Necati Doğru: Muizziddin oldu!

Necati DOĞRU-1İnsan ölümden korkar, dili tutulur. Susar. İnsan dayanamaz, direnemez. Egemene teslim olur. Gücün karşısında susar.
Vatandaş susmuyor.
Meydanlara indi, iniyor.
Yargıcımız ise sustu.
Yargıç tatile çıktı dediler.
Rüşvetçi Reza aramızda.
Bakan oğulları serbest.
Bir hukuk adamının önüne tüm yaşamı boyunca; bütün dünya hukuk tarihine örnek olacak böyle bir “dava dosyasının” bir daha gelmesi ihtimali milyonda bir bile değil. Böyle bir dava dosyasını bir yargıç neden bırakıp tatile gider?
Yargıç sustu mu?
Susturuldu mu?
* * *
“Almanya’da (Berlin’de) hakimler var” denilir; “hukukun üstünlüğü” anlatılır. 200 yıldan beri “Türkiye’de hakimler var” diyebilecek demokrasi özlemi çekmekteyiz.
Almanya’ya bak!
Cumhurbaşkanı gitti.
İşadamı arkadaşından düşük faizle borç para (kredi) almış. Alman medyası (Bild Gazetesi) “sen bu işadamı arkadaşına cumhurbaşkanı olarak ne imtiyaz sağladın ki, o sana düşük faizle borç verdi” yazıları yazınca Alman Cumhurbaşkanı istifa etti.
Mahkeme kuruldu.
Yargılandı, aklandı.
Ama Cumhurbaşkanı istifa etti.
* * *
Almanya gibi olmalıydık.
Yargıcımız susarsa; şeriatla yönetilen Brunei Sultanlığı’na benzeriz. Brunei Sultan’ı Muizziddin Va’dulah, 20 milyar doları bulan servetiyle dünyanın en zengin adamı. Bizim Başbakan, bu 20 milyar dolar servetli Muizziddin’e özeniyor olabilir mi? Birlikte ailecek çekilmiş samimi fotoğrafları var.
İnsan bu!
Başbakan olur.
Yetmez, yetinmez.
Mala mülke vidalanır.
Bizim Başbakan ilk başbakan olduğu yıllarda uçak sayısını artırmaya ve ailesini villalara taşımaya ağırlık vermişti.
Uçak sayısı 5’e çıkartıldı.
Villa sayısı (bilinenler) 15 oldu.
Başbakanlığının dördüncü yılında, İstanbul şehrinde, trafik sorunundan ötürü acil hastalar hastaneye yetiştirilirken ölmesin diye 12 helikopter pisti yapılması planlanmıştı. Ne hikmetse; tamamlanıp ilk biten Başbakan’ın aile villalarına yakın Kısıklı’daki pist olmuştu.
* * *
Villa, uçak, pist!
Çorabına isim yazdırma.
Brunei Sultan’ı Muizziddin Va’dulah’ın servet büyütme kriterleri bizim Başbakan’da belirmeye başladı.
“Oğlum sıfırla” konuşmaları!
“Dün Sıtkı Bey geldi” telefonları!
Yalan mıdır?
Dublaj mıdır?
Sahte midir?
Montaj mıdır?
Villa’daki oğlu ile Başbakan arasında geçen konuşmaların TİB kayıtları açıklanır, MOBESE kameraları gösterilir, sesler dünyadaki tarafsız kurumlarda teknik analize sokulur, ayrı konuşmaların birleştirmesinden oluşmuşsa montaj noktaları bulunur, ilave edilmiş robotik kelimeler ortaya çıkartılır, adaletin önüne konulurdu. Tıpkı Almanya’da suçlanan Cumhurbaşkanı’nın yaptığı gibi bizim Başbakan da aklanırdı.
“Türkiye’de yargıçlar var”
Derdik, umutlanır, güvenirdik.
Bizimki bunu yapmadı.
Muizziddinleşti.
* * *
Yargıç da tatile çıktı.
Ve sustu, konuşmuyor.
Halk meydanda bağırıyor:
“Hırsız var. Her yer hırsız.”
Hırsız var, yargıç yok!
Beslemenin vergisi!
Sabah Gazetesi ile ATV kanalını destek için oluşturulan “besleme havuzuna” akıtılan 630 milyon dolar, vergisi ödenmiş para mıdır? Bunu bize söyleyecek ve bu havuzu başbakan emri ile dolduran işadamlarını vergi incelemesinden geçirecek olan Maliye Bakanlığı henüz harekete geçmedi. İngiltere’de kariyer kazanmış Maliye Bakanı da dilini yuttu, bu konuda tek kelime etmiyor. Ayrıca Başbakan’ın danışmanlarından İbrahim Kalın’ın özel okulda okuttuğu çocuğunun okul taksitlerini “Becerikli Abdullah” unvanlı bir işadamına “besleme kaleminden” ödettiği de ortaya çıktı. Maliye Bakanı, bu ödemenin vergisinin de peşine düşmedi.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.