Mustafa Mutlu: Medresetü-l Eimmeti ve’l Hutebâ’daki saygısızlık!

Mustafa Mutlu-1“Medresetü-l Eimmeti ve’l Hutebâ…”

Yani… Bugünkü İmam Hatip Liseleri…

Önceki akşam Burhan Felek Spor Salonu’nda Başbakan’ın da konuşmacı olarak katıldığı büyük bir toplantı düzenlendi ve İmam Hatip’in 100’üncü kuruluş yıldönümü kutlandı.

Peki; ne yapıldı bu kutlamalarda?

Salondaki büyük Atatürk posteri bir grup öğrenci tarafından indirildi…

Bu yetmedi; aynı öğrenciler, posterin üzerine çıkıp tepindi!

İşin ilginci tüm bunlar yapılırken binlerce kişinin bulunduğu salondan en küçük bir itiraz sesi yükselmedi!

Sadece… Görüntülerin bazı televizyon kameraları tarafından çekildiğini fark eden sivil polisler, üst kata çıkıp posteri tekrar yerine astı.

Peki; o öğrencilerin kimliklerini tespit etti mi ya da haklarında bir işlem yaptı mı?

En azından kollarından tutup salon dışına çıkardı mı?

Gözaltına aldı mı?

Hayır!

***

Medresetü-l Eimmeti ve’l Hutebâ, 1913’te kuruldu.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkmasından sonra, yani 1924 yılından itibaren İmam Hatip Mektepleri adı altında hizmet verdi.

1929 yılında, öğrenci bulamadığı için sayıları ikiye düştü.

1930’da ise aynı nedenle tamamen kapandı.

Bu tarihten 1948’e kadar din eğitimi Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde açılan Kur’an kurslarında verildi.

İmam Hatip Okulları, Demokrat Parti tarafından 1951’de tekrar açıldı.

1973 yılında adları değiştirildi ve İmam Hatip Liseleri (İHL) olarak anılmaya başlandı.

1974’te ortaokul bölümü açıldı.

1976’da kız öğrenci almaya başladı.

1975-1978 yıllarında, koalisyon ortağı MSP’nin dayatmasıyla 230 yeni İHL açıldı.

12 Eylül yönetimi tarafından, İHL mezunlarının, üniversitelerin tüm bölümlerine gidebilmesine olanak tanıdı.

1985’te ilk Anadolu İHL olan Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi açıldı.

28 Şubat 1997’den sonra 8 yıllık kesintisiz eğitim başladığı için imam hatip liselerindeki ortaöğretim bölümleri kapatıldı.

Ardından katsayı sistemine geçildi ve mezunlarının, sadece ilgili üniversitelere gitmesine izin verilir oldu.

Bu katsayı sistemi, 2011’de AKP tarafından bu katsayı çöpe atıldı ve İHL mezunlarına tüm üniversitelerin kapıları yeniden açıldı.

4+4+4 sistemine geçilmesi ile de İmam Hatip Liseleri’nin ortaokul bölümleri tekrar açıldı.

***

İHL’lerin tarihçesi böyle…

Son 12 yıldır, yani AKP’nin iktidara geldiği günden beri, bu okullarda Atatürk’ten nefret eden bir gençlik yetiştiriliyor!

Dönem, dönem okullardaki Atatürk büstleri kırılıyor, posterleri çöpe atılıyor.

Bunları yapan cahil çocukları suçlayamam.

Ancak, o çocukları bu hale getiren; öğretmenleri ya da okul yöneticileri; sözüm size:

Bu ihanetin hesabı da elbette bir gün sorulacaktır beyler… Az kaldı!

SARIGÜL!

Ah be Sarıgül… İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olurken, iktidarın seninle uğraşacağını biliyordun.

Ancak, “Ben yumuşak siyaset yaparsam, ayaklarına basmazsam; onlar da benimle uğraşmazlar” diye düşündün.

Bu yüzden, Kadir Topbaş’ı bile eleştiremedin. Eleştirmeyi bırak, madalya takmadığın kaldı!

Ancak; oy almak için cemaate yaranma çaban var ya… İşte; o yaktı seni!

Çünkü Cemaat’in düne kadar kol kola dolaştığı AKP’yle böyle kanlı bıçaklı olabileceğini kestiremedin!

Şimdi sana dostça bir tavsiye:

Hesabını veremeyeceğin işlerin var senin kardeşim. Bu; ayan beyan ortada!

İyisi mi gel, şu adaylık işinde ısrar etme…

Edip de iktidarın ekmeğine yağ sürme!

GÜNÜN SORUSU

Sorum; kendisini protesto eden öğrencileri tutuklattırıp yıllarca cezaevinde yatıran ama gözünün önünde Atatürk’e saygısızlık yapan imam hatiplileri görmezden gelen Başbakan’a:

Kör müsünüz, bu küstahlığı yapan çocukları görmediniz mi? Gördüyseniz neden haddini bildirmediniz?

Örtülü ödenek, devletin ‘kirli işler’ itirafıdır!

Başbakan’ın “gizlice” harcaması için ayrılan örtülü ödeneğin büyüklüğü bu yıl tam 2,2 milyar liraya ulaşmış!

Bu para binlerce kişinin maaş aldığı Meclis’in ödeneğinden bile fazlaymış!

Biliyorsunuz; kimse bu paranın hesabını Başbakan’dan soramıyor!

O da sözüm ona bunu, devletin ve milletin çıkarlarını ilgilendiren ve “gizli kalması gereken”konulara harcıyor!

İşte; ben, bu çağda bu kafayı kabullenemiyorum.

Sözüm ona modern devletlerin “padişah” zihniyetine teslimiyetidir bu para!

Çünkü halkın oylarıyla seçilmiş bir siyasetçinin, hesabını veremeyeceği tek kuruşu da harcayamaması… Hele hele ülke menfaati gereği dahi olsa; yasa dışı işlere girmemesi gerekir!

Diyeceksiniz ki; “Canım en büyük ve çağdaş devletlerde bile gizli ödenek var…”

İyi de görmüyor musunuz; dünya belki de bu yüzden bu kadar kirli…

Bunca insan belki de bu paralar yüzünden ölüyor!

Daha açık yazayım:

Örtülü ödenek uygulaması olduğu sürece… Derin devletin (bugün adı paralel devlet oldu (!) süreceğinden hiç kuşkunuz olmasın!

GÜNÜN İSYANI!

Yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, “Kader” ile gündeme gelen çocuk yaşta evliliklerin çoğunun masumane olduğunu söylemiş… Kendisi de çocuk yaşta evlendirilen bir annenin, bunu doğal gördüğünü eklemiş! İsyanım kendisine:

Suçu anneye atınca rahatladınız mı bari?

AYDINLIK

Leave a Reply

Your email address will not be published.