Necati Doğru: Kısık ses! Kükreyene seda!

Necati DOĞRU-1Ön habercilik dikkat çekiyor. Buna projeksiyon gazeteciliği de diyorlar. Olacakları önceden bilip yazabilmek; içeriden haber alma, birinci kaynaktan bilgi sızdırma, söyleyeni değil söyleteni dinleme ile mümkün olabiliyor.
2 ön haber var.
İstifalar olacak.
“Tayyip Bey, ne eylerse güzel eyler…” inanmışlığı büyük yara aldı. 4 bakanın rüşvetçi iddiasıyla istifa etmesi lider Tayyip’e olan güveni sarstı. Çok sayıda milletvekili vicdan muhasebesine girdiler. AKP’den istifa edecekler.
Görüntü yayınlanacak.
Başbakan ile oğlu Bilal’in kriptolu telefon konuşmalarında geçen ve “Babacım… Tamamen sıfırlayın… Henüz hepsini eritemedik… 30 milyon avro kaldı… Artanla Şehrizar Konakları’ndan bir daire kapattık…” cümleleri ile anlatılan evden eve, çantadan çantaya, valizden valize taşınan dolarların ve avroların çekilmiş TV görüntüleri de yayınlanacak.
Seyretsin Türkiye!
Gündüz, Parti’den istifalar.
Gece, TV’de sıfırlama görüntüsü.
* * *
İnsanoğlu böyle!
Kulağıyla duyuyor.
İnanmıyor.
Gözüyle de görmesi gerekir.
O zaman şüpheleniyor.
“Bu kadar para 4.5 yılllık Belediye Başkanlığı ve 12 yıllık Başbakanlık yapmakla kazanılabilir mi?” diye sormak aklına geliyor ve “Çanta dolusu dolarlar ile avrolar Bilal’in oturduğu villasında niçin, ne amaçla, ne hesapla saklanır?” dediği an; “kalbi duygular…” bitmiş oluyor.
Biterse iyi olur.
Toplum sıkışıp kaldı.
Bir yanda kısık ses.
Öbür yanda kükreyen seda.
Kısık Ses:
“Sıfırlayın” diyor.
Kükreyen Seda:
“İnine gireceğiz”
Kısık Ses:
Tamamen sıfırlandı mı?
Kükreyen Seda:
Paralel yapı bunlar…
Kısık Ses:
Abinle konuş.
Kükreyen Seda:
Vatan hainleri.
Kısık Ses:
Onu da oraya aktarsaydınız…
Kükreyen Seda:
Seni vaiz lobisi seni…
Kısık Ses:
Kucağımıza oturacak…
Kükreyen Seda:
Ahlaksızca Montaj…
* * *
Kısık ses de kükreyen seda da aynı ağızdan, aynı dilden, aynı dudaktan dökülüyor. Kendisinin bile duymasını istemediği bir tonla “sıfırladın mı” diyen ağız; ertesi gün bir şehrin meydanında ve aynı anda canlı yayınlanan 12 TV kanalından “İnlerinize gireceğiz… İnlerinize…” diye kükrüyor.
77 milyonluk Türkiye!
Aynı dile sıkıştı.
Aynı dudağa esir edildi.
Aynı ağıza mahkum oldu.
Türkiye’nin adalet kurumları bağımsızca çalışıyor olsaydı; “paraları sıfırla diyen sesin kime ait olduğu” çok kolaylıkla bulunacak ve çanta içinde, valiz içinde, oda içinde, kasa içinde dolar ve avroyu saklayan babalar şimdi hapiste olacaktı. Türkiye’de adalet bağımsız işleseydi Başbakan oğlu diye bir seçkincilik yapılmayacak, hapiste olacaktı.
Savcı ayrımı yapılmayacaktı.
Deliller imha edilmeyecekti.
Delillere delil eklenecekti.
* * *
2 haber bekleniyor.
Takip görüntüsü yayınlanacak.
AKP’den istifalar başlayacak.
Reza’yı bakan yapmalı!
Beklenen gerçekleşti. Rüşvet aldıklarını gösteren deliller, kanıtlar, belgeler bulunan bakan çocukları tahliye edildi. Bakan oğullarına rüşvet yedirerek işlerini yürüttüğü konusunda elde belgeler, bilgiler, kanıtlar bulunan Reza Sarraf da hapisten salıverildi. Bu salıverme adaletin yerini bulmasından çok Reza’nın gücünün tam hedefi vurmasına benziyor. Hazır salıverilmişken Türkiye böyle bir kıymetin kaçıp gitmesini önlemeli, Reza Sarraf’ı bakan yapmalı!

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.