Mustafa Mutlu: Emniyet: Eylemcilerin mezhebini sormuyoruz

Mustafa Mutlu-1YAZARLAR-Emniyet ‘in “Haziran Direnişi” ile ilgili raporunda, eylemlere 3 milyon 600 bin kişinin katıldığı, gözaltına alınanların yüzde 78′inin Alevi olduğu belirtiliyordu.
Defalarca sordum:
“İyi de polis, eylemci vatandaşların hangi mezhepten olduğunu nereden biliyor? Yoksa gözaltına aldığı kişilere, tek tek mezheplerini mi sordu? Sorduysa; bu, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde tanımlanan ‘insanlık suçu’nun ta kendisi değil mi? Sormadıysa, bu tür uydurmaca istatistikleri yayınlayarak ‘mezhepler arası bir savaş çıkarmaya’ mı çalışıyor?”
***
Bu tür sorular karşısında genellikle kör, sağır ve dilsizi oynamayı tercih eden Emniyet Genel Müdürlüğü bu kez yaptığı gafın büyüklüğünü görmüş olacak ki, “yasak savma” kabilinden de olsa sorularıma yanıt verdi.
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle:
“Raporda iddia edildiği gibi katılımcıların inançları ile ilgili bir çalışmanın yapılması ve verinin toplanması söz konusu değildir.
Şüphelilerin belli bir bölümünün inancı ve aidiyeti hususu yanlış yorumlanmıştır.
Belirtilen oran, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve çeşitli taraftar grupları içinde yer alan katılımcıların tümünü ifade etmektedir.”
Yani bu yüzde 78 oranı, Alevi vatandaşlarımızı değil, eyleme örgütlü olarak katılan yurttaşlarımızı gösteriyormuş…
***
Bu açıklamanın sonunda, “Rencide ettiğimiz Alevi yurttaşlarımızdan özür dileriz” denilmesini beklerdim ama…
Polisin bu tür konularda burnundan kıl aldırmadığı düşünülürse, bu kadarcık yanıtı koparmış olmayı bile kendi adıma “başarı” olarak değerlendiriyorum.
Ama…
Yine de o “yüzde 78″ oranıyla “Alevi” sözcüğünün hangi işgüzar tarafından ne amaçla rapora konulduğunu çözebilmiş değilim.
***
Bu vesileyle polisimize hatırlatmak istiyorum:
Siz dil ayırımı yapamazsınız kardeşler.
Irk, dil, din, mezhep, cins, yaş, ideoloji, parti, takım ayırımı yapamazsınız!
Siz bir sınıfın, dinin, mezhebin ya da partinin değil, bu ülkede yaşayan herkesin emniyetini sağlamak, haklarını aramak için varsınız…
Esnafın velinimeti nasıl müşteriyse… Sizin velinimetiniz de biziz!
Adil olun, vicdanınızın sesini dinleyin ve insanı sevin; yeter…
Göreceksiniz gerisi çok kolay gelecek!
ACUN!
Bir süre önce medya patronu olan Acun Ilıcalı, hafta içinde CNN Türk’e çıktı ve “Gezi olaylarını nasıl değerlendiriyorsun?” sorusuna aynen şu yanıtı verdi:
“Ülkemiz ne zaman atağa kalkacak olsa birileri karıştırmak, kardeşi kardeşe düşürmek istiyor.”
Haziran Direnişi’nde sandığın gibi kardeş, kardeşle karşı karşıya gelmedi Acun… Tam tersine; aralarındaki tüm farkları “zenginlik” görerek, ilk kez bu kadar “birleşti.”
Karşılarına dikilenler ise, Başbakan ve onun kışkırttığı polis oldu!
Sen iyisi mi şovlarına devam et Acun, böyle meselelere kafanı yorma…
Çünkü “Başbakan’a olan sevdan” ya da korkun yüzünden olsa gerek…
Saçmalıyorsun!
GÜNÜN SORUSU
Yıllar sonra ekranlara döndüm. “Kral Çıplak”ın ilk bölümü Ulusal Kanal’da cuma akşamı yayınlandı…
Soru, kendime:
Kral çıplaksa… Bizimkiler nasıl oluyor da dünyanın sayılı zenginleri arasına giriyor?
Güneş yine doğacak…
“İnsan annesini, babasını, kardeşini seçemez” derler ya… Yanlış!
Ben seçiyorum!
Tıpkı Mustafa Balbay‘ı “anne-baba ayrı öz kardeşim” seçtiğim gibi, Zülfü Livaneli‘yi de “abim” seçtim.
Hem de yıllar, yıllar önce…
Onun “hümanistliğini” kim görmezden gelebilir ki?
Erdoğan Demirören beni VATAN’daki işimden atınca; hem de daha ilk gün, çok net tavır koymasını ve kendi köşe yazarlığının bitmesi pahasına yanımda olmasını, ben nasıl unutabilirim.
***
Abim hiç boş duramıyor; durmaksızın üretiyor. Son eseri de nefis bir albüm:
“Gökkuşağı Gönder Bana…”
Şarkıların tamamına yakını, yeni beste… Hele sözlerini de kendisinin yazdığı biri var ki; anlatılır gibi değil:
“Güneş Yine Doğacak.”
***
“Gökyüzü içimizde,
dilimizde türküler.
Yürekleri coşturur,
bu deyişler, maniler.
Çekilen bunca emek,
ağlamak, gülümsemek,
amacımız hep aynı,
insana insan demek…
Ne din, ne dil ayırsın,
insanı birbirinden…
Sussun bütün silahlar,
susuversin aniden…
Haydi; eller birleşsin,
kardeşlik halayında…
Yürekler kenetlensin,
yarının şafağında…
Barışa halay dursun,
bütün kızlar, erkekler;
Doğu-Batı demeden,
kenetlensin bilekler…
Elini uzat bana,
güzel gün geri gelsin…
Barış sözcükleriyle,
bu dünya temizlensin…
Haydi; eller birleşsin,
kardeşlik halayında…
Yürekler kenetlensin,
yarının şafağında…
Kardeşliktir, barıştır;
insana yakışan şey…
Herkes kardeş olacak…
Güneş yine doğacak!
***
Yaşadığı onca haksızlığa ve uğradığı onca saldırıya karşın, bitmeyen insan sevgisiyle bizi de umutlandırmaya devam ettiği için…
Zülfü abime teşekkür ediyorum.
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım size:
Neden suratınız asık? Neden süngünüz düşük? Neden bu kadar mutsuz ve umutsuzsunuz? Yılgınlığın yenilgi getireceğini bilmiyor musunuz?
Hadi; toplayın kendinizi ve en sevdiğiniz şarkıyı mırıldanın… Hem de hemen… Şimdi!

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.