Beklenen oldu, “Havuç uzatmalar ve sopa göstermelerle” ön hazırlığı yapılan tezkere dün Meclis’ten geçti.
Savaş coğrafyasına saplandık.
Bu coğrafya tanıdık.
Nefret duyguları yükseliyor.
İntikam sesleri göğü sarıyor.
IŞİD, HİZBULLAH, NUSAYRİ.
İHVAN, HAMAS, MEHDİ.
Mezhepler boğazlaşıyor.
Selefiler, Şiileri hançerliyor.
Sunniler, Şiileri kurşunluyor.
Müslüman, Müslümana kanlı.
Gökten bombalar yağıyor.
Evi yananlar.
Şehirleri yıkılanlar.
Ölen çocuklar.
Yorganını alıp kaçanlar.
Bu coğrafyada oyun aynı:
Silahlandır- Eğit- Çatıştır.
Böl ve yönet devam ediyor.
Araplar, Kürtleri kesiyor.
Kürtler, Arapları vuruyor.
Türk’ü tezkereci yapıyorlar.
Hem Arap, Türk’e kinlensin.
Hem Kürt, Türk’ü kurşunlasın.
Kanlı bataklığa saplandık.
* * * *
Arşivlere girin.
Görüp okuyacaksınız.
11 yıl önce yine “Havuç uzatmalar ve sopa göstermelerle” ön hazırlığı yapılarak Türkiye’den tezkere çıkartılması istenmişti. Irak’ta Saddam’ın elinde kimyasal silahlar var, dünya barışını tehdit ediyor telkiniyle “Türkiye’den tezkere çıkartıp” ABD Ordusu’nun Irak’ı işgalini kolaylaştırması istenmişti.
Tezkereciler hazırdı.
Biri: Tayyip Erdoğan.
Diğeri: Abdullah Gül’dü.
Türkiye’nin tezkere çıkartmasını görev bilmişler, seferber olmuşlar; ABD başkanı ile “at pazarlığı” benzeri al-vere girmişlerdi.
11 yıl önce akıl öne geçti.
Türkiye’nin sağcısı, solcusu, orta yolcusu, İslamcısı, muhafazakarı, Atatürk sevdalısı, aklı öne geçirdiler. Türkiye bağımsızlığını korudu.
Tezkere çıkmadı.
ABD Ordusu, Irak’ı yine işgal etti. Ortadoğu kan gölüne döndü fakat Türkiye bu suça ortak olmadı. Türkiye Meclisi’nden ilk tezkerenin geri dönmesini ABD, suç saydı ve cezayı ordunun generallerine kesti. Balyoz ve Ergenekon pusularıyla Türk Ordusu çökertildi; “Tayyip Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı yolu ve Abdullan Öcalan’a da Türkiye Kürtlerinin önderi olma kapısı” açıldı.
* * * *
Geçmiş 11 yıl içinde bu coğrafyada; Irak parçalandı. Saddam asıldı. Irak’ın petrolü ganimet yapıldı, Barzani Kürtlerine verildi.
1 milyon insan öldü.
Libya da parçalandı.
Kaddafi kafasına sopayla vurulup linç edilerek öldürüldü. Libya’nın petrolüne de el konuldu.
Suriye de parçalandı.
Suriye lideri Esad’ın ölmesine ramak kaldı ve ülkesi Arap ile Kürdün birbirini boğazladığı, Selefi ile Şii’nin birbirini kestiği, Amerikan uçaklarının IŞİD’i vuruyorum diyerek çocuk, kadın, ihtiyar sivilleri de bombaladığı kaos ve kargaşaya boğuldu. Suriye’nin bu kanlı kaos ve kargaşaya saplanmasına Türkiye’yi yönetenlerin Esad’ı indirmeyi hedefleyen kör hesapları da yardımcı oldu.
11 yıl sonra…
Türkiye bu kez direnemedi.
Tezkere bu kez çıktı.
Türkiye kaos, kargaşa, ölüm, kan, kin, nefret, hainlik, ihanet bataklığına tezkereci yapıldı.
* * * *
Her karanlığın bir sabahı vardır. Türkiye insanı, ülkesinin bataklığa sokulduğunu er ya da geç bir gün anlayacak. Hesap soracaktır. Tayyip Erdoğan, 11 yıl önceki tezkereci tavrından vazgeçmedi.
Kendi ipini çekti.
Yandaşların acı günü!
Yalakalar, yandaşlar, yağcılar en acı günlerini yaşadılar. Aciz, çaresiz, kifayetsiz kaldılar. 12 yıldır yaptıkları sürekli övgü, devamlı itaat, kesintisiz sadakat, sınırsız boyun eğme, devamlı yüceltme, eksiksiz uyum yetmedi. Tayyip Erdoğan Meclis açılışında; yalakalar, yandaşlar, yağcıların övgülerini yetersiz bulmuş olmalı ki, kürsüde kendi kendini övdü.
SÖZCÜ