YAZARLAR-Dikkat edin; bir tane AKP’li, “Yalan” diyebildi mi?
Üç Bakan Bey’den biri bile, “Hayır, benim çocuğum asla öyle bir şey yapmaz” diye çocuğuna sahip çıkabildi mi?
Rüşvet aldığı gerekçesiyle hakkında diğer üç Bakan’la birlikte fezleke düzenlendiği iddia edilenAvrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, “Bunların hepsi iftira” diye isyan edebildi mi?
Onları bırakın; her fırsatta, “Bizim 12 yıllık iktidarımızda tek bir yolsuzluk gösteremezsiniz”diye böbürlenirken, kendisini “yolsuzluk deryası”nın ortasında bulan Başbakan, “Bu iddiaları kanıtlayamayan şerefsizdir, alçaktır” nutukları atabildi mi?
Hayır…
Diğerlerinin zaten ağzını bıçak açmıyor da…
Başbakan’ın dediği tek şey, “Allah’ın izniyle geri adım atmayacağız. Bunlar karanlık çevrelerden oluşan çete… Kimin ne hesabı varsa 30 Mart’ta seçim var. Parti kurup hesabı orada milletle görsünler.”
***
Oh; güzel iş…
Malı seninkiler götürecek!
Genel müdürün bile ayakkabı kutusu içinde 4 milyon lira saklayacak…
Hesabı görmek, millete düşecek!
Başka bir emrin var mı beyim?
***
Kral çıplak; hanımlar, beyler:
Başbakan’ın da bakanların da milletvekillerinin de ve hatta Cumhurbaşkanı’nın da söyleyeceği söz bitmiştir.
Siyasal iktidar bir günde “yok hükmünde”ye dönüşmüştür.
Başbakan Erdoğan’ın bu büyük operasyonu yapan polisleri ve savcıları açık açık “cemaatin adamları” olarak göstermesi…
Ve bu yüzden “cemaat”i kast ederek, “Parti kurun, sandığa gelin” diye meydan okuması, çaresizlik itirafının ta kendisidir.
***
Peki; operasyonu yapan polisler ve savcılar bana göre cemaatten bağımsız mı?
Elbette, hayır!
Bunu söylemek için, bu ülkeyi hiç bilmiyor olmak gerekir.
Ama Başbakan bunu bile bile o polisleri ve savcıları bunca yıldır kullandı.
Ergenekon, Odatv, Balyoz gibi işleri bu ekibe gördürttü.
Yıllarca bu ekibin pişirdiği sahte “darbe mağduru” ekmeğini yedi.
Şimdi çıkmış diyor ki, “Bunları bırakın, seçime girin!”
***
Kısacası, bundan sonra bu iktidara güvenerek soğan bile dikilmez!
Bu ülke için yapabilecekleri tek hizmet, çekip gitmek!
Sözüm size:
Sakın aralarına girip ayırmaya, barıştırmaya falan kalkmayın… Size ne; bırakın yesinler birbirlerini!
Bir kenara çekilin ve elinize çekirdeğinizi alıp dalganızı geçin!
“Hiç utanmadınız mı, ayıp size ayıp” gibi cümleler kurmayı da unutmayın!
DÖNÜŞÜ YOK!
Düne kadar iktidar-cemaat kavgasının geçici olduğunu…
Birbirlerini bir yere kadar sıkıştırıp, sonra yine anlaşacaklarını ve yola her zamanki gibi birlikte devam edeceklerini yazıp çiziyordum.
Belki de bu kavgaya girerken, niyetleri gerçekten de buydu.
Çünkü ölümüne bir savaşın iki tarafı da sağ bırakmayacağını görmemeleri için, hırstan kudurmuş olmaları gerekirdi.
İşte; ben bu kadar çıldırabileceklerine ihtimal vermeyerek yanıldım.
Kendilerini “güç oyunu”na o kadar kaptırdılar ki; birlikte uçuruma düştüklerini bile fark etmediler!
Bundan sonrası belli; asla dönüş yok.
Olaylar bu aşamaya geldikten sonra iki taraf da artık birbirine güvenip sırtını dönmez.
Günün SORUSU!
Devletin önemli kadrolarını kendi elleriyle cemaate teslim eden AKP, şimdi o kadrolar tarafından iktidardan tasfiye ediliyor. Sorum Başbakan’a:
Önümüzdeki seçimlerden sonra da “Balkon Konuşması” yapmak nasip olursa… Yine “okyanus ötesi”ne saygılarınızı sunacak mısınız?
Aldınız mazlumun ahını; çıkacak aheste, aheste!
AKP’li elitleri kapsayan soruşturma, yıllardır burnundan kıl aldırmayan AKP’lileri fena halde korkuttu.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik bile, “Sanıklar, haklarında bağımsız yargı tarafından son karar verilinceye kadar masumdur” demeye başladı!
İşte; budur!
Ve bunun adı, “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste”dir!
Şimdi Hüseyin Bey’e somut bir örnek vereyim:
19 Mart 2013 gecesi, Ankara’da AKP Genel Merkezi’ne yönelik bir saldırı gerçekleştirilmişti.
O günler, Ergenekon sanıkları için çok kritikti. Çünkü yargılamanın son aşamasına gelinmişti.
İşte; böyle bir ortamda Hüseyin Bey, İçişleri Bakanı Muammer Bey’le birlikte kameraların karşısına geçip, “Geçmişte Ergenekoncuların yaptıklarını, şu anda başka örgütler üstlenmiş durumdadır” dedi.
Yani; o geceki saldırıyla hiçbir ilişkileri olmayan Ergenekon Davası sanıklarını, durduk yerde peşinen suçlu ilan etti.
Şimdi; yanan kendi canı ya… O yüzden “masumiyet karinesi”ni hatırlamaya başladı.
İşte bu yüzden diyorum ki; “Çok mazlumun ahını aldınız Hüseyin Bey, kaçış yok; çıkacak aheste, aheste…”
Günün İsyanı!
İktidar partisi, dün İstanbul Emniyeti’ndeki beş şube müdürü ile soruşturmanın başındaki Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz’ü görevden aldı. İsyanım bu skandal karara imza atanlara:
Haziran Direnişi’nde bizim çocuklarımızı öldüren polisleri kahraman ilan etmiştiniz; şimdi kendi çocuklarınızın ayağına basan polisleri, savcıları kızağa çekiyorsunuz… Sahi siz kendinizi gerçekten padişah mı sanıyorsunuz?
AYDINLIK