Necati Doğru: Türkiye nereye savruluyor?

Necati DOĞRU-1YAZARLAR-Türkiye yönetim kaosuna girdi. Ne olabilir? Ülkemiz nereye, nasıl bir geleceğe savrulabilir? Türkiye iyice çıldırmayı seçebilir. Tersi de olabilir. Akıl öne geçebilir. Dört seçenek sıralanabilir.
1- Türkiye Koreleşir.
2- Türkiye İranlaşır.
3- Türkiye Mısırlaşır.
4- Temiz Türkiye doğabilir.
Bu kaostan; Tayyip Erdoğan galip çıkar, Fethullah Gülen ekibini devletten ayıklar ve bütün gücü elinde toplarsa Türkiye, eniştesini köpeklere yediren diktatör başkanın yönettiği Kuzey Kore’ye benzeyen bir ülke olur. Fethullah Gülen galip çıkarsa; Hoca Efendi Pensilvanya’dan Ankara’ya gelir; Türkiye, İran kırması bir ülke olur. Kaosu çözmek için üçüncü seçenek Mısır’da yaşandığı gibi ordu darbesi gelebilir, Türkiye Mısırlaşabilir.
Kaostan umut da çıkabilir.
Halkın önüne güven veren söylemleri, kadroları, projeleri, tutarlı programları olan ve ileri bir hukuk devleti kurmayı savunanlar çıkabilir. Halk bunlara sarılabilir. Temiz siviller, sandıktan güçlenerek çıkarlar. Gerçekten laik ve hukukun üstünlüğünü bina etmiş Temiz Türkiye doğabilir.
* * *
Ben dördüncü seçeneği isterim. Çünkü Bakan bacanağı, rüşvet paralarını doldurduğu poşetle görüntülendi, kaçıyor. Bakan oğlu, rüşvet paralarıyla doldurduğu yatak odası kasalarıyla görüntülendi, hapishanede yatıyor. Başbakan oğlu, bağış kabul eden vakıfçı sayıldı, kalbi küt küt atıyor.
Bağış toplanan yer Türkiye.
Bağış yapılan okul Türkiye’de.
Türkiye’nin milli parası Lira.
Bağışı ABD doları ile toplamışlar!
Buna inanmamızı bekliyorlar.
Ayakkabı kutusuna istiflemişler.
Başbakan oğlunun “Tayyip zengini işadamlarının ve rüşvetçilikten hapse konulan Sarrafi’nin bağışlarıyla” beslenen vakıfçı olduğunu yakalayan savcıların en ünlüsü olan Zekeriye Öz’e Başbakan, ana ñavrat dümdüz küfür ediyormuş.
Savcının kendisi açıkladı.
Kaos…
Tuz kokmuş.
Ahlak çökmüş.
* * *
Gerçi bu savcının da güvenilecek, inanılacak, iler tutar yanı olmadığı ve sahte belge peydahlatma ustası olduğuna dair elde birikmiş çok bilgi var.
Ama çıplak gözle görülüyor.
Rüşvet doları dolu kutular.
Bakan oğullarının kasaları.
Bakan bacanağının poşeti.
Başbakan oğlunun vakfı.
Bunları yakalayan bu savcı.
Acaba hangisi yalancı?
Savcı: Beni önümle tehdit etti.
Başbakan: Savcı bana iftira etti.
Bu gerçekten bir kaos!
Lağım patlamış.
Ülke pisliğe batmış.
* * *
Bu savcı, kendi ifadesine göre Bursa’da konakladığı otel odasına Ankara’dan 2 yüksek yargı üyesi (yani hakimlerin hakimi olmuş en yüksek hukukçu) ağabeyim dediği büyükler geldi ve Başbakan’ın ona çok kızdığını söylediler. Bu açıkça tehditti. Bu güçlü savcı, derhal orada, o otel odasında, polisi çağırıp bu 2 yüksek hukukçuyu “adalet adamını ölümle tehdit etmekten” tutuklatması gerekmez miydi?
Tutuklatmadı.
Kim bu 2 yüksek hukukçu?
Savcı, isimleri de vermiyor.
Tersine Başbakan’ın adamları savcıya: “cesedin lojmanda bulunabilir” hatırlatması yapıyorlar.
Tam cerahatli kaos.
Ülke cehenneme dönmüş.
Yönetim mafyalaşmış.
Türkiye”nin önünde 4 seçenek. Temiz Türkiye’ye sarılmak en sağlıklı seçenek.
Sürülen polisler!
Başbakan’ın kapatmaya çalıştığı “yolsuzluk-rüşvet dosyalarının” soruşturulmasında görev alan polislerin hemen tamamı Fethullah Gülen taraftarı damgası yiyorlar. Oysa onların içinde “gerçekten görevini tarafsızca yapan polis şeflerinin bulunduğu” yönünde telefonlar, elektronik postalar alıyorum. İktidar temizlik yaptığını sanıyor, ardına üstünden atamayacağı büyük bir kir bırakıyor. Polis teşkilatında büyük bir sancı doğabilir.
SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.