oynamıştı. Şimdi Egemen Bağış sonrasında AKP’den tık yok! Bir şey daha soracağım, seçimden hemen önce çok bomba üç kaset patlayacakmış. Siz işin içindesiniz, var mı böyle bir şey?
– Yani biz de bu söylentileri duyuyoruz! Bilemiyorum ki!..
– Tahmininiz nedir?
– Her an her şey olabilir!
– Cemaat mensupları seçimde kimi destekler?
– Öyle resmi bir tavır olamaz, bu konuda direktif verilmez. Şu anda cemaat için önemli olan bu iktidara haddini bildirmektir. Dolayısıyla, her bölgede en güçlü olan muhalefet partisi hangisi ise, oylar orada yoğunlaşır. Diyelim ki Ankara’da CHP’ye, Erzurum’da MHP’ye yönelme olur.
– Bu cemaati devlete kim yerleştirmişti?
– Bu hükümet elbette. Dibine kadar kullanıp da posasını atmaya çalışmaları hoş olmadı. Her davranışın bir hesap günü vardır, o gün bize göre hem 30 Mart, hem de sonrasıdır.
– Yani şunu mu demek istiyorsunuz? Kaset yayınları seçim sonrasında da sürüp gidecek mi?
– Demin de söylemiştim, elde 200 bin kaset ve belki daha da fazlası olduğunu duyuyorum. Herkes bunları bilmeli. Bu iş seçim sonrasında da devam eder gibime geliyor.
– Acaba birileri bütün bu kasetleri toplayıp günün birinde kitap yapar mı?
– Keşke yapsa!
* * * *
Sevgili okuyucularım, yazımın başında da belirtmiştim, bu söyleşi tamamen hayalidir. Bu işlerin içinde olan herhangi bir kimseyle yapılmış değildir.
Asla inanmayın!
Sakın inanmayın!
Lütfen inanmayın!
Ama çıkmış ve önümüzdeki günlerde çıkacak kasetleri izlemeye devam edin.
Bakarsınız aklın almayacağı, “Bu kadarı da olamaz” dedirten yeni mallar ortaya saçılır.
SÖZCÜ