Necati Doğru: Ölüm döşeğinde üçüz doğurdu!

Necati DOĞRU-1Hastaya yüksek dozajda faiz ilacı, çarşambayı perşembeye bağlayan gece yarısı yutturuldu, ölüm döşeğinde üçüz doğurtuldu.

Üçüzümüz oldu.

Sevinemeyiz.

Üçüzlerin üçü de özürlü.

Üçü de spastik.

Üçü de sorunlu.

Doları indirmek için faiz yükseltildi ve bebeklerin spastik, özürlü geleceğini bile bile bugünden itibaren hasta ekonominin halsiz kucağına hastalıklı üçüz verilmiş oldu.

1-Yüksek dolar.

2-Yüksek faiz.

3-Yüksek fiyat.

Üçlü sarmala girildi.

* * *

Bu üç özürlü çocukla birlikte yaşayabilmenin bedelini (yaratacağı faturayı) yine dar gelirliler, az gelirliler, ücretle çalışanlar, işsizler, borçlanmış olanlar, krize borçlu yakalananlar, kredi kartı borcuyla yaşamaya mahkum olanlar, ücretleri ailelerini geçindirmeye yetmeyenler, tarlasından elde ettiği ürünün kazancı gübre ve tarım ilacı giderini karşılayamayanlar, doğal gaz ve elektrik faturasının şişmesi altında sıkıntıya düşenler, maaşları çok yetersiz kalacak emekliler ve en çok işsizler ile fakirler, fukaralar, kimsesizler ödeyecek. Faizler ile dolar arttığı için fiyatlar da artacak. Fasulye de artacak, bulgur da yükselecek, makarna da fırlayacak, ekmekten simide, iğneden ipliğe zamlar gelecek; fabrikalar, tezgahlar, tarlalar, seralar, marketler, pazarlar yeni bir fiyatlandırmanın rüzgarına girecek.

* * *

Faizi çekiç yapıp, yükselen doların başına vurarak onu aşağıya çekmek formülü yeni bulunmuş değil. Ucuz, kolaycı, gaddar; zengini zengin eden, Türkiye’yi soyduran acımasız bir çözüm. Bu çözüm;“Tayyip Erdoğan ve kurmaylarının ekonomiyi 12 yıl boyunca çok kolayından ve yalancı baharlarla sorumsuzca yönetme kusurunu” örtmeye çalışıyor.

Ekonomi kötü yönetildi.

Sıcak para bağımlısı oldu.

Dış borç kölesi yapıldı.

Şehir rantı tiryakisi kılındı.

Yolsuzluk ve rüşvete tapıldı.

* * *

Bugün çocuklarının vakıflarından milyon dolarlık bağış makbuzları, odalarından para kasaları, ayakkabı kutuları çıkan ekonomik kurmaylar, “devlet borçlanmıyor ki, özel sektör borçlanıyor…” diye halkı 12 yıl aldattı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 80 yılda biriktirdiği ne kadar devlet fabrikası, limanı, arazisi, şirketi, mülkü, imtiyazı, markası varsa; 270 fabrikada ve kurumda devlet hisseleri, 22 yarım kalmış tesis, 1439 taşınmaz, 8 otoyol, 2 boğaz köprüsü, 120 tesis, 6 liman, şans oyunları lisans hakkı, Araç Muayene istasyonları, çimento fabrikalarının gelirleri, imtiyaz hakları ile devletin el koymak zorunda kaldığı Telsim, Demirbank, Yapı Kredi Bankası’nın yüzde 50 hisseleri yerli ve yabancı sermayeye çok ucuza satıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 90 yıllık birikimini yiyerek yalancı bahar yaratıp, 12 yılı böyle bitirdiler.

Özürlü üçüze böyle gelindi.

Merkez Bankası sorumlu değil.

Sorumlu Başbakan ve kadrosu.

Bilal’in vakfı bağış paratoneri!

Havada iki bulut sürtüşür, çarpışır, birbirinden elektron alır, elektron verir. Şiddetli ışık çıkar yani şimşek çakar. Şimşeği çekip toprağa veren alete paratoner denir. Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın TÜRGEV adlı vakfı, bağış paratoneri oldu. Kemal Kılıçdaroğlu, Bilal Erdoğan vakfının paratonerine takılan yeni bir bağışı açıkladı. TÜGREV’in Vakıf Bank’daki hesabına 99 milyon 999 bin 990 dolar bağış yapıldığı doğru mu diye sordu? Yani 10 dolar daha koysan 100 milyon dolar düz olacak bağışı acaba kim, ne amaçla yaptı? Bu hayırlı bağışı yapan niçin 10 dolara tamah etti?

Üç gün oldu, bağışçı ortaya çıkmadı, neden gizleniyor? Vakıf hesapları kamuya açık değil mi?

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.