Bir ülkenin yalan, dolan, talanla ayakta kaldığı görülmemiştir!..
Türkiye dayanıklı çıktı!..
Tam 13 yıldır dayanıyor!..
Ama geç de olsa bu yalan, dolan, talan düzeni de yıkılacaktır!..
Aksi halde Türkiye yok olma sürecine girecektir!..
Türkiye ABD ezikliğinin altında kalır, AB’den tokat yemeye devam ederken, iktidardaki kendini beğenmişlerin havasından da geçilmiyor!..
Burunları havada, kibirleri zirvede!..
* * * *
Türk halkı resmen dolandırılıyor!..
Ancak büyük çoğunluk farkında değil; çünkü yapılan siyaset ve akıl
dolandırıcılığı!..
Halkımız yalan ve talan üzerinden söğüşleniyor!..
Ülkeyi yönettiklerini zannedenler, söyledikleri yalanlara kendileri de inanıyorlar!..
Talan ise, korkmadan, çekinmeden göz göre göre yapılıyor, din iman sömürücüleri haram yemekten utanmıyorlar!..
* * * *
Şu son birkaç aydır yaşanan gelişmelere bakınız…
İktidarın söylediklerinin hangisi doğru çıktı?..
Örneğin, 12’nci Tayyip babasının adını verdiği imam hatip okulunun açılışında “Hem güvenlik hem özgürlükler konusunda en iyi noktadayız… İnadına demokrasi, inadına özgürlükler” diye cafcaflı laflar etti!..
Üç gün sonra Sadrazam Ahmet, “iç güvenlik paketi”ni açıkladı!..
Polise geniş yetkiler, sorgusuz sualsiz gözaltılar vesaire…
Madem güvenlikte “en iyi noktadaydık” bu pakete ne gerek vardı?..
“İnadına demokrasi, inadına özgürlükler” derken demokrasi ve özgürlükler yerlerde sürükleniyor dünya bizimle alay ediyor!..
Özgürlük ve demokrasi de sadece iktidar yandaşlarına özgü bir kavram olarak sırıtıyor!..
* * * *
Ne dediler de doğru çıktı?..
Ya da ne dediler de aksini yapmadılar?..
Şu Kobani rezaletini görüyorsunuz!..
Türkiye günlerce kan gölüne döndü, ortalık yakılıp yıkıldı, 39 kişi hayatını kaybetti!..
Sonra?..
“Kobani’den bana ne” diyen bu iktidarı Obama yola getirdi!..
Türkiye içeride PKK, dışarıda PYD terör örgütüyle kucaklaşmak zorunda kaldı!..
Türkiye Suriyelilerle kaynıyor, kimin terörist, kimin ajan, kimin hırsız, kimin katil olduğu belli değil!..
* * * *
Ve hukuk!..
Rüşvetin, yolsuzluğun adı “hediye” oldu!..
Rüşvet ve yolsuzluk beraat etti…
Bunun uçarı kaçarı yok!..
Ya bu yalan, dolan, talan düzeni yıkılacak, ya da Türkiye!..
Bir ülkenin yalanla, dolanla, talanla ayakta kaldığı tarihte görülmedi!..
Bu ne saygısızlık?!.
Geçenlerde Kadıköy Belediyesi’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hazırlıklarında bütün caddeleri büyük boy Türk Bayrakları ve Atatürk posterleriyle donattığını, muhteşem bir görüntü yarattığını iftiharla anlatmıştık…
Türk Bayrakları yakılırken, Atatürk heykelleri ateşe verilir, Atatürk büstleri tahrip edilirken bu görüntü içimizi ferahlatmıştı!..
Fakat o da ne?..
Dün sabah baktım, Kalamış’taki Wyndham Grand Otel’in önündeki elektrik direkleri arasında bulunan Türk Bayrakları ve Atatürk posteri kaldırılmış, yerine otelde konser verecek Sertap Erener’in bez pankartı asılmış…
Üstelik konser 29 Ekim’den çok sonra, 14 Kasım’da!..
Bu nasıl bir umursamazlık, bu ne pervasızlıktır?..
Bu saygısızlığı, bu hakareti Wyndham otel kimseye sormadan mı yaptı, yoksa Kadıköy Belediyesi’nden izin mi aldı?..
Kadıköy Belediyesi’nin haberi yoksa vahim, belediye izin verdiyse daha da vahim!..
Türk Bayrakları ve Atatürk posteri otelin ticari ihtirasına kurban edilmiş, ne yazık!..
PKK kuyrukları Diyarbakır’da, Batman’da Bingöl’de, Hakkari’de bayrak indiriyor, Kadıköy’ün göbeğinde bir otel, konsere müşteri bulmak için Türk Bayraklarını ve Atatürk posterini kaldırıyor, arada ne fark var?!.
SÖZCÜ