Devletin ezici gücü karşısında bile halkın hakkını savunması gereken Ombudsman, dünya tarihine ilk kez Osmanlı döneminde çıktı.
Adı Marko Paşa‘ydı.
Tarihçiler şöyle yazıyor:
“Marko Paşa, 19. Yüzyıl sonlarında dönemin parlamentosu sayılan Ayan Meclisi’nde halkın şikayetlerini dinleme ve üst makamlara iletme ile ünlü olmuş bir kişidir. “Git derdini Marko Paşa’ya anlat” deyimi onun bu faaliyeti nedeniyle söylenegelmiştir.”
Şu bilgi de biliniyor:
Osmanlı’nın Marko Paşa Modeli’ni İsveç Kralı kopya etti. Kral sefere çıktığında geride bıraktığı halkına devletin gücünü kullanarak haksızlık, uğursuzluk, zulüm edenler çıkarsa halkı korusun diye bir yetkili bıraktı.
Adına Ombudsman dediler.
* * * * *
Yıllar aktı geçti.
Avrupa demokrasileri “devlet gücünün zulme, haksızlığa, yolsuzluğa, hırsızlığa dönüşmesi durumunda halkın hakkını savunan Ombudsman”ı bir yasal kurum haline getirdiler. Ombudsmanlık Avrupa ileri demokrasilerinin olmazsa olmazı sayıldı. Türkiye de yıllar sonra tam üye kabul edilebilmek için Ombudsmanlığı AB’den transfer etmek zorunda kaldı. Tarih 2012 yılıydı. Ombudsmanlık TBMM’de görüşmeye açıldı.
Bu görüşme çok ilginç oldu.
İktidarda AKP vardı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
Başbakan Tayyip Erdoğan.
Şimdi paralel devlet diyorlar.
Fethullah Gülen de iktidara “ne istediyse verilen” saygın bir ortaktı. Tarafsız olmaları gereken Türkiye Kamu Denetçiliği (yani Ombudsmanlık kurumu) başkan ve üyelerini Başbakan Tayyip Erdoğan belirledi. Mehmet Elkatmış (AKP kurucu üyesi ve milletvekili), Zekeriya Aslan (AKP Afyon milletvekili), Serpil Çakın (AKP Kadın Kolları MYK üyesi), üye seçildiler. Nihat Ömeroğlu da Türkiye’nin Ombudsmanı yapıldı. Ombudsman da AKP yanlısıydı. Oğlunun nikah şahitliğini bizzat Başbakan yapmıştı. Ombudsman Ömeroğlu, Bursa’da hakimlik yaparken şimdi dış güçlerle bir olup “Tayyipsiz Türkiye” yaratmakla suçlanan savcı Zekeriya Öz de onun yanında stajyerlik günlerini tamamlamıştı.
* * * * *
Bugünlere böyle gelindi.
Önceki gün Meclis’de MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Ombudsman tetikçilik mi yapmaktadır?” diyen bir soru sordu. Oktay Vural bu sorusunda haklı çıkıyorodu. Çünkü savcı Zekeriya Öz, Ombudsman Nihat Ömeroğlu’nun Başbakan tarafından kendisine tehdit getirdiğini ileri sürdü. Meclis Başkanı Cemil Çicek, Ombudsman hakkında inceleme yapacaklarını ilan etti fakat “suçlu bulunması halinde ne ceza verileceğini kanuna yazmamışız, unutmuşuz” diyen açıklama yaptı. Başbakan da “Ben savcı Öz’ü tehdit etmeyi düşünsem bu düşüncemi Adalet Bakanı’mla ve müsteşarımla konuşurum… Ombudsman’a ne ihtiyaç var…” anlamına gelecek sözler söylüyor.
* * * * *
Bu bağlamda okurum Cem Bey (soyadını yazmamış) rafine özet yapmış. Ülkemiz yönetiminde egemen olan yeni bir tipi şu kısa sözlerle anlatıp yollamış.
Zina yaparken yakalandı.
İmam nikahı yaptım diyor.
Çalarken yakalandı.
İmam Hatip’e bağış diyor.
Ayakkabı kutusuyla yakalandı.
Vakfa yurt yapacaktık diyor.
Yalanla yakalandı.
Darül Harptir.
Yalan mubahtır diyor.
SÖZCÜ