Mustafa Mutlu: ÇOK SIKILDIK…

Mustafa Mutlu-1Sizi bilmem ama ben artık çok sıkıldım.
Herkes bizden bir şey talep ediyor.
İçimizdeki ırkçı Kürtler önce özür, ardından özerklik, sonra toprak istiyor.
Ermeniler önce özür, sonra sınırın açılması, ardından da tazminat ve nihayet toprak peşinde…
Rumlar, Kıbrıs’ta önce özür, sonra Türk askerinin çekilmesi, ardından tazminat ve son olarak toprak derdinde…
Yunanistan bu formaliteleri çoktan aştı: Geldi; Ege’deki ve Akdeniz’deki adalarımızı resmen işgal etti! Onların yeni hedefi, sözde bir “Pontus Soykırımı” yaratıp, Doğu Karadeniz’de toprak sahibi olmak… Bunun olmayacağını onlar da biliyor ama “Ya tutarsa” diye göle maya çalmaktan geri durmuyorlar.
Anlayacağınız manzara, 90 yıl öncesinden az hallice:
Çok şükür ki topraklarımızda henüz yabancı askerlerin postal izleri kalmıyor!
***
Peki; bizim iktidar ne yapıyor?
Hiçbir şey…
Ezilip, büzülüyor; tarihin çarpıtılmasına göz yumuyor.
“Şu kadar üzgünüz, bu kadar mahcubuz” gibi ifadelerle karşı tarafın elini güçlendiriyor.
Bir de örneğin Ermenistan’daki anma programının karşısına “Çanakkale’de 100. Yıl anması” diye bir şey yumurtlayıp aklınca “ilgi dağıtmayı” planlıyor!
Muhalefet derseniz; ihanette, iktidarla yarış içinde…
Böyle zavallı numaralar hiç gerek yok:
Yapmamız gereken şey belli:
Bunca saldırı karşısında aslanlar gibi dik durup tüm nefesimizle gerçekleri haykırmak; o kadar!
***
Ben toplumcuyum.
Hümanistim.
Atatürk ilke ve devrimlerine gönülden bağlıyım.
Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinden yanayım.
Yurtseverim.
Ve kusura bakmasınlar ama…
Ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım…
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım!
Kimsenin toprağında gözüm yoktur; ama kimsenin de topraklarımızın bir karışına göz dikmesine izin vermem…
***
Velhasıl…
Ağlayıp zırlayarak dünya parlamentolarında siyasi kararlar aldıran… Yani; tarihi siyasetçilere yazdıran…
Türkiye’den önce özür, sonra tazminat, ardından da toprak koparmayı planlayan…
Ve bundan başka hiçbir hayalleri, planları, yatırımları olmayan…
Ermeniler de…
Rumlar da…
Irkçı ve ayrılıkçı Kürtler de iyi bilmeli ki bugünkü iktidar ne kadar pısırık olursa olsun; Türk halkı onların amaçlarına ulaşmasına izin vermez…
Bugün onların bizim karşımızda “güçlü”ymüş gibi görünmesi, bizdeki iktidarın “güçsüz, bilinçsiz, isteksiz ve hatta ihanet içinde” olmasındandır.
Gün gelir; biz, bu “küçük” sorunumuzu çözeriz.
Bu iktidarın yerine aslanlar gibi haklarımızı savunan iktidarı kurarız.
Bugün itibarımızla oynayanların da… İtibarlarını bitiririz!
Çünkü artık gerçekten…
Çok sıkıldık!
(156+3)
Abdullah Gül, nihayet Huber’i boşalttı ama 7 ay 3 hafta boyunca kendisi ve ailesi için yapılan harcamaları ödeyip ödemediği… Ödediyse kaç para ödediği konusunda bir açıklama yapmadı.
Ayrıca; Kanlıca’da taşındığı ve “Kendi evim” dediği, piyasa değeri 20 milyon lira olan yeni villayı hangi parayla aldığı konusunda da bir bilgi vermedi.
Kendisiyle hiçbir kişisel husumetim yok…
Ancak o bir “devlet adamı…”
Hararetle savunduğu, hatta uğruna vakıf bile kurduğu “demokrasi”lerde; devlet adamlarının bu tür konularda “açık” olması zorunludur!
Bu nedenle; kendisini bu iki konuya “açıklık” getirmeye davet ediyorum.
Bakın, 159 gündür aynı şeyleri yazmamama karşın hâlâ ne kadar kibarım!
GÜNÜN SORUSU
Bakırköy’deki 23 Nisan kutlama programında yer alan bale gösterisi, Milli Eğitim İlçe Müdürü Emrullah Aydın tarafından iptal edilmiş… Emrullah Bey kararını, “Bale bizim kültürümüzde yok” diye savunmuş. Sorum kendisine:
Çocuklarımızın cirit ya da ok atıp güreşmekten başka seçenekleri yok mu yani?
SARE HANIM’IN PEŞİNDEKİ
TABANCALI ADAM KİM?
Türkiye dün tüyleri diken diken eden bir “suikast şüphesi” haberiyle çalkalandı.
Habere göre eşiyle birlikte Afyonkarahisar’a giden Sare Davutoğlu son anda bir suikastın hedefi olmaktan kurtuldu.
Sare Hanım, bir akrabasını ziyarete hatırlanıyordu ki; evin yakınlarında 20 yaşlarındaki bir şüpheli, polis tarafından gözaltına alındı.
Polislerin, kendisine doğru geldiğini görünce üzerindeki silahı bir apartmanın otoparkına atan genç gözaltına alındı. Yapılan incelemede silahın ateşlemeye hazır halde olduğu tespit edildi.
Zanlı emniyete götürüldü.
***
Seçim öncesinde gündeme gelen bu suikast girişimi, bana nedense “Bülent Arınç’ suikast girişimi”ni çağrıştırdı ve pek inandırıcı bulmadım.
Afyon Karahisar’ın Sayın Cumhuriyet Başsavcısı:
İşinizi öğretecek değilim ama Başbakan’ın eşi, Afyonkarahisar’daki akrabasını ziyaret edeceğini kaç kişiye söylemiş olabilir ki?
Lütfen bu “ziyaret”ten haberi olanları listeleyin; olayı yarım saat içinde çözersiniz…
Tabii; birileri de bunu isterse!
GÜNÜN İSYANI
Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgisi nedeniyle, 16 yıl önce doğan ikizlerine ‘Recep Tayyip’ ve ‘Tayyip Erdoğan’ adlarını veren Malatyalı ayakkabıcı İsmail Özer şimdi çok pişmanmış… Çocukların adını değiştirmek için dava açacakmış… İsyanım ona:
Diyelim ki çocuklarının adını değiştirdin… Peki; 16 yıl önce yaptığın yalakalıkla çizilmesine katkıda bulunduğun “yazgımızı” da değiştirebilecek misin?
Aydınlık

Leave a Reply

Your email address will not be published.