Rahmi Turan: “A­ta­tür­k’­ü unu­tur­sak her şe­yi­mi­zi kay­be­de­ri­z”

Rahmi Turan-2013-1Bu­gün Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’nin ku­ru­lu­şu­nun 91’in­ci yıl­dö­nü­mü…
Cum­hu­ri­yet bi­ze Bü­yük Ata­tür­k’­ün ar­ma­ğa­nı­dır.
9. Cum­hur­baş­ka­nı Sü­ley­man De­mi­rel 1924 do­ğum­lu… 1923’te ku­ru­lan Cum­hu­ri­yet ile ne­re­dey­se ya­şıt. Söy­le­di­ği söz çok önem­li:
“A­ta­tür­k’­ü unu­tur­sak, her şe­yi­mi­zi kay­be­de­riz.” di­yor.
Çok ger­çek­çi bir ifa­de… Ben de ay­nı dü­şün­ce­de­yim. An­cak…
Bu­gün Tür­ki­ye­’yi yö­ne­ten­ler, Ata­tür­k’­ü unut­tur­mak, onun iz­le­ri­ni sil­mek için her şe­yi ya­pı­yor­lar!
Ha­zin bir du­rum…
Yan­lış yol­da ol­duk­la­rı­nı an­la­dık­la­rı va­kit bel­ki de iş iş­ten geç­miş ola­cak…
Eğer bu ge­mi ba­tar­sa, on­lar da bo­ğu­lup gi­de­cek­ler ama bu ür­per­ti­ci so­nu­cu dü­şü­ne­mi­yor, bu kor­kunç teh­li­ke­yi al­gı­la­ya­mı­yor­lar.
De­mek ki, ze­kâ de­re­ce­le­ri o ka­dar! Al­lah akıl fi­kir ver­sin!
* * * *
Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’ni ku­ran Ata­türk ve İnö­nü­’den son­ra, ben­ce, en bü­yük “Ü­çün­cü Dev­let Ada­mı­” olan Sü­ley­man De­mi­re­l’­in, cum­hu­ri­ye­ti biz­le­re ar­ma­ğan eden Ata­türk için söy­le­di­ği her söz bir ders ni­te­li­ğin­de­dir:
“Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal Ata­tür­k’­e min­net ve şük­ran borç­lu­yuz. Bu ebe­di­dir ve her gün söy­le­sek yi­ne de faz­la bir şey yap­mış ol­ma­yız.” di­yor.
Gü­zel ve ger­çek­çi söz­ler bun­lar… Ta­bi­i an­la­ya­na!
“Her ku­şun eti yen­me­z”
Cum­hu­ri­ye­ti­miz 91 ya­şın­da…
Sü­ley­man De­mi­rel 90 ya­şın­da…
Ne mut­lu ona ki, köy ço­cu­ğuy­du, dev­let okul­la­rın­da oku­du, 1949 yı­lın­da 25 ya­şın­da bir genç iken gir­di­ği dev­let hiz­me­tin­de Baş­ba­kan­lı­ğa ve Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na ka­dar en üst ma­kam­la­ra yük­sel­di.
12 yı­lı aşan bir sü­re Baş­ba­kan­lık, 7 yıl Cum­hur­baş­kan­lı­ğı yap­tı.
Ak­tif si­ya­set ha­ya­tın­da 6 de­fa git­ti, 7 de­fa gel­di, 9’un­cu Cum­hur­baş­ka­nı ol­du.
De­mi­rel bu­nu:
“Cum­hur­baş­kan­la­rı kuş de­ğil­dir. Bi­na­ena­leyh ve had­di­za­tın­da her ku­şun eti yen­mez! Yen­me­di­ği için de biz 6 ke­re git­mi­şiz, 7 ke­re gel­mi­şiz­dir.” di­ye an­la­tı­yor.
İşa­dam­la­rı, ga­ze­te­ci ve ya­zar­lar, yer­li-ya­ban­cı si­ya­set ve dev­let adam­la­rı, her yaş­tan ka­la­ba­lık bir din­le­yi­ci kit­le­si onu ayak­ta al­kış­lı­yor.
* * * *
Is­par­ta İs­lâm­kö­y’­de, Sü­ley­man De­mi­re­l’­in adı­nı ta­şı­yan “De­mok­ra­si ve Kal­kın­ma Mü­ze­si­”nin açı­lı­şı­na ben de da­vet­liy­dim. Ma­ze­re­tim ne­de­niy­le gi­de­me­dim.
Mü­ze­nin açı­lı­şı­nı ve ha­va­sı­nı, ora­da ko­nu­şu­lan­la­rı, baş­ta ga­ze­te­ci ar­ka­da­şım Hu­lu­si Tur­gut ol­mak üze­re, di­ğer mes­lek­taş­la­rım­dan din­le­dim.
De­mi­rel Mü­ze­si, Cum­hu­ri­ye­t’­imi­zin 50 yı­lı­nın gör­sel ve bel­ge­sel öze­ti­ni ser­gi­li­yor.
Mü­ze­nin fi­kir ba­ba­sı olan kar­de­şi Şev­ket De­mi­rel:
“Bu mü­ze, de­mok­ra­si ile kal­kın­ma­nın ni­kâh­lı ol­du­ğu­nu or­ta­ya ko­yu­yor. De­mok­ra­si ol­ma­dan kal­kın­ma da ol­maz! Bu ne­den­le adı­nı ‘De­mi­rel-De­mok­ra­si ve Kal­kın­ma Mü­ze­si­’ koy­duk.” di­yor.
* * * *
Bu söz­ler (yar­gı ve med­ya da­hil) her alan­da­ki ağır bas­kı­lar­la ve çı­kar­dı­ğı an­ti­de­mok­ra­tik ya­sa­lar­la, de­mok­ra­si­yi, fi­kir ve dü­şün­ce öz­gür­lü­ğü­nü yok et­me­ye ça­lı­şan bu­gün­kü ik­ti­da­rın ku­la­ğı­na kü­pe olur mu, bi­le­mi­yo­rum.
“Ka­ram­sar ol­ma­ya­lım!”
De­mi­re­l’­in doğ­du­ğu Is­par­ta-İs­lâm­kö­y’­de açı­lan “De­mi­rel – De­mok­ra­si ve Kal­kın­ma Mü­ze­si­”n­de 10 bin kla­sör, 6 mil­yon bel­ge ve ga­ze­te ku­pü­rü, 6 bin ka­set­lik ses ve gö­rün­tü var.
De­mi­rel, ço­cuk­luk yıl­la­rın­dan baş­la­yıp, 1949 yı­lın­da dev­let hiz­me­ti­ne gir­di­ği gün­den bu ya­na her şe­yi sak­la­mış, bi­rik­tir­miş.
Kı­rık ka­lem­ler­den tu­tun, oku­du­ğu ki­tap­la­ra, le­hin­de ve­ya aley­hin­de olan ka­ri­ka­tür­le­re, kra­vat­la­ra, şap­ka­la­ra ka­dar, eş­ya­la­rı, fo­toğ­raf­la­rı, her şe­yi mu­ha­fa­za et­miş, hep­si­ni özen­le sak­la­mış…
De­mi­rel mü­ze­sin­de Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’nin de ta­ri­hi var…
Ata­tür­k’­e, de­mok­ra­si­ye, as­ke­ri dar­be dö­nem­le­ri­ne atıf­ta bu­lu­nan De­mi­rel, ül­ke­nin 50 yı­lın­da ya­şa­nan her ola­ya ya­kın­dan ta­nık ol­du­ğu­nu be­lir­te­rek şöy­le di­yor:
* * * *
“Yap­tı­ğı­mız her iş­te Tür­ki­ye bir­li­ği­nin ve be­ra­ber­li­ği­nin ze­de­len­me­me­si­ne, de­mok­ra­si­nin ze­de­len­me­me­si­ne dik­kat et­tik. Hep be­ra­ber ge­le­ce­ğin iyi gün­le­ri­ne kat­kı­da bu­lu­na­lım. Tür­ki­ye­’nin el­bet sı­kın­tı­la­rı var­dır. Her dö­nem­de de var­dır. Ama Tür­ki­ye­’nin önü par­lak­tır. Hiç­bir şe­kil­de kö­tüm­ser­li­ğe, ka­ram­sar­lı­ğa ka­pıl­ma­ya­lım. Ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ği için ay­dın­lık yol­lar­da yü­rü­me­ye de­vam ede­lim.”
Gü­nün Sö­zü
“Ül­ke­miz­de ka­nun­lar örüm­cek ağı­na ben­zer. Bü­yük­ler de­ler ge­çer, kü­çük­ler ya­ka­la­nır!”

Cumhuriyet-anıt-2014-1

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.