Biz yıllardır ne söylüyorduk? “Yüksek Seçim Kurulu’nun kullandığı SECSİS’in güvenilir bir sistem olmadığını, dışarıdan müdahalelere açık olduğunu üretici firma bile kabul etti. Öyle ki, bu sistemi bizden başka kullanan ülke kalmadı. Örneğin 12 Eylül 2010 referandumunda ‘Hayır’ oylarından 4 puan alınarak, ‘Evet’ oylarına eklendiği bile söylendi. Bunu yapanların da CIA’den destek alan Fethullahçı uzmanlar olduğu öne sürülüyor.”
***
Bu iddialar yıllarca görmezden gelindi. Çünkü sistem, iktidar partisinin işine yarıyordu.
Ancak ne zaman öküz öldü, ortaklık bozuldu; işte o zaman iktidar partisi yandaşlarının aklına“hileye açık seçim sistemi” geldi.
Çünkü adamlar, yıllardır kullandıkları silahın namlusunun kendilerine döndüğünü gördüler.
Şimdi hep bir ağızdan “Cemaat, önümüzdeki yerel seçime hile karıştıracak” diye bağırmaya başladılar!
Cem Küçük diye bir adam varmış… Yandaş Yeni Şafak’ın yazarıymış. Dün, ilk kez bir yazısını okudum.
“Üzerinde Çalıştıkları Yeni Plan: Seçim Sonuçları” başlıklı bu yazıda bakın neler diyor:
***
“Erdoğan’a kelepçe takıp meşru hükümeti devirmek için her yolu deneyen paralel yapı yeni tezgâhları devreye sokmanın peşinde. Şimdiki yeni planları yerel seçimlerde kritik ya da başa baş geçecek muhtemel yerlerde AK Parti aleyhine karar çıkartmak. YSK en büyük kozları olacak gibi görünüyor. Çünkü YSK’nın iradesini sakatlayan bir yapı var. Ve bu yapı asla meşru olamaz. YSK üyelerini kimler seçti herkesin malumu. YSK bilgisayar sistemlerini kimler kontrol ediyor sorusu da çok önemli. (./.)
Türkiye Cumhuriyeti devletinin mücadele ettiği paralel yapının eli ne yazık ki her yerde var. Çok iyi organize olmuş bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu yapı seçimleri etkilemek ya da ihtilaflı alanlarda devreye girip hükümeti zor durumda bırakacak her adımı atabilir. Dikkatli olmakta fayda var. Bu yapı seçim sonuçları üzerinden meşruiyet krizi çıkarabilir, AK Parti ve Erdoğan aleyhine olacak her plana sıcak bakar.”
***
Adam işi biliyor. Belli ki; konunun uzmanı… Deneyimleri, tanıklıkları olmalı ki; kendinden emin konuşuyor:
“Cemaat, yerel seçimlere bizzat YSK’daki adamları aracılığıyla hile yapacak, oy çalacak” diyor!
Yüksek Seçim Kurulu’nun Sayın Başkanı; bu sözler karşısında ne diyorsunuz?
İddia edildiği gibi, Kurul’unuzun üyelerinin çoğu Fethullahçı mı?
Bu kimlik, seçim sonuçlarının belirlenmesinde şimdiye kadar etkili oldu mu?
Örneğin seçim sonuçlarına AKP lehine parmak atıldı mı?
Atılmadıysa; Cem Küçük denilen bu adam neye güvenerek sizi böylesine açık bir şekilde suçlayabiliyor?
***
Hadi Sayın Başkan; anlatın da öğrenelim gerçeği…
Eğer cemaatçi değilseniz ve seçim sonuçlarını etkilemeniz söz konusu değilse…
O zaman iktidar yandaşları, neden sizi ve kurumunuzu yıpratma ihtiyacı duyuyor?
NAMUS BORCU
Bugün 24 Ocak 2014… Uğur Mumcu‘nun katledilişinin 21′inci yıldönümü…
Devleti yönetenler, o gün verdikleri demeçlerde bu cinayeti çözmenin devletin namus borcu olduğunu söylemişlerdi.
Tam 7 bin 665 gün geçti; bu borcu ödemedi.
Uğur Mumcu ‘nun katilleri bulunmalı ve bu devlet, artık bu utançtan kurtarılmalı!
GÜNÜN SORUSU
Son iki ayda Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 30′la koşuyor… Sorum bizi yönetenlere:
Dolara yattınız mı abiler?
TRT’nin kıyafet hassasiyeti!
Yıl 1976′ydı ve ben henüz 15 yaşında çocuktum. Tek kanallı TRT, Avusturya Kış Olimpiyatları’ndan canlı yayınla buz pateni yarışlarını yayınladı. Millet olarak bu harika spor ile ilk kez o canlı yayın sayesinde tanıştık.
Bütün ülke televizyonun başına geçtik ve nefes bile almadan o harika gösteriyi izledik.
Sonra TRT buz pateni yarışmalarını yıllarca hiç aksatmadan yayınladı.
O ilk canlı yayının üzerinden 38 yıl geçti!
7-23 Şubat 2014 tarihleri arasında yine Kış Olimpiyatları var… Bu oyunların 22′ncisi bu yıl Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenecek. Ancak bugünkü TRT’nin yöneticileri, kadınlar ve çiftler kategorilerindeki buz pateni yarışlarını yayınlamamayı düşünüyormuş…
Neden biliyor musunuz?
Gerekçe, “kıyafet hassasiyeti”ymiş…
***
Kadın sporcu saatte doksan kilometre hızla kayıp havaya sıçrıyor; kendi etrafında dört kez dönüp düşmeden kaymaya devam ediyor… Bizim sapıklar, bu inanılmaz hareketlerin nasıl yapıldığına değil de kadınların bacaklarına kafa yoruyorlar!
Beyinlerini bacak aralarından çıkarıp bir türlü kafalarına yerleştiremeyen bu hastalıklı insanlar ülkeyi yönetmeye devam ettiği sürece; daha nelerle karşılacağımızı gerçekten çok merak ediyorum…
Günün İsyanı!
Millete efendi değil, hizmetkar olmaya gelmiş…
Bu fotoğraf da öyle diyor zaten!
AYDINLIK