Necati Doğru: Vur Mehmetçik vur!

Necati DOĞRU-1Tahrik var tatmin yok. Sen bana oy ver. Destek çık. Ben sana Kürdistan vereyim. Al sana oy. Al sana destek. Sen oldun Cumhurbaşkanı ve yanına da seçtin bir yarım Başbakan. Yine de vermiyorsun bize Kürdistan.
Bunun için isyan başladı.
“Sokağa dökülün” dediler.
Bunun için öldürdüler.
Bunun için ateşe verdiler.

* * * *

Öcalan’ı hapisten çıkaracağız sözü verdiler. Kürtçe anadilde eğitimi kabul edeceğiz sözü verdiler. Kandil’deki PKK militanlarını affedeceğiz, onlar gelip Kürt özerk bölgesinin güvenlik askeri olacaklar, maaşlarını dolar olarak Ankara ödeyecek sözü verdiler. Kürdistan özerk bölgesinde vergileri kantonların Kürt vergi daireleri toplayacak, gümrük kapılarını Kürt gümrük müdürlüğü yönetecek, Harran’ın sulanmasını Kürt kantonları su kolhozu başkanlığı planlayacak, barajlardan elde edilen elektriğin geçmiş 90 yıllık bedeli dolar üzerinden hesaplanacak ve Ankara’nın bu miktar parayı Türkiye Kürdistan’ına “asimilasyon tazminatı” olarak ödeyecek sözü verdiler. T.C askeri, Türk Bayrakları, Atatürk heykelleri Türkiye Kürdistan’ından çıkartılacak sözü verdiler.
Barış süreci diyorlardı.
Barış süreci bu sözlerdi.

* * * *

Barış süreci:
Bölünmüş vatan demekti.
Sözler tahrik vitaminiydi.
Tatmin gecikti.
Tatmin gecikince ve IŞİD kılığına girmiş Araplar, Suriye’de PKK’lı Kürtleri öldürmeye başlayınca Türkiye’de Çarşamba isyanı başlatıldı. İsyancıların kurşunlarıyla ve 4’ü de linç edilerek 24 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öldü. 148 vatandaş yaralandı. Hizbullahçı (Hüda Par) Kürtler, PKK’lı Kürtleri öldürürken 3 bin işyeri yakıldı. 263 kamu binası, 190 banka, 80 parti binası, 340 özel araç, 216 resmi araç, 30 özel yurt ve dernek, 1 belediye binası, çok sayıda MOBESE kamerası, elektrik direği yıkıldı, yakıldı, tahrip edildi. Türk Bayrakları indirilip tekmelendi.

* * * *

İçişleri Bakanı’nın daha ölü sayısı 10 iken görevden kendisinin çekilip gitmesi; demokrat ahlak ve devlet terbiyesi gereğiydi. Başbakan’ın da dün istifasını vermesi gerekirdi çünkü başbakan olduğu gün kutlama konuşmasında; “Kürt meselesinde (barış süreci adı altında verilen sözlerde) geri dönülmez noktanın geçildiğini” bizzat kendisi kendi ağzıyla dile getirmişti.
Barış sürecinin dönülmez noktasına; “Vur gerilla vur- Kürdistan’ı kur” diyerek gelindiği için; “Vur Mehmetçik vur! Kürdistan’ı kur” safhasına geçilmişti. Mehmetçik Suriye’ye girsin Kobani’de IŞİD Araplarını vursun. Kürdistan’ı kursun istiyorlardı. Herhalde böyle bir söz de verilmişti.
Adı barış süreciydi.
Dönülmez noktaya gelindi:
Suriye’de Kobani’de Arap, Kürt’ü vuruyor diye Kürt, Türkiye’de Türk’ün canına, bayrağına saldırıyor.
Dönülmez nokta mimarları!
Abdullah Öcalan!
Tayyip Erdoğan!
Aralarına IŞİD girdi.
Arap, Kürt’ü öldürüyor.
Kürt, Türk’e saldırıyor.

O sarayda oturamaz!

Orta Vadeli Program açıklandı. Ekonomik kriz patlamasın diye programa yeni yüksek vergiler koyuldu. Halkın sırtına yeni vergiler binecek. Bu durumda Atatürk Orman Çiftliği içinde 1 milyar liradan fazla para akıtılarak yapılan 1000 odalı Ak Saray’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan artık oturamaz. Halkı vergi yükü altında inletip kendilerine bu vergilerle şatafatlı, lüks saraylar yaptıran dünyanın en zalim tiranları (diktatörleri) bile saraylarında oturamadı. Yıkıldılar.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.