Mustafa Mutlu: İstanbul’da, kendisine oy vermeyecek aday var… Peki, hedefi ne?

Mustafa Mutlu-1İnsanlar seçime neden girer?
Elbette yeterli oyu alıp bir koltuğa kurulmak ve ülkeyi ya da belediyeyi yönetmek için…
Önümüzdeki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na öyle bir aday talip oldu ki; amacı seçilmek falan değil…
Hatta çevresindekileri sık sık uyarıyor: “Sakın bana oy vermeye kalkmayın…”
Zaten, kendisi de kendisine oy vermeyecek…
Bu ilginç adayın adı, Selen Gülün…
Caz piyanisti ve besteci…
Seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmasının nedeni ise sandık başlarında etkin denetimin sağlanmasına hizmet etmek…
***
Kafanız mı karıştı?
Açayım:
Özellikle son seçimlerde usulsüzlük yapıldığı iddiaları ön plana çıkınca, bu seçimlerde de benzer olayların yaşanmaması için sivil toplum devreye girdi.
Gezi Direnişi’nin hemen sonrasında, yani Temmuz başlarında iki oluşum ön plana çıktı.
Birincisi, “Sandık Başındayız Bağımsız Seçim Gönüllüleri Platformu…”
İkincisi ise, “Oy ve Ötesi…”
***
Bu iki grup da tamamen aktif siyasette olmayan vatandaşlar tarafından kuruldu. Amaçları, yukarıda da belirttiğim gibi, adil ve şeffaf bir seçime katkıda bulunmak…
Oy ve Ötesi, bunun için muhalefetteki bazı partilerle işbirliğine gitmeyi tercih etti. Bu grup çatısı altında şu anda yaklaşık 11 bin gönüllü bulunuyor ve bunların tamamı çeşitli siyasi partilerin kontenjanından sandık gözlemcisi olarak görev yapacak…
“Sandık Başındayız” ise “partiler üstü” kalmayı tercih etti ve bunun için yasal engelleri, “göstermelik” bir adayla aştı.
Diğer bir deyişle “çakma aday” belirledi.
İşte; bu aday Selen Gülün!
***
Her iki oluşum da amaçlarına ulaşmak için aylardır harıl harıl çalışıyor.
Şu anda ulaşabildikleri toplam gönüllü sayısı yaklaşık 14 bin kişi…
Oysa İstanbul’daki 39 ilçede, 32 bin 165 sandıkta oy kullanılacak…
Yani en az 18 bin kişiye daha ihtiyaç var…
***
Hani yıllardır, “Bu çarpık düzenin bitmesi için biz ne yapabiliriz” diye sorup duruyorsunuz ya…
İşte; size fırsat…
www.sandikbasindayiz.org ya da www.oyveotesi.org adreslerinden detaylı bilgiye ulaşabilir ve “gönüllü” kaydınızı yaptırarak seçimlerde sandık gözlemcisi olabilirsiniz.
***
Seçimlerden sonra bana hâlâ, “Neler yapabiliriz” diyecek herkese, “Son seçimlerde sandık gözlemcisi oldunuz mu” diye soracağım…
“Hayır” yanıtını verenlerle kavga edeceğim.
Bilginize…
AKP’LİYMİŞ!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Osmaniye’deki mitinginde “Hırsız var” pankartı açan ve bu yüzden korumalar tarafından dövülen, ardından gözaltına alınan İbrahim Alıcı’nın AKP üyesi olduğu ortaya çıkmış…
Alıcı, AKP Adana Seyhan Teşkilatı’na kayıtlıymış…
Başbakan ne kadar meydan okursa okusun, AKP’de çözülme başladı!
Çünkü bu ülkenin yoksul ama namuslu insanları geç de olsa gerçekleri görür hale geldi.
Peki; İbrahim Alıcı’ların sayısı fazla mı?
Henüz değil…
Ama rüzgâr değişti bir kez…
Bundan sonra her an her şey olabilir!
GÜNÜN SORUSU
Başbakan dün, “Benim partim 30 Mart’taki seçimlerde galip gelmezse siyaseti bırakırım” dedi. Cemaat’ten sızdırılan bilgide ise 25 Mart’ta Başbakan’la ilgili inanılmaz bir kaset daha yayınlanacağı ve o kasetin bugüne kadar dinlediklerimizden çok farklı olduğu, Başbakan’ın bir dakika bile o koltukta oturmaya devam edecek hali kalmayacağı iddia edildi. Sorum Başbakan’a:
Onu bunu bırak da seçimlere kadar siyasette kalabilecek misin onu söyle!
İSTEMEM, YAN CEBİME KOY!
AKP’nin tüzüğünde yazıyor:
Hiç kimse üst üste seçilemiyor!
Bakanlar bu yüzden istifa etti; belediye başkanlığına razı oldu.
Çünkü Başbakan bu konuda en küçük bir ödün vermiyordu!
Ancak ne zaman ki kendi başının derde girdiğini gördü; Cumhurbaşkanı seçilmesinin “çantada keklik” olmadığını anladı; bu “katı kural” konusunda esneyebileceğini hissettirmeye başladı.
Örneğin; dün ilk kez, “Partim isterse kongreye giderim ama benim şahsi düşüncem, üç dönemin sonunda bir dönem dinlenme yönündedir” dedi.
Yani; “İstemem yan cebime koy” demeye getirdi.
Bana göre tablo net:
Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin başından ayrılmaya niyeti de yüreği de yok…
Tabii onun planı bu ama…
Halkın ne diyeceğini zaman gösterecek.
GÜNÜN İSYANI!
Cem TV’deki “Uyan Türkiye” isimli programda ve ana haber bülteninde, Zaman gazetesinin yayınladığı bir anketten söz edilmiş. Bu anket haberinde, iktidarın kan kaybettiğinden söz ediliyormuş. Bu yüzden Yüksek Seçim Kurulu, Cem TV’ye 9 gün yayın durdurma cezası vermiş…
İsyanım YSK’ya:
Anket sonucu yayınlamak suçsa, bu suçu her gün işleyen yandaş kanalları neden görmüyorsunuz?

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.