Mustafa Mutlu I İşte; özgür Türk basını!

Mustafa Mutlu-1Başbakan: Mustafa, bu geçen seninle konuştuğum kadın vardı ya…
Karaalioğlu: Evet efendim.
Başbakan: Arkadaş ya, bunları niye burada siz hâlâ şey yapıyorsunuz!
Karaalioğlu: Haklısınız efendim.
Başbakan: Ne ya? Hem bana haklısınız diyorsun, hem de burada tutuyorsun!
Karaalioğlu: Uygun bir şekilde ilgileneceğim efendim.
Başbakan: Yani biz bunları sövdürmek için mi burada tutacağız ya?
Karaalioğlu: Eee, yanlış oldu o şey, haklısınız.
Başbakan: Sonra… Bu yazılar sizin kontrolünüzden geçmiyor mu ya? Siz her yazıyı koymaya mecbur musunuz?
Karaalioğlu: Yani orada bir şey oldu efendim, ihmal oldu.
Başbakan: Nasıl ihmal oldu ya, siz bu gazeteye bakmıyorsunuz arkadaş ya, yazıları gözden geçirmiyorsunuz ya…
Karaalioğlu: Hayır, bakılıyor efendim de bazen şeyler oluyor.
Başbakan: Sizin affedersiniz yani, burada işin editöryal yanına bakan kim? Kim bunları edit ediyor?
Karaalioğlu: Bakılıyor efendim, tepeden tırnağa bakılıyor. Fakat bazen yazarların şeyi oluyor, kaprisi oluyor.
Başbakan: Nasıl bakılıyor ya… Şuna bak ya… Yani bana onun hakaret etme hakkı var mı ya? Kim o ya?
Karaalioğlu: İlgileneceğim efendim… Gündemimizde efendim.
Başbakan: Hak sillesini bilmem atmaya kendine vekaleti kim vermiş? Hak’kın tokatını atma yetkisi onda mı, ona mı verilmiş bu?
Karaalioğlu: Yanlış oldu efendim. O konuyla ilgileneceğiz.
Başbakan: Yani bu lafı söylerken, kendisine yeryüzünde bir uluhiyet şey yapıyor adeta… Sanki yetki alıyor. Öyle görevi mi var onun?
Karaalioğlu: Olacak şey değil, haklısınız. Gündemimizde efendim! Benim gündemimde… Siz söylemeseniz de gündemimizde…
Başbakan: Ya tamam! Ne zamandan beri hep gündemde!
Karaalioğlu: Yani oldu bu… Şey oldu.
Başbakan: Hayır, ilk değil canım, her zaman yaptığı şey bunun… Televizyonlarda yapıyor, buralarda yapıyor!
Karaalioğlu: Evet efendim.
Başbakan: Hadi, iyi günler.
***
İktidar mensuplarına ait ses kayıtlarını yayınlayan “Başçalan” isimli siteye göre, yukarıdaki konuşma Başbakan’la Star gazetesi Genel Yayın Müdürü Mustafa Karaalioğlu’nun arasında geçmiş…
Tarih, 21 Ocak 2011…
Gazetenin türbanlı yazarı Hidayet Şefkatli Tuksal, o gün yayınlanan yazısını “Hak sillesinin sadası yoktur. Bir vurdu mu, devası yoktur” halk deyişiyle bitirmiş.
Sen misin bunları yazan?
Başbakan, hemen telefona sarılıp, gazetenin Genel Yayın Müdürü’nü fena halde fırçalamış!
O, “gazeteci”ye tam 12 kez “ya” diyerek ayar verirken, gazeteci de 13 kez “efendim” diyerek saygıda kusur etmemeye (!) çalışmış efendisine!
***
İşin daha da komiği ne biliyor musunuz?
Karaalioğlu, Başbakan’dan aldığı “Kovun” talimatını o kadar “ustaca” hayata geçirmiş ki; kovulan yazar, bu dinleme kaydının ortaya çıkmasından sonra kaleme aldığı yazıda bile, “Onlar atmadı ki, ben kendim ayrıldım” demeye devam ediyormuş!
***
Peki; bu gazeteyle ilgili tek kaset bu mu?
Hayır; bir de gazetenin önceki başyazarının atılışını açıklayan bir kaset daha var ama… O adamın soyadını bu sütunlarda anmamak için, onunla ilgili ‘tape’lere hiç girmeyeceğim!
***
Görüyorsunuz değil mi?
Yandaş da olsanız, türban da taksanız; bunlara toplu iğnenin ucunu bile batırdığınızda Başbakan sizi işinizden attırıyor, ekmeğinizle oynuyor!
Bunun adına da bağımsız gazetecilik, özgür medya, demokrasi falan deniyor!
Hadi oradan Allah aşkına…
YAVRU!
Başbakan, oğlu Bilal’in “sıfırlama” operasyonunda kaçırdığı paralarla Şehrizar Konakları’ndan 14 milyon liraya 6 daire aldığı yönündeki iddiayı yalanlamış:
“Yavruma, oğluma iftira attılar!”
İyi de bu, “yavru”yla ilgili tek iddia değil ki!…
Adı önce yolsuzluk soruşturmasına karıştı, sonra “para sıfırlama tapeleri”nde geçti… Başbakan o iddiaların hiçbirini yanıtlamadı, “İftira” demedi de…
“Yavru”suna sahip çıkmak şimdi mi aklına geldi?
Onu bunu bırak Başbakan; gel mertçe söyle:
Senin “yavrular”, 17 Aralık’ta Çamlıca’daki evlerden kaç para kaçırdı?
GÜNÜN SORUSU
Sorum, Başbakan ile kasedi çıkan sözüm ona gazete yöneticisine:
İstifa edip AKP’ye hizmete, doğrudan parti çatısı altında devam etmeyi düşünmüyor musun?
‘HALK SİLLESİ’ KORKUSU!
Başbakan’ın bugünlerdeki en büyük korkusu ne biliyor musunuz?
Partisinin düzenlediği mitinglere muhalif vatandaşların gelip “Hırsız var, katil var” diye bağırması!
Bu yüzden dünya siyaset tarihinde belki de ilk kez bir partinin mitingleri halka kapatılıyor!
Polis, AKP mitinglerine gitmek isteyen vatandaşları geri çeviriyor.
Mitingler; sadece örgütlerin otobüsleriyle gelen ve kimlikleri önceden tek tek kayıt altına alınan yandaşların katılımıyla yapılıyor!
Başbakan’ın “Hak sillesi”nden korkup korkmadığını bilmiyorum ama… Halkın sillesinden korktuğu o kadar belli ki!..
GÜNÜN İSYANI!
Hani, internete sızan ses kayıtlarında, “Milletin a..ına koyacağız” diyen bir işadamı vardı ya…
Devlet, işte bu işadamına Boğaz’daki muhteşem Hüseyin Avni Paşa Korusu’nu, hem de beş kuruş almadan devretmiş…
Yetmemiş bir de Koru’daki imar yasağını kaldırmış… Çağrım size:
Hem bu duruma uygun hem de terbiyeli bir “Günün İsyanı” yazabilir misiniz? Ben beceremedim de…

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.