Necati Doğru: Hapishaneler yanıyor!

Necati DOĞRU-1YAZARLAR-Mustafa Balbay, kalemiyle hükümet devirmekten(!) yazdıklarıyla darbe ortamı yaratmaktan(!) 34 yıl 8 ay hapse mahkumdu. İçeride çürümedi. Bilendi. Yenilendi. 5 yıla yakın yattı. Meclis’e milletvekili oldu. Üst mahkeme, 34 yıllık mahkumiyetini onaylarsa Balbay’ın milletvekilliği düşecek, tekrar hapse girecek.
Mustafa şimdilik çıktı.
Hapishaneler yanıyor.
Hapishaneler; Mustafa Balbay milletvekili seçildiği için tahliye olduğu ve böylece “bir seçkinler hukuku ya da bir üstünler hukuku” doğduğu için yanıyor. Anayasa Mahkemesi’nin “Balbay’ı bırakın” kararı 2 gerekçeye dayandırıldı.
1-Uzun tutukluk yaşadı.
2- Milletvekili seçildi.
Hapishanelerde “uzun tutukluluk süresi yaşamış” fakat milletvekili seçilmemiş binlerce insan var. Sadece gazetecileri yazsam: Yalçın Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Ergun Poyraz, Hikmet Çicek diye gider ve “uzun tutukluluk süresi yaşamış” bütün isimleri sıralamak bu köşeye sığmaz.
Eşitlik ilkesine aykırı.
Hukuk devletine sığmaz.
* * *
Asıl sorun kişinin milletvekili olup olmaması değil, uzun süre tutuklu olarak yargılanmasıydı. Bu denli “uzun tutukluluk dünyada yok” eleştirileri yoğunlaşınca Ergenekon, Balyoz Siyasi Davaları adaletinde uzun tutukluluk bitti.
Uzun mahkumiyet geldi.
Acı olan şuydu:
Uzun tutukluluklar; hapishaneden “ölüleri çıkmacasına 30 yıl-40 yıl uzun tutuklu mahkumlar haline getirildiği” sırada TV’lere çıkan hukuk allameleri; “kaçabilirler… delilleri karartabilirler… belgeleri saklayabilirler… Bunlar darbecidirler… Aklansınlar o zaman hapisten çıksınlar” diyorlardı. Şimdi Mustafa Balbay’ın tahliye edilmesiyle “özgürlük ve adalet özlemcisi” kesiliverdiler ve “milletvekili, halkını özgürce temsil etmeli” bile dediler.
Bu ikiyüzlülük.
Bunu da gördük.
* * *
Sormak lazım.
Ey Hukuk Bülbülleri!
5 yıl dut yuttunuz.
5 yıl dut yutmuş bülbül gibi sustunuz. 5 yıl gibi uzun tutukluluk süresi için hiçbir eleştiri, kınama, uyarı getirmediniz. Uzun tutuklu insanlar; üretilmiş sahte kanıtlar, uydurma belgeler, şüpheli CD’ler, içinde binlerce çelişki bulunan 100 bin sayfalık “kes-yapıştır” iddianameler, seminer notları, ses bantları, görevlendirme kağıtları gerçek delil, kanıt sayılarak “uzun yıllar hapiste yatmaya mahkum” edildiler.
Sizler “işte adalet” diye sevindiniz.
Şimdi de seviniyorsunuz.
Bu ne tutarsızlıktır?
Mustafa Balbay ile aynı hukuki durumda olan fakat milletvekili seçilmemiş bulunan yüzlerce ve hatta binlerce tutuklu sanığın durumu ne olacak?
Hapishaneler yanıyor!
NOT: Dün bu köşede yer alan “Balon şişti şişti çok karılı Arap’a sığındı” başlıklı yazıda Bak Yapı İnşaat’ın Başkanı Ferhat Bakgöz‘ün açıklaması; “bütün Arap eşlere oturma izni verilsin” şeklinde yer aldı. Oysa Ferhat Bakgöz, “tek eşe oturma iznini” doğru buluyor.
İcraatın su deposu!
Bütçe görüşmelerinde Başbakan 11 yıllık harcamalarını (icraatlarını) anlattı. Kemal Kılıçdaroğlu da Amerika’da bir Kızılderili kabile şefine “su deposu yapsın” diye Türkiye’den 200 bin dolar gönderildiğini dile getirdi. Belli ki, bu 200 bin dolar Başbakan’ın TİKA’ya verdiği emirle gönderilmiş. ABD’de Oregon’daki bu kabilenin tatil köyleri, plazaları, fabrikaları, kumarhaneleri varmış. Kumarhane işleten bir kabileye Türk halkının vergilerinden toplanan paralarla su deposu yapılması; 11 yıllık harcamalarda (icraat) ne denli su kaçaklarının olduğunu gösterir.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.