AKP iktidarının özellikle son 4-5 yılında zaman zaman gündeme getirilen, ama medyada ve kamuoyunda yer bulmayan yolsuzluk iddiaları, uluslararası boyutu da içine alacak şekilde farklı bir zemine oturdu. Büyük kentlerden Anadolu kasabalarına kadar hemen her yerde iddiaların sembolü haline gelen ayakkabı kutusu başrolde.
Kutu küçük, ama işlevi büyük oldu.
CHP’nin yolsuzlukla mücadele biriminin başında bulunan İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, 3 yıldır Meclis kürsüsünde, demeçlerini yayımlama cesaretine sahip yayın organlarında korkunç iddialar dile getiriyordu. Erdoğdu, her iddiasının yanına belgesini ve bilgisini de koydu. Ama bunların hemen hiçbirine yanıt verilmedi.
Bugün görüyoruz ki, iktidar ve çevresinden kaynaklanan yolsuzluk iddiaları, önceki iktidarlar dönemindeki dosyalardan daha kapsamlı içeriğe sahip. Bugün yaşananlar kılıfına uydurmaktan öte yasasına uydurulmuş durumda. Örneğin herhangi bir sektörde bir yolsuzluk dosyası patlar gibi olduğunda, iktidarın başvurduğu ilk yöntem yasayı değiştirmek oluyor. Yani yolsuzluk yasasına uydurulmuş oluyor.
***
Anadolu’da güzel bir söz vardır; güven kontrole engel değildir. Yani iş yapan bir kişinin icraatının denetlenmesi, ona duyulan güvensizlikten değildir. Herhangi bir hata varsa giderilmesi ya da bir daha tekrarlanmaması içindir. Hükümet öylesi mekanizmaların tümünü ortadan kaldırdı. Bununla da yetinmedi, olası kontrol kurumlarını tümden yeniledi. Başına öz AKP’lileri getirdi.
Ankara’da yolsuzluklar konusundaki iddialar öylesine korkunç boyutta ki, uluslararası içeriği de olduğu için söylentisi bile vahim. Daha önce de vurguladığımız gibi hiç kimseyi peşin hükümle yargılamamak gerekiyor. Hakkında ağır iddialar olan kişilere de en azından kendilerini ifade etmek, savunma hakkı vermek hukukun evrensel kuralıdır. Ancak hükümet kabine üyelerini de kapsayan iddialara açıklık getirmek yerine işi darbe girişimine kadar vardırdı.
Hükümet kaynaklı açıklamalara bakılırsa darbe girişiminde bulunanlar AKP koalisyonunun içinde yer alan kişiler. Kara mizahla anlatmak gerekirse, hükümet hükümeti devirmek için darbe planı yapmış!
***
Yolsuzluk iddialarının uluslararası boyutu, işin içine Birleşmiş Milletler’i de katacak kadar büyük bir krize gebe.
Her şeyi bir yana koyalım, ekonomi bürokrasisinin açıkladığı resmi rakamlardan birini sütuna yatıralım.
Ekonomi dilinde “net hata noksan” diye tanımlanan Hazine kayıtlarındaki “açıklanamayan para”2007 yılından bu yana artarak devam ediyor. Devlet muhasebesinin düzgün tutulduğu ülkelerde bu miktar bindelik rakamlarla ifade ediliyor. Çoğunda binde 1’in üzerine geçmiyor. Türkiye’de ise yüzde 10’a yaklaşan bir kaynağı açıklanamayan para söz konusu. Milyar dolarlarla ifade edilen bu paraların kaynağıyla ilgili farklı söylentiler var. Kaynağın bir dönem Irak olduğu söyleniyordu, daha sonra İran öne çıktı. Son olarak altın ticaretiyle İran ambargosunun birbirine karıştığı, devlet çarkının dışında“paralel devlet” kavramından da öte yapıların oluştuğu bilgileri dolaşıyor.
Sözün özü yolsuzluklar AKP iktidarının icraatının ruhuna yerleşmiş.
Gelişmiş ülkelerde böylesi işlem “hataları” bindelik rakamlarla ifade ediliyor, ama hükümetin icraatında bin delik var!
Cumhuriyet