Siyaset manzaraları dikkat çekici: Bilal’i babası makam otosuna bindirip, cami inşaatı teftişine götürürken; TV’ler çağrılıp halka duygu gösterisi yapıldı. Ömer’i de babası sahneye çağırıp kucakladı, TV ekranlarından halka duygusal anlar yaşatıldı. Başbakan baba Tayyip, oğlunu ve kendini cami teftişinde aklıyor. İstanbul Belediye Başkan adayı baba Sarıgül de kendini aklamak için oğluna sahnede sarılıyor.
Duygusal örtü gerçeği gizler.
Duygusal örtüyü kaldıralım.
Bilal de hesap versin.
Sarıgül’e de hesap sorulsun.
Bilal’in TÜRGEV’inde çok rantlar döndü. Mahkeme el koysun. Adalet Bilal’e ve babasına hesap sorsun. Sarıgül’ün banka batırmış ve halkın sırtına yüklemiş Korkmaz Yiğit adlı işadamıyla “borç-alacak ilişkisinden” Hazine ne zarar gördü? Ne kadar kamu parası iç edildi ve bu para ilişkisi bugüne kadar niçin halktan gizlendi? Savcılar ve yargıçlar Sargül’e de Kokmaz Yiğit’e de ve bugüne kadar bekleyen TMSF’ye de hesap sorsun.
* * *
Önümüzde tek seçenek var.
Temiz Türkiye olmak.
Ya Temiz Türkiye olacağız.
Ya bu çağda kirli bir diktatörlük olarak (Tayyip dinci diktatörlüğü-Fethullah nurcu diktatörlüğü- ordunun Mısır tipi darbe diktatörlüğü fark etmez) kalacağız. Temiz Türkiye olabilmek için ülke yönetimine önümüzdeki üç seçimde halkın “kirlenmemiş ve siyaseti ayakkabı kutusuna dolar doldurarak zenginleşme aracı yapmamış en temiz adayları” bulup seçmesi gerekir.
Sarıgül olayı 16 yıl önceye gidiyor.
16 yıl önce Bank Ekspres vardı.
Bu bankanın sahibi Korkmaz Yiğit, bankacılık tarihine mafya lideriyle ilişki peydahlayıp devlet bankası alım ihalesine girince “vücut kimyası bozulan” işadamı olarak geçti.
Bu deyim arşivlerde var.
Girin, hikayesini okuyun.
Korkmaz Yiğit, bir yandan aklın kabul etmeyeceği yüksek paralar verip ülkenin büyük gazete, dergi, TV’lerini (Milliyet-Yeni Yüzyıl- Kanal 6) yazarlarıyla birlikte satın alan ve bir gecede şerefine şampanya patlatılan büyük bir medya patronu olmuştu. Bir yandan da içi dolar dolu Türkbank’ı elinden kaçırınca Bank Ekspres’i kurmuştu. Bank Ekspres 1998 yılında 415 milyon dolar zararı devletin sırtına yükleyerek battı. Bu paranın 311 milyon doları buharlaşmıştı. TMSF bu parayı Korkmaz Yiğit’ten tahsil etmedi, halka ödetildi.
* * *
Buharlaştırılıp halka ödetilen 311 milyon doların içinde Sarıgül ve arkadaşlarının 16 yıl önce bankadan 3.5 milyon dolar olarak çektiği ve bugün faizleriyle 8 milyon dolara ulaştığı söylenen para da var mı, yok mu?
Sarıgül diyor ki:
16 yıl önce milletvekili değildim.
Belediye başkanı da değildim.
Şöför Hasan’ın oğlu Sarıgül’düm.
16 yıl önce sade vatandaştım.
Bankadan böyle bir para almadım.
Böyle bir kredi kullanmadım.
16 yıldır bir tek gün gelmediler.
Ekspres’e borçlusun demediler.
Şimdi malıma el koydular.
Halk beni seçecek, korktular.
* *
Bilal’in TÜRGEV’ine ne aktarıldı?
Sarıgül’ün kesesine ne dolduruldu?
Bilal de mahkemede hesap versin.
Sarıgül’e de mahkemede sorulsun.
Temiz Türkiye istiyoruz.
Bu ne iş ey TMSF!
Bank Ekspres 1998 yılında battığında devlete yüklediği buharlaştırılmış para 311 milyon dolar görünüyordu. TMSF’nin bu miktar para için Bank Ekspres’in batmasından sorumlu kişiler olan yönetim Kurulu Başkanı Korkmaz Yiğit ve Yönetim Kurulu üyeleri; Yılmaz Yiğit, Savaş Özcan, Altan Ayanoğlu, Cafer Sait Okray, Yücel Çelik ve denetmenler İzzet Saban ile Emre Burçkin’in mal varlıklarına el koyması gerekirdi. Tıpkı bugün Mustafa Sarıgül’e yaptığı gibi TMSF o zaman mal varlıkları 311 milyon doların 10 kat üstünde olan bu kişilerin mal varlıklarına el koysaydı, hortumlanmış parayı toplamış olacaktı. Şimdi sormalı: Bu ne iş ey TMSF?
SÖZCÜ