Mustafa Mutlu: O 63 kişi…

O 63 kişi, acaba şimdi ne düşünüyor?

Mustafa Mutlu-1HDP’nin verdiği talimatlarla sokağa çıkan PKK sempatizanlarının yarattığı manzara, aklıma “63 akil insan”ı getirdi…
Kimler yoktu ki aralarında?
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu…
Liboş, solcu, tiyatrocu Lale Mansur…
Sözüm ona sosyal demokrat Kadir İnanır…
“Artist” Hülya Koçyiğit…
Tiyatrocu Yılmaz Erdoğan…
TESEV’ci Can Paker…
Türbanlı ama makyajlı yazar Nihal Bengisu Karaca…
Dinci yazar Abdurrahman Dilipak…
Liboş yazar Avni Özgürel…
Hem dinci hem liboş yazar Fehmi Koru…
Solcu ve liboş yazar Oral Çalışlar…
Ermeni ama İslamcı (artık nasıl oluyorsa) yazar Etyen Mahçupyan…
Eski solcu ama bugün tarikatçı yazar Murat Belge…
Solcu ve liboş avukat Yücel Sayman…
KESK’in PKK sempatizanı Başkanı Lemi Özgen…
Eski CHP’li bugün AKP sempatizanı araştırmacı Tarhan Erdem…
Sözüm ona solcu Baskın Oran…
Açılımcı medya patronu Arzuhan Yalçındağ Doğan…
Saçılımcı avukat Kezban Hatemi…
Ve…
Bu kadrodaki varlığıyla, ayrıca bitip tükenmeyen Recep Tayyip Erdoğan hayranlığıyla “Batsın Bu Dünya” dedirten Orhan Gencebay…
Sözüm size:
***
Yazdığınız raporlarda masum gösterdiğiniz teröristler, bugün Atatürk’ün heykellerini yakıp büstüyle top oynuyor.
Kendilerinden olmayan kim varsa saldırıyor.
Kamu binalarını yakıp dükkanları yağmalıyor.
Bu mudur sizin “barış” dediğiniz?
Bu mudur uğruna soyunup soğana çevrildiğiniz?
***
Sınırları açmaksa, açtık…
Zulüm gören insanları kucaklamaksa, kucakladık…
Peki; yapmadığımız ne?
Bizim olmayan bir savaşa girmek…
Misak-ı Millli’yle yetinip başka topraklara göz dikmemek…
Alacağımız o toprakları kendi elimizle Büyük Kürdistan Projesi’ne armağan etmemek…
Bunun için “yakılıyor” Atatürk heykelleri…
Bunun için 23 kişi ölüme gönderiliyor…
***
“Oradaki kardeşlerimiz” edebiyatı, koca bir palavra…
Orada kardeş falan kalmadı; militanların dışındaki herkes Türkiye’ye geldi çünkü…
Oradaki çatışma, ait olmadığımız bir “toprak kavgası…”
Oradaki savaş, bizi ilgilendirmeyen bir “din savaşı…”
***
Bıçkın delikanlızKadir Ağabey… Hadi; üç-beş ay önce bize kestiğin raconu yine kessene… Neden sesin soluğun çıkmıyor?
Ya sen Orhan Baba? Neden okkalı iki laf etmiyorsun ülkeni yağmalayan bu güruh üzerine?
Hülya Hanım; sizin içinizden bile “kardeşlik” nutukları atmak gelmiyor mu?
Peki; sen Yılmaz… Patlatsana bir “yüreğim yangın yeri” şiiri… Ne oldu, malzemen mi bitti?
Buraya kadar mıydı sizin akilliğiniz?
Buraya kadar mıydı ukalalıklarınız?
***
Siz; 63 adam ve kadın! Tam listeniz, arşivlerde saklı:
İstediğiniz kadar saklanmaya çalışın bugün; istediğiniz kadar susun…
Gelinen noktadaki payınızı asla unutmayacağız…
Susmayın, hadi yine atın nutuklarınızı…
Kaçmayın; çıkın ortaya…
Ölü çocuklar, sizin isimlerinizi veriyor meleklere!
GÜNÜN SORUSU
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş dün düzenlediği basın toplantısında, Abdullah Öcalan’la önceki gece “kısa bir mesaj bağlantısı” kurduklarını söyledi. Sorularım İmralı Cezaevi Müdürü’ne:
Apo, cep telefonu mu kullanıyor?
Kullanmıyorsa, “kısa mesaj bağlantısı” nasıl kuruldu?
İzni bizzat siz mi verdiniz?
Siz vermediyseniz, talimat kimden geldi?
Apo’ya bu hak, hangi yasanın hangi maddesine göre tanındı?
Eğer yasalar önünde eşitsek; bundan sonra diğer hükümlülere de “istedikleri” kişiyle “mesajlaşma” hakkı tanınacak mı?
HDP YÖNETİCİLERİNİN BAŞI BU KEZ GERÇEKTEN BELADA!
Pazartesi akşamı bir çağrı yaparak “Kobani için sokağa çıkın”diyen ve 23 kişinin öldüğü olayların fitilini ateşleyen HDP’nin Eş Başkanı Selahattin Demirtaş dün bir açıklama yaptı…
İnanması zor ama… Aynen şunları söyledi:
“Biz yaptığımız çağrıda insanları silaha, şiddete davet etmedik.”
Bu açıklama gösteriyor ki; HDP’liler bu kez başlarının gerçekten belada olduğunu anladılar.
Çünkü artık sadece partilerinin kapatılması ya da siyasetten men edilmeleri için açılacak davalarda yargılanmayacaklar…
Aynı zamanda, “Halkı kışkırtarak, 23 yurttaşımızın ölümüne neden olmak”tan da hakim önüne çıkacaklar.
Belki de Türk Ceza Kanunu’na göre en az 23 kez mebbet hapis istemiyle yargılanacaklar!
***
Sözüm cumhuriyet savcılarına:
Gezi direnişinde tencere tava çalan, düdük öttüren, yanında deniz gözlüğü bulunduran vatandaşlara dava açmak ve haklarında 10-12 yıl hapis cezası istemek kolaydı…
Bakalım halkı kışkırtan ve 23 kişinin ölümüne, binlerce vatandaşın yaralanmasına ve hesaplanması zor maddi kayba neden olan HDP yöneticileri için ne zaman harekete geçebileceksiniz?
GÜNÜN İSYANI
Otuzuncu Cumhurbaşkanlığı Kupası finalinde Fenerbahçe Ülker ile Pınar Karşıyaka basketbol takımları karşı karşıya geldi. Karşıyaka’nın kupayı aldığı karşılaşmanın tam 8 bin 600 bileti, salona gelmesi beklenen Cumhurbaşkanı ıslıklanmasın diye AKP Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından alınmış… Sonuçta Erdoğan salona gelmemiş ancak alınan bilet önlemine rağmen gıyabında protesto edilmekten kurtulamamış… İsyanım o biletleri toplayan işgüzarlara:
Yalakalık destanı yazıyorsunuz gençler… Tarih hepinizi ibretle anacak!

Aydınlık

Leave a Reply

Your email address will not be published.